Ashab-ı Kehf: (bk. bilgiler) | Eski Harb-i Umumî: Birinci Dünya Savaşı |
Yusufiye medresesi: Hz. Yusuf’un (a.s.) hapiste kalmasına benzetilerek, iman ve Kur’ân’a hizmetinden dolayı tutuklananların hapsedildiği yer; hapishane | adalet-i kaderi: kaderin adaleti |
allâme: büyük âlim | azmetmek: gayret sarf etmek |
beyan etmek: açıklamak | cilve-i inâyet-i Rabbâniye: Rabbimizin yardım ettiğini gösteren yansımalar, belirtiler |
ehl-i riyazet: nefsini terbiye etmek için manevî eğitime giren kişiler | ehl-i riyâzât: az gıda ile nefsin heveslerini kırıp, ilim ve ibâdetle meşgul olanlar |
esaret: esirlik, tutsaklık | eâzım-ı müçtehidîn: âyet ve hadisler başta olmak üzere, diğer dinî delillerden hüküm çıkarma bilgi ve kabiliyetine sahip olan büyük İslâm âlimleri |
faide-i uhreviye: ahirete ait faydalar | fevkinde: üstünde |
hakaik-i imaniye: iman hakikatleri, esasları | hakikat: gerçek, esas |
hayat-ı içtimaiye: sosyal hayat | hayat-ı siyasiye ve içtimaiye: siyasî ve toplumsal hayat |
imam: bir ilimde sözü delil kabul edilebilecek derecede derin ve geniş bilgi sahibi olan âlim | inzivâ: yalnız başına bir yere çekilip dünya işleriyle uğraşmama |
inâyet-i Rabbâniye: Allah’ın inâyeti, yardımı | istirahat-i kalb: kalp rahatlığı |
kemâl-i sabır: tam bir sabır | menzil: yer, mekân |
merhameten: şefkat göstererek, acıyarak | mutasavver: hayal edilen |
mücahid-i ekber: en büyük mücahit | mücahidâne: cihad ederek, mücadele ederek |
münzevî: bir köşeye çekilip ibadetle uğraşan, dünyayı terk eden kişi | müteaddit: bir çok |
neşir: yayılma | sa’y: çalışma |
sebat etmek: kararlı olmak | suret: biçim, şekil |
sükût etme: susma | tecellî etmek: belirmek, görünmek |
tecrid-i mutlak: tam bir yalnızlık | tecridhane: eskiden dervişlerin dünya işlerinden ellerini çekip yalnız başlarına yaşadıkları oda, yalnızlık odası |
târiküddünya: dünya ile ilgili her şeyi terk eden | zayi etmek: kaybetmek |
ziyade: çok, fazla | zulm-ü beşer: insanların zulmü |
âhir: son | çilehane: yalnız başına çile çekilip ibadet edilen yer |
İmam-ı Ahmed ibni Hanbel: (bk. bilgiler) | İmam-ı Âzam: (bk. bilgiler – İmâm-ı Âzam Ebu Hanife) |
şark-ı şimalî: kuzeydoğu | şekvâ: şikâyet |
şükür: teşekkür etme, Allah’a karşı minnet duyma |
|