Yürek Yangınları

nurhadimi

üye Sorumlusu
Yürek Yangınları


[FONT=&quot]Bir zamanlar yaşlı bir adam ah çekmeyi, gözyaşı dökmeyi âdet edinmişti. Bir dostu ona bunun sebebini sordu. O da anlattı[/FONT]:

[FONT=&quot]Ben bir köle tüccarıydım. İstanbul'da, 300 liraya bir cariye satın almıştım. Yüzü aydan aydın, dudağı şekerden tatlı bir dilberdi. İşve ve naz mesleğinde onu yetiştirdim. Çok emek çektim. Çok gayret sarf ettim[/FONT].

[FONT=&quot]Pazara götürdüğümde pazar kızıştı, müşteri çoğaldı, fiyat yükseldi. [/FONT]
[FONT=&quot]Satmadım, bekledim[/FONT].

[FONT=&quot]İkindi bereketi, silahlar kuşanmış karayağız bir delikanlı atının üstünde çıkageldi. Benim kölemi görünce atından indi, yanına yaklaştı, gülümsedi ve: [/FONT]

[FONT=&quot]"Adın ne?" dedi. Kölemin de ona gülümsediğini gördüm. Delikanlı bana döndü ve fiyatını sordu. "Kendisi tam ayar altın bebektir ve tam ayar bin altın eder." dedim. Hiçbir şey söylemedi. Oralarda biraz gezinip oyalandı. Sonra kölenin avucuna gizlice bir şey verip gitti[/FONT].

[FONT=&quot]Akşam olunca bunun yüz altın olduğunu gördüm. Şaşırmıştım[/FONT].

[FONT=&quot]Ertesi gün kölemin değeri daha da arttı. Ben satmayı geciktiriyordum[/FONT].
[FONT=&quot]O gün ikindi vakti o delikanlı yine geldi[/FONT].
[FONT=&quot]Yine kızın avucuna bir şey bıraktı. Baktım, yüz altın daha[/FONT].

[FONT=&quot]Böyle dört gün devam etti. Beşinci gün delikanlıyı takip ettim. Kaldığı yeri öğrendim[/FONT]. [FONT=&quot]Sordum, soruşturdum. En son atını satmış. Altıncı gün köle pazarına yine geldi[/FONT]. [FONT=&quot]Lakin köleyi yalnızca uzaktan seyretti. O gece kızın elinden tutup delikanlının evine götürdüm[/FONT].

"[FONT=&quot]Benim bu gece acil bir işim çıktı. Bu köleyi sana emanet bıraksam yarına kadar kollayıp gözetir misin?" dedim[/FONT].

[FONT=&quot]Önce kabul etmek istemedi, sonra razı oldu[/FONT].

[FONT=&quot]Ben kaldığım hana döndüm. Gece aralarında nasıl geçer, beraberlikleri ne şekilde yürür diye düşünerek yatağıma oturdum. Gece yarısına doğru kapım şiddetle yumruklanmaya başladı. Açtım. Kölem ağlıyor ve titriyordu[/FONT].

"[FONT=&quot]Sana ne oldu; o genç ile aranızda ne geçti?" dedim. Ağlaması durmuyordu. Neden sonra mırıldandı[/FONT]:

-[FONT=&quot]O genç öldü[/FONT].

-[FONT=&quot]Bu nasıl oldu peki[/FONT]?

-[FONT=&quot]Sen ayrılınca beni iç odaya aldı. Bana yemek getirdi. Ben yerken o oturup beni seyretti. Elimi yıkamam için leğen getirdi. Sonra bir yatak serdi. Üzerime misk ve gülsuyu serpti. Bana gözlerimi yummamı söyledi. Yumdum. Parmağını yanağıma koydu[/FONT].

"[FONT=&quot]Subhanallah! Bu ne güzel sevgili; ne etkileyici bir güzellik!"[/FONT][FONT=&quot] diyor, bunu tekrarlayıp duruyordu[/FONT].

[FONT=&quot]Sonra birden, "Allah'ım hata ettim, haddi aştım, affet beni!" dedi ve sonra: [/FONT][FONT=&quot]

"İnna lillahi ve inna ileyhi raciun"
[/FONT]
[FONT=&quot]
"Allah'a aitiz ve ona döneceğiz!"[/FONT]
[FONT=&quot] ayetini okuyarak haykırdı, düştü.

Gözümü açıp vücudunu sarstım. Canını Allah'a teslim etmişti[/FONT].

[FONT=&quot]Kölem bunları anlattıktan sonra sabaha kadar ağladı ve gün doğarken o gencin adını sayıklayarak ruhunu teslim etti[/FONT].

[FONT=&quot]İşte benim bütün bu ağlamalarım günahtan kaçınarak sevgilerine leke getirmeyen o iki âşıkın anısınadır[/FONT].

[FONT=&quot]O iki temiz ve zarif genç gibisini belki bir gün bir yerde buluveririm diye dünyada dolanıp durmadayım[/FONT]. [FONT=&quot]Yaşadıkça bu arayışımı sürdürecek ve böyle öleceğim[/FONT].

[FONT=&quot]İskender Pala[/FONT]
 

nurhadimi

üye Sorumlusu
Gönül evi dostundur. Dostun evi gönüllerdir. Gel dost ile kalalım.
Gönül evi sonsuzdur. Dost aşkına sevelim. Dost aşkına yanalım.


Aşk gönül işidir. Gönüller bu yüzden aşkı iş edinir. Gel aşkı iş edinelim.
Aşksızlık gönüllerin ecelidir.Aşkla yanalım ikimiz.
Aşıklar yanar bilirsin. Aşkta dirilelim ikimiz. Aşıklar ölmez bilirsin.

