İlim-irfan
Well-known member
Irbad bin Sariye radıy
u anh diyor ki: Resûlullah sall
u aleyhi ve sellem bir gün bize namaz kıldırdı. Sonra da pek duygusal bir konuşma yaptı. O konuşmadan kalplerimiz ürperdi, gözlerimiz yaşardı.
Dedik ki: Ya Resûlullah: Bu adeta veda eden birinin konuşması gibi oldu; bize vasiyette bulunur musun? Buyurdu ki: 'Size Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Size Habeşli bir köle bile lider olsa ona itaat etmenizi tavsiye ederim. Sizden yaşayanlar pek çok ayrılıklar görecektir. Size, benim sünnetimi ve hidayet üzere olan raşit halifelerin sünnetini tavsiye ederim. Sünnetime iyi sarılın, ona tutunun. Sakın sonradan çıkan şeylere kapılmayın. Her bidat dalalettir.' [Ebu Davud, Sünne, 6-4607; Tirmizî, İlm, 16-2676; İbni Mace, Mukaddime, 6-42]
Olayın tahlili
Resûlullah sall
u aleyhi ve sellem efendimiz, ashabının bulunduğu bir ortamda onları duygusal yönden etkileyen bir konuşma yapmıştır. Bu konuşmadan orada bulunanlar etkilenmişlerdir. Bu etkilenme üzerine sahabiler, kendilerine vasiyette bulunmasını istemişlerdir. Zira o anda yapılan konuşmanın ne olduğuna dair bir bilgimiz bulunmamasına rağmen, Irbad radıy
u anhın anlatımından çıkan sonuca göre o konuşma bir tür veda eden kişi konuşmasına benziyordu. Resûlullah sall
u aleyhi ve sellem de onların bu ricası üzerine bu sözleri irat buyurdu.
Hadiste geçen vasiyetin içeriğinde şunlar var:
Takva, lidere itaat, gelecekte vahdetin bozulma haberi, sünnetin kurtarıcılığı, Raşit halifelerin işlerinin de sünnetle beraber anılmaya ve izlenmeye değer olduğu ve bidatlerin sapıklık olduğu, bidatten uzak durulması gerektiği.
Bu hadis en muteber hadis kitaplarından üçünde rivayet edilmiştir. Bunların dışındaki hadis kaynaklarından bazılarında da mevcuttur. Dolayısıyla önümüzdeki hadisi şerif, tavsiye ettiği meselelerde tartışılabilir bir bilgi vermemektedir. Hadis ve sünnet neye delalet ediyorsa bu hadis ona delalet etmektedir.
Bu hadisin muhtevası, istekte bulunanlara verilmiş cevaptan oluşmaktadır. Kim Resûlullah sall
u aleyhi ve sellemin lisanından bir vasiyet duymayı arzu ediyorsa bu aynı zamanda ona da verilmiş cevaptır. Her mü'min için en değerli vasiyetlerden biri olması gereken bir vasiyetin muhtevasını çalışma takvimimiz gibi görmek durumundayız. Resûlullah sall
u aleyhi ve sellemin sünnetinin bizim için önemi açısından, bizim sünnet ehli olma iddiamız açısından bu hadis hassas çizgiler çizmektedir. Diğer yandan da kaos ortamlarında kurtuluşun ana kurallarını bu hadiste görüyoruz. Dikkatlice okumak ve kendimize tatbik etmek vasiyetten nasiplenmektir Allah'ın izniyle.
Birinci vasiyet: Takva
Takva, Allah korkusunu esas alarak yaşamanın adıdır. Haramlara düşmeden yaşamak, cehenneme girme endişesini sürekli göz önünde bulundurmak, nimetlere şımarmamak takvadır. İbadetlerde ciddi olmak takvadır. Kul hakkına riayet etmek takvadır.
Siyasi çalkantılardan, akidevî ayrılıklara kadar her alanda bir numaralı kılavuz takvadır. Allah'tan korkmak kurtuluştur. Kaostan ve endişeden uzak kalmaktır. Dünyevileşip erime sürecine karşı teminat takvadadır. Şeytanın hilelerine karşı da sığınak takvadadır. Takva bütün zaman ve mekânlar için geçerli bir öğüttür. Takva Kâbe'nin gölgesinde de ölçüdür, dağ başında da ölçüdür.
İkinci vasiyet: İtaat
Müslümanların yaşadığı toplum, Kur'an ve sünnetin ölçü alındığı toplumdur. Kur'an ve sünnet de huzurun kaynağıdır. O toplumun her ferdi huzur ve güvene destek olmak durumundadır.
Liderin derisinin rengi önemli değildir. Hangi aileye mensup olduğu da önemli değildir. Liderlikte standart mü'minlerden olmaktır. Mü'minlerden olan ve mü'minleri Allah'ın kitabıyla idare eden lidere itaat edilecektir. Simsiyah derili bir lider, imanlı bir yürek taşıyorsa o, bembeyaz derilinin de siyahın da lideridir. İman bütün renkleri eşit renge dönüştürür. Üstünlüğün takvadan başka mihengi olamaz.
Üçüncü vasiyet: Yaşayan ihtilaf görecektir
Akidede, siyasette hatta kalplerde ihtilaflar olacaktır. Yarın veya yakın bir tarihte bunlar olacaktır. İhtilaflar beklenmedik şeyler değildir. İhtilaflara karşı hazırlıksız yakalanmak tehlikelidir. Çünkü ihtilaf bir imtihan sürecidir. Allah Teâlâ bazı kullarını da ihtilaf ortamında imtihan etmeyi murat etmiştir. Önceki kullarına cephelerde şehadet seçenekleri açarak imtihan murat etmişti. Bir sonrakilere de ihtilafı, iç çekişmeyi imtihan olarak murat ettiyse kulun seçeneği yoktur. Fitneye karşı uyanık bulunup imtihanı kazanacaktır.
Dördüncü vasiyet: Sünnete sarıl
Resûlullah sall
u aleyhi ve sellem sağken, onun etrafında kenetlenenler kurtuldular. Ona aykırı yol tutturanlar ise helak oldular. Ondan sonra da kurtarıcı yine odur. O yoksa da onun sünneti kıyamete kadar var olacaktır. Onun sünnetini rehber edinenler, Bedir'de onun etrafında kenetlenenler gibi kurtulacaklardır. Onun sünneti, bıraktığı her şeydir. Kur'an, hadisler onun sünnetidir. Çünkü sünnet onun mirası demektir.
Beşinci vasiyet: Raşit halifeler
Resûlullah sall
u aleyhi ve sellemin sünnetini aynen sürdüren dört halife, bu ümmetin gözünde raşit halifelerdir. Aslında onlar nebilik makamında değildiler. Masum olmaları da mümkün değildir. Ancak onlar, Resûlullah sall
u aleyhi ve sellemi esas alarak iş yaptılar. Verdikleri kararlar Bedir mücahitlerinin ve diğer ashabın ittifakına dayandı. Ashabın ittifakı da hata üzerine oluşmaz. Bunun için hem sünneti o raşit halifelerin anladığı şekilde anlamak hem de onları izlemek kurtuluştur. Fitne zamanlarının güvenli gemisidir.
Gerek sünnete sarılmak ve gerekse sünnetin tabii bir uzantısı olarak raşit halifeleri izlemek, hadisi önemli görmektir. Sadece Kur'an'a tutunmak, Kur'an adına da olsa anlamlı değildir. Asırlar öncesinden Resûlullah sall
u aleyhi ve sellem, Kur'an adı altında hadisleri önemsiz görmeye karşı ikazını yapmıştır: 'Sakın ha! Adam, koltuğuna yaslanmışken benim hadisimi duyar da şöyle der olmasın: 'Sizinle aramızda Allah'ın kitabı vardır. Orada neyi helal görürsek onu helal sayarız. Neyi de haram görürsek onu haram sayarız.' Muhakkak Allah'ın Resûlü, Allah'ın haram koyduğu gibi haram koymuştur.' [Tirmizî, İlm, 10-2664; İbni Mace, Mukaddime, 2-12]
Altıncı vasiyet: Bidatten kaçın
Bidat, dine sonradan sokulan şeylerdir. Din Allah'ın olduğuna göre kulların dine kendi uygun gördükleri şeyleri sokmaları tehlikelidir. Çünkü dine sonradan giren her şey aslından bir şeyi ezecektir. Bunun için vasiyet, dini olduğu gibi koruma emriyle son bulmuştur.
Meselenin özü
Fitneler, kafa karışıklıkları kesinlikle mukadderdir. Mü'min için bütün asırlardaki çare, ilk neslin çaresidir. O da Kur'an ve sünnete samimi bir şekilde sarılmaktır.
Nureddin Yıldız - Milli Gazete
19/01/2010
Dedik ki: Ya Resûlullah: Bu adeta veda eden birinin konuşması gibi oldu; bize vasiyette bulunur musun? Buyurdu ki: 'Size Allah'tan korkmanızı tavsiye ederim. Size Habeşli bir köle bile lider olsa ona itaat etmenizi tavsiye ederim. Sizden yaşayanlar pek çok ayrılıklar görecektir. Size, benim sünnetimi ve hidayet üzere olan raşit halifelerin sünnetini tavsiye ederim. Sünnetime iyi sarılın, ona tutunun. Sakın sonradan çıkan şeylere kapılmayın. Her bidat dalalettir.' [Ebu Davud, Sünne, 6-4607; Tirmizî, İlm, 16-2676; İbni Mace, Mukaddime, 6-42]
Olayın tahlili
Resûlullah sall
Hadiste geçen vasiyetin içeriğinde şunlar var:
Takva, lidere itaat, gelecekte vahdetin bozulma haberi, sünnetin kurtarıcılığı, Raşit halifelerin işlerinin de sünnetle beraber anılmaya ve izlenmeye değer olduğu ve bidatlerin sapıklık olduğu, bidatten uzak durulması gerektiği.
Bu hadis en muteber hadis kitaplarından üçünde rivayet edilmiştir. Bunların dışındaki hadis kaynaklarından bazılarında da mevcuttur. Dolayısıyla önümüzdeki hadisi şerif, tavsiye ettiği meselelerde tartışılabilir bir bilgi vermemektedir. Hadis ve sünnet neye delalet ediyorsa bu hadis ona delalet etmektedir.
Bu hadisin muhtevası, istekte bulunanlara verilmiş cevaptan oluşmaktadır. Kim Resûlullah sall
Birinci vasiyet: Takva
Takva, Allah korkusunu esas alarak yaşamanın adıdır. Haramlara düşmeden yaşamak, cehenneme girme endişesini sürekli göz önünde bulundurmak, nimetlere şımarmamak takvadır. İbadetlerde ciddi olmak takvadır. Kul hakkına riayet etmek takvadır.
Siyasi çalkantılardan, akidevî ayrılıklara kadar her alanda bir numaralı kılavuz takvadır. Allah'tan korkmak kurtuluştur. Kaostan ve endişeden uzak kalmaktır. Dünyevileşip erime sürecine karşı teminat takvadadır. Şeytanın hilelerine karşı da sığınak takvadadır. Takva bütün zaman ve mekânlar için geçerli bir öğüttür. Takva Kâbe'nin gölgesinde de ölçüdür, dağ başında da ölçüdür.
İkinci vasiyet: İtaat
Müslümanların yaşadığı toplum, Kur'an ve sünnetin ölçü alındığı toplumdur. Kur'an ve sünnet de huzurun kaynağıdır. O toplumun her ferdi huzur ve güvene destek olmak durumundadır.
Liderin derisinin rengi önemli değildir. Hangi aileye mensup olduğu da önemli değildir. Liderlikte standart mü'minlerden olmaktır. Mü'minlerden olan ve mü'minleri Allah'ın kitabıyla idare eden lidere itaat edilecektir. Simsiyah derili bir lider, imanlı bir yürek taşıyorsa o, bembeyaz derilinin de siyahın da lideridir. İman bütün renkleri eşit renge dönüştürür. Üstünlüğün takvadan başka mihengi olamaz.
Üçüncü vasiyet: Yaşayan ihtilaf görecektir
Akidede, siyasette hatta kalplerde ihtilaflar olacaktır. Yarın veya yakın bir tarihte bunlar olacaktır. İhtilaflar beklenmedik şeyler değildir. İhtilaflara karşı hazırlıksız yakalanmak tehlikelidir. Çünkü ihtilaf bir imtihan sürecidir. Allah Teâlâ bazı kullarını da ihtilaf ortamında imtihan etmeyi murat etmiştir. Önceki kullarına cephelerde şehadet seçenekleri açarak imtihan murat etmişti. Bir sonrakilere de ihtilafı, iç çekişmeyi imtihan olarak murat ettiyse kulun seçeneği yoktur. Fitneye karşı uyanık bulunup imtihanı kazanacaktır.
Dördüncü vasiyet: Sünnete sarıl
Resûlullah sall
Beşinci vasiyet: Raşit halifeler
Resûlullah sall
Gerek sünnete sarılmak ve gerekse sünnetin tabii bir uzantısı olarak raşit halifeleri izlemek, hadisi önemli görmektir. Sadece Kur'an'a tutunmak, Kur'an adına da olsa anlamlı değildir. Asırlar öncesinden Resûlullah sall
Altıncı vasiyet: Bidatten kaçın
Bidat, dine sonradan sokulan şeylerdir. Din Allah'ın olduğuna göre kulların dine kendi uygun gördükleri şeyleri sokmaları tehlikelidir. Çünkü dine sonradan giren her şey aslından bir şeyi ezecektir. Bunun için vasiyet, dini olduğu gibi koruma emriyle son bulmuştur.
Meselenin özü
Fitneler, kafa karışıklıkları kesinlikle mukadderdir. Mü'min için bütün asırlardaki çare, ilk neslin çaresidir. O da Kur'an ve sünnete samimi bir şekilde sarılmaktır.
Nureddin Yıldız - Milli Gazete
19/01/2010