Konuya cevap cer

Ashabın Zikre Teşviki

Hz. Ömer (ra)’dan: “Devamlı insanlardan bahsederek kendinizi meşgul etmeyin. Bu size bela getirir. Allah’ı zikredin.”59 

Yine Ömer (ra)’dan: “Allah’ı zikredin, bu size şifa verir. İnsanlar hakkında dedi kodu yapmaktan kaçınır. Çünkü bu hastalıktır.”60 

Hz. Ömer bir veya iki arkadaşının elinden tutar ve “Kalk da gidelim, imanımızı artıralım” der ve sonra bir kenara çekilerek Allah’ı zikrederlerdi.61 

- Biz Muaz’la beraber yürüyorduk. Bize “Oturunuz ve bir saat iman edelim!” dedi.62 

Hz. Osman (r.a)’dan: “Eğer kalplerimiz tertemiz olsaydı, Allah’ı zikretmekten usanmazdı.”63

İbn-i Mesud’dan: “Allah’ı zikredin. Ancak, sizinle birlikte Allah’ı zikredenlerle arkadaşlık edin.”64

Selman’dan: “Birisi kendisine hediye edilen güzel cariyelerle birlikte gecelerse, diğeri de Kur’an okuyarak, Allah’ı zikrederek gecelerse, ikincisi ilkinden üstündür.”65

Habib Bin Ubeydullah’dan: Bir adam Ebu Derda’ya gelerek,

- “Bana öğüt ver” dedi. O da;

-“İyi zamanlarında Allah’ı zikret ki, dar zamanlarında da o seni hatırlasın. Herhangi bir dünya nimetine kavuştuğun zaman, sonunun ne olacağını düşün” dedi.66

Ebu’d Derda (r.a) şöyle derdi:

-“Amellerimizin en hayırlısını, Rabbiniz katında en makbülünü ve derecenizi yükseltenini size haber vereyim mi? Bu amel düşmanla çarpışmanızdan, şehit olmanızdan, düşmanları öldürmenizden daha hayırlıdır. Bu amel, altın ve gümüş tasadduk etmekten daha hayırlıdır,” dedi. Yanındakiler:

-“Nedir o Ya Ebu’d Derda?” diye sordular O da:

-“Allah’ı zikretmektir. Allah’ı zikretmek en efdal ameldir” diye cavab verdi.67

Yine Ebu’d Derda’dan: “Dillerinden Allah’ın zikrini düşürmeyenler, gülerek cennete giderler.”68 

Ebu’d Derda’ya, Ebu Said b. Münebbih’in yüz köle azad ettiği söylendi. Ebu’d Derda: 

“Yüz kişiyi azad etmek büyük bir fedakârlıktır. Eğer dilersen bundan daha üstününü sana haber vereyim. Bu da gece ve gündüz, kalpte çalışan bir imandır. Daima Allah’ı anan bir lisandır. İşte bu daha üstündür” dedi.69

Yine O’ndan: “Allah Teâlâ sizin aranızda rızıklarınızı taksim ettiği gibi ahlaklarınızı da taksim etmiştir. Allah Teâlâ malı sevdiğine de, sevmediğine de verir. Fakat imanı ancak sevdiği kimseye verir. Allah bir kulunu severse, ona iman verir. Kim ki mal hususunda infak etmekten kaçınır, cimrilik yaparsa, düşmanla cihaddan korkarsa, geceleri ibadet zorluğuna katlanmazsa, hiç olmazsa, lâ ilâhe ill, Allâhu ekber, elhamdülillah ve sübhân gibi zikirleri yapmaktan geri durmasın.”70

Muaz b. Cebel (r.a)’dan:

-“Allah’ı zikirden başka hiçbir amel ademoğlunu Allah’ın azabından kurtaramaz” dedim.71 Yanında bulunanlar:

-“Ey Ebu Abdurrahman, Allah yolunda yapılan cihat da mı kurtaramaz?” diye sordular.