Gel gönülden kavuşalım!
Gel gönülden konuşalım!

“Gel, gel aramıza katıl;
biz Hakk’a gönül vermiş aşk insanlarıyız!
Gel bize katıl da sevgi kapısından içeriye giriver,
Giriver ve evimizde bizimle beraber otur...
Gel birbirimizle içten konuşalım,
Kulaklardan, gözlerden gizli konuşalım...
Güller gibi dudaksız ve sessiz görüşelim,
Tıpkı düşünce gibi dudaksız, dilsiz görüşelim...
Mademki hepimiz biriz,
Birbirimize dilsiz, dudaksız gönülden seslenelim...
Madem ki ellerimiz kenetli,
Gel bu halden bahisler açalım.
El ayak gönül hareketlerini daha iyi anlar,
Öyle ise gel dilimizi tutalım,
Titreyen gönüllerimizle buluşalım

(Hz. Mevlana)

Gel gönülden konuşalım!

Dostun nazargahı olan gönülden. O gönül ki; dost onu sevdi, onu beğendi, onu yer bildi. Ona aşkı, ona sevgiyi öğretti. Aşkı bir gök gibi yaydı gönüllere. İşte, oradan sesleniyorum sana...

Gel gönülden konuşalım!

Sözlerin iflas ettiği yerden buluşalım.
Sükuta boyansın her yer. Sükut boyasın her yeri.
Yürekten selamlaşalım.
Kapat gözlerini. Gözlerin kendiliğinden kapansın.
Kalbinden kalbime, kalbimden kalbine yollar açalım.

Göz göze gelsin gönüllerimiz.
Bütün azalarımız dil olsun.
Sonra vedalaşsın birbirleriyle azalarımızla vedalaşalım.

Gel gönülden konuşalım!

Sarmaş dolaş olsun ruhlarımız.
Kulaklardan, dudaklardan gizlice buluşalım.
Mesafeler kalksın, ayrılıklar bitsin, acılar dinsin kucaklaşalım.
Kanatlansın ruhlarımız, ruhlarımız şaha kalksın.
İçimizdeki aydınlığa koşalım.

Gel gönülden konuşalım!

Bağdaş kursun yüreklerimiz gökyüzünde.
Lal olsun dilimiz, sessizce çığlıklar atalım.
Ateşin kelimeler sarsın her yanı. Ateşten cümleler kuralım.

Gel gönülden konuşalım!

Sen sema ol, ben heva.
Her nefes dol içime, her nefes birlikte yol alalım.
Sessizce yağalım bulutlardan. Bulutlar sessizce ağlasın bize.
Gökkuşağından alalım rengimizi. Gök kuşağına tutunalım.
Gök kuşağı tutsun bizi, karışalım.

Gel gönülden konuşalım!

Gözyaşı kadar sıcak olsun sözlerimiz.
Gözyaşı kadar içten. Gözyaşı kadar berrak.
Usulca süzülsün ruhlarımızdan; teker teker, tane tane, coşkun ırmaklar kadar pak. Yetmezse bildiklerimiz, bilemediklerimiz için ağlaşalım.
Gözyaşı rahmettir, gözyaşı berekettir, gözyaşı rahmettir; gözyaşıyla tanışalım, gözyaşı ile tutuşalım.

Gel gönülden konuşalım!

En mahrem yerinde gecenin, en mahrem sözlerle anlaşalım.
Sırları paylaşalım.
Sınırları aşalım.
Sırların katibine bahisler açalım.
O yazsın biz susalım.
O sussun biz konuşalım.

Gel gönülden konuşalım!

“gel, aramıza gir. Biz, Hak aşıklarıyız.
Gel aramıza katıl da sana aşk bahçesinin kapısını açalım.
Gölge gibi evimizde otur, biz Hak güneşinin komşularıyız.
Biz, can gibi göze görünmüyoruz, aşıkların aşkı gibi izimiz, nişanımız da yok. Fakat eserlerimiz sende, senin önünde, çünkü biz can gibi hem gizliyiz, hem de apaçık ortadayız. Sen, her neden bahsediyorsan, onlardan da yücelere, daha ötelere bak, biz ötelerin de ötesindeyiz. Sen, su gibisin, kafat çukurda kalmışssın mahpussun. Kendine bir yol aç da bize katıl, çünkü biz Hakka’a doğru akan bir seliz.”

(Divanı-ı Kebir)
 

nurhadimi

üye Sorumlusu
Gel gönülden konuşalım!

Gönül evi dostundur. Dostun evi gönüllerdir. Gel dost ile kalkalım.
Gönül evi sonsuzdur. Dost aşkla sevelim. Dost aşkına yanalım.
Aşk gönül işidir. Gönüller bu yüzden aşkı iş edinir.
Gel aşkı iş edinelim. Aşksızlık gönüllerin ecelidir.

Aşkla yanalım ikimiz. Aşıklar yanar bilirsin.
Aşkta dirilelim ikimiz. Aşıklar ölmez bilirsin.

Gel gönülden kavuşalım!
Gel gönülden konuşalım!
 

Aks_i_NuR

Well-known member
O iki temiz ve zarif genç gibisini belki bir gün bir yerde buluveririm diye dünyada dolanıp durmadayım. [FONT=&quot]Yaşadıkça bu arayışımı sürdürecek ve böyle öleceğim[/FONT].

Allah razı olsun kardeşim..
 
Üst