yeter ki bana mecnun olmayı öğret...

kasif1

Well-known member
“Değil mi ki sen Yusuf güzelisin, gömleğin çoktan yırtık senin. Ve değil mi ki ben tecelli etmesem eksik kalır sana dair kader. ‘Senin kaderin benim tecellim.’, Kaderimde zindan varsa, Yusufluğum su götürmez benim.’”
Aşk böyle bir şey işte
Hep aşktan sorarlar, Hep aşkı sorarlar;
Aşka dair ne varsa sorulmuştur ve söylenmiştir oysa.
Ama yine de sorarlar…
Zaman, mekân, yaş ve konum değişse de Aşk değişmiyor çünkü…
Değişen sadece âşıklar ve maşuklar (âşık olunan) kişiler yani,
Yani sen ve ben…

Ferhat’a dağı deldirecek, Şirin’e geceyi.
Kays’ı mecnun edip çöllere düşürecek… Leyla’yı dillere,
Kerem’i Aslı’nın narına yakacak…
Romeo’yu Juliet’e…
Mehmet’e ülkeyi terk ettirecek, Ece’ye Dünyayı.
Yusuf’u zindana düşürecek, ateşlere Züleyha’yı…
Eğer hiç âşık olmamışsanız “ütopik” gelebilir bu sözler size, belki de anlamsız ve sersemce…
İskender Pala’dan bir alıntıyla ya da en öz ifadeyle tarihten bir anıyla, “aşk”nasıl bir şey; okuyun da görün işte…

Anlatırlar ki Züleyha, Yusuf'u zindana attırdığı vakit onun ayrılığıyla yanıp yakılmaya başlamış. Hem kendisinden ayırmış, hem hasretini çeker olmuş. Bu yüzden zaman zaman zindanı ziyarete gider, sureta "Hükümlüm kaçmış olmasın!" diye kontrol eder ama içten içe de hasret giderirmiş. Eğer Yusuf'u uyurken bulursa hücresinin önünde bekler, seyreder; eğer uyanık bulursa azarlayıp gidermiş. Azarlamasının sebebi de karşılık versin de sesini duyayım diyeymiş. Lakin Yusuf hiç cevap vermezmiş.
Nihayet sesini çok özleyince bir köle çağırıp, "Hemen şimdi git, zindanda Yusuf'u yere yık, adamakıllı kamçıla! Öyle vur ki ta uzaktan ah ettiğini duyayım." emrini vermiş…
Köle emre itaate niyetlenmişse de Yusuf'un güzel yüzünü görünce kıyamamış. Hücrede bulduğu bir postu yere serip onu kamçılamaya başlamış. Kölenin her kamçısında Yusuf mahsustan feryad etmekte, çığlık atmaktaymış. Beri taraftan da Züleyha bağırıyormuş:
"- Daha hızlı vur, adamakıllı vur!" Nihayet köle Yusuf'a yalvarmış:

- A güneş yüzlü, Züleyha gelir de sırtında kamçı izi göremezse şüphesiz beni öldürür. Hiç olmazsa bir kere omzunu aç, dişini sık, azıcık olsun kamçıya dayan!..

Yusuf elbisesini sıyırdığında köle öyle bir vuruşla vurmuş ki Yusuf yere kapaklanmış, can evi kavrulmuş. Sonra da Yusuf'un ah edişini duyan Zeliha'nın feryadı işitilmiş:

- Yeteeer!..”
 
Üst