Mesnevi-i Nuriye
Arkadaş,Tevhid iki çeşit olur:
Birisi âmiyane tevhiddir ki:
"Allah'ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür." der. Bu kısım tevhid sahiblerinin fikirce gaflet ve dalalete düşmeleri korkusu vardır.
İkincisi hakikî tevhiddir ki:
"Allah birdir, mülk Onundur, vücud Onundur, her şey Onundur." der; lâ-yetezelzel bir itikada sahibdirler. Bu kısım tevhid sahibleri, her şeyin üstünde Cenab-ı Hakk'ın sikkesini görür ve her şeyin cebhesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede huzurî bir tevhid melekesi mâliki olurlar ki, dalalet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar.
Tevhid: Birleme, birlik, Allah'tan (cc) başka ilah olmadığına inanmak.
Âmiyane: Bilgisizce, cahillere yakışır şekilde.
Şerik: Ortak.
Mülk: Mal. Yer. Sahip olunan her şey.
Gaflet: Düşüncesizlik ve ihmal sebebiyle, içinde bulunduğu gerçeklerden habersiz olma.
Dalalet: Sapıtma, doğru yoldan ayrılma, iman ve islâm yolundan sapmak.
Lâ-yetezelzel: Sarsılmaz.
İtikad: İnanmak, inanç, gönülden iman.
Sikke: Ait olduğu yeri belirten ve gösteren damga, mühür, işaret.
Huzurî: Her an Allah'ın(cc) huzurunda olduğunu hisseder şekilde.
Meleke: Tecrübelerin veya tekrarlamaların sonucu kazanılan bilgi ve beceri alışkanlığı.
Evham: Vehimler, zanlar, kuşkular, esassız şeyler, kuruntular.
Arkadaş,Tevhid iki çeşit olur:
Birisi âmiyane tevhiddir ki:
"Allah'ın şeriki yok ve bu kâinat Onun mülküdür." der. Bu kısım tevhid sahiblerinin fikirce gaflet ve dalalete düşmeleri korkusu vardır.
İkincisi hakikî tevhiddir ki:
"Allah birdir, mülk Onundur, vücud Onundur, her şey Onundur." der; lâ-yetezelzel bir itikada sahibdirler. Bu kısım tevhid sahibleri, her şeyin üstünde Cenab-ı Hakk'ın sikkesini görür ve her şeyin cebhesinde bulunan mührünü, damgasını okur. Ve bu sayede huzurî bir tevhid melekesi mâliki olurlar ki, dalalet ve evhamın taarruzundan kurtulurlar.
Said Nursi
Tevhid: Birleme, birlik, Allah'tan (cc) başka ilah olmadığına inanmak.
Âmiyane: Bilgisizce, cahillere yakışır şekilde.
Şerik: Ortak.
Mülk: Mal. Yer. Sahip olunan her şey.
Gaflet: Düşüncesizlik ve ihmal sebebiyle, içinde bulunduğu gerçeklerden habersiz olma.
Dalalet: Sapıtma, doğru yoldan ayrılma, iman ve islâm yolundan sapmak.
Lâ-yetezelzel: Sarsılmaz.
İtikad: İnanmak, inanç, gönülden iman.
Sikke: Ait olduğu yeri belirten ve gösteren damga, mühür, işaret.
Huzurî: Her an Allah'ın(cc) huzurunda olduğunu hisseder şekilde.
Meleke: Tecrübelerin veya tekrarlamaların sonucu kazanılan bilgi ve beceri alışkanlığı.
Evham: Vehimler, zanlar, kuşkular, esassız şeyler, kuruntular.
Son düzenleme: