Yalan dolanla gönlünüzü kirletmeyiniz

İlim-irfan

Well-known member
Mahmut Toptaş - Milli Gazete
29/09/2009


Yıllar öncesiydi. Bir polis memuru sorgulama teknikleri ile ilgili kitap yazmış. Televizyon kanallarından biri de o polisle canlı yayın röportaj yapmıştı. Bir çok sorgulama tekniğini anlattıktan sonra röportajcı kişi "Peki, suç işleyenler bu kitabı alıp okusalar ve sizin neyi nasıl soracağınızı öğrenseler sizin bu teknikleriniz işe yaramaz hale gelmez mi?" diye sormuştu.
Polis memuru da "Biz bu teknikleri bıraktık" diye cevap vermişti.
Hiçbir olay diğerinin aynı değildir.
Olayı insan yapıyor.
Her insanın el çizgileri diğerinden ayrı olduğu gibi bütün olaylar da ayrı karakter taşırlar.
Son günlerin olayları hakkında hiçbir zaman en doğru bilgiyi edinemeyeceğiz.
Bir akşam muhalif muvafık birkaç arkadaşla oturun ve sabah namazına kadar Susurluk olayını tartışın.
Sabah olunca sağlam bilgi ile oradan ayrılmadığınızı göreceksiniz.
Huzuruna iki kişi gelip hak talebinde bulunanlara sevgili
Peygamberimiz "Ben de insanım. Bana davanızı ilettiniz. İkinizden birinin dili daha kuvvetli olur ve ben onun lehine karar veririm. Ama kim haksızken haklı çıkıp kardeşinin malını alırsa bilsin ki ona ben cehennemden bir ateş kesmiş olurum" buyurmuş. (Buhari, K: Şehadat ve Ahkam)
Ebu Davud bu hadisi rivayet ettikten sonra miras konusunda davacı olan iki kişinin ikisi de ağlamaya başladıklarını "Benim hakkım senin olsun, yok benim hakkım senin olsun" dediklerini, malı bölüşüp kura çektiklerini ve helâlleştiklerini haber verir. (Ebu Davud, K. Akdıye, bab, kada-ül kadı iza ahtae)
Hakimlerin özgür ve dokunulmaz olduğu duyurulan bir ülkede seçimle en öne çıkanlar mahkemelerin işine karışır ve biri aynı davanın avukatı olur, öbürü de savcısı olursa adaletin ortaya çıkması mümkün değildir.
Onun için siz de benim gibi yapın derim. Rabbimiz buyurmuş: "Hakkında bilgin olmayan şeyin ardına düşme. Çünkü kulak, göz ve gönül bunların hepsi ondan, (yaptığından) sorumludur." (İsra süresi ayet 36)
Birçok gazeteden aynı konuyu okuduğunuzda zaman israfından, göz yorulmasından, bilgi kirlenmesinden, gönül bulanıklığından hesaba çekilebiliriz.
Ayrıca başkalarının sözünü esas alıp iftirayı yaygınlaştırdığımız gibi eğriyi doğru, doğruyu eğri gösterme tarafına da gidebiliriz.
Şekel bin Humeyd, bir gün Peygamber efendimize gelir ve "Ya Rasülellah, bana bir dua öğret" der.
Sevgili Peygamberimiz de "Allahım, kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden, avret mahallimin şerrinden sana sığınırım de" buyurmuş. (Ebu Davud babün fil istiaze)
Ayağımıza başkasının kirli çorabını giymeyiz ama başkalarının kirlettiği iftirayı, gıybeti, yalanı, dolanı kulağımızdan, gözümüzden gönlümüze sokmaktan çekinmeyiz. Allah'a ve ahrete inanmayanların kalemi veya dili ishal olsa pek bir şey fark etmez. Ama siz iman sahibi insanlarsınız. Gözünüzü, gönlünüzü, kulağınızı, dilinizi kirletmeyiniz. Bunlar emanettir. Hesaba çekileceğiz.
 
Üst