-“Evet, ancak yaralanıncaya kadar Allah yolunda kılıç sallayanlar müstesnadır. Çünkü, Allah kitabında: “Allah’ı zikretmek en büyük ameldir.”72 Buyurmaktadır.” Dedim.73

Abdullah b. Amr (r.a)’dan: “Sabah akşam Allah’ı zikretmek, Allah yolunda kılıçlar kırmaktan, çok sadaka vermekten eftaldir.”74

Abdullah b. Mesud’dan: “Bir gün sabahtan akşama kadar Allah’ı zikretmek bence sabahtan akşama kadar Allah yolunda at koşturmaktan daha iyidir.”75

Ebu Ubeyde b. Abdullah b. Mesud’dan: Abullah b. Mesud’a göre sadece Allah’ı zikretmek için yapılan konuşma değerli idi.76 

Ata’dan: İbn Mesud birgün şafak söktükten sonra mescitte konuşan bir grubun yanına geldi. Onları konuşmaktan men ederek:

-“Sizler buraya sadece namaz kılmak için geldiniz. Ya namazınızı kılın ya da susun” dedi.77

Ebu’d Derda’dan: “Günde yüz kere “Allahu Ekber” demek bence yüz dinar sadaka vermekten daha iyidir.”78

Muaz b. Cebel’den: “Sabahtan akşama kadar Allah’ı zikretmek bence sabaha kadar Allah yolunda at koşturmaktan daha iyidir”.79

Enes b. Malik’ten: Ebu Musa ile (r.a) bir yere gidiyorduk. Halkın konuşmakta olduğunu ve birinin fesahatlı sözler söylediğini işitince:

-“Enes ne oluyor. Gel Rabbımızı zikredelim. Bunlardan birisi konuşacağım diye diliyle avurdunu yırtacak!” dedi.80

Muaz b. Abdullah b. Rafi anlatıyor: Abdullah b. Ömer, Abdullah b. Cafer ve Abdullah b. Ebu Umeyre (r.a)’un da bulunduğu bir mecliste idim.

Abdullah b. Umeyre: 

-“Muaz b. Cebel’den işittim. Rasulullahın şöyle buyurduğunu duymuş: İki söz vardır ki bunlardan birisinin arşa varmasına melekler mani olamaz. Diğeri de yerle gök arasını doldurur. Bunlar: “Lailahe ill” ve “Allahu ekber” sözleridir.” diye anlattı. Bunun üzerine ibn. Ömer:

-“Sen Muaz b. Cebelin böyle söylediğini işittin mi?” dedi.

-“Evet” deyince Abdullah b. Ömer ağladı, göz yaşları sakalını ıslattı.

-“Bunlar sevdiğimiz ve hoşlandığımız iki sözdür” dedi.81

Cüreyri’den: Enes b. Malik Zatı Irk’da ihrama girmişti. İhramdan çıkıncaya kadar onun Allah’ı zikirden başka bir şey konuştuğunu işitmedik. Bana;

-“Yeğenim, işte ihramda böyle hareket edilir.” dedi.82

Abdullah b. Revâha’nın iman meclislerine olan rağbeti hakkında birkaç hatırası: Abdullah b. Revâha Allah Rasûlü’nün ashâbından birisiyle karşılaştığında; 

“Gel de bir saat Rabb’imize iman tazeleyelim” dedi. Bir gün bir kişiye bunu söylediğinde, adam öfkelendi ve Rasûlullah’a gelerek 

“Ey Allah’ın Rasûlü! Bakmaz mısın, İbn Revâha’ya! Senin getirdiğin imandan insanları uzaklaştırıyor. Bir saatlik imana götürüyor!” dedi. Hz. Peygamber bu kişiye cevap olarak: 

-“Allah İbn Revâha’dan razı olsun. O meleklerin kendisiyle iftihar ettiği meclisleri seviyor” dedi. 

- Abdullah b. Revâha bir arkadaşına 

-“Gel de bir saat Allah’a iman edelim” dedi. Arkadaşı ona 

-“Biz mü’min değil miyiz?” dediğinde, Abdullah da 

-“Evet, biz mü’miniz. Fakat Allah’ı zikredersek imanımız daha da artar” dedi. 

Abdullah b. Revâha benimle karşılaştığı zaman bana: 

-“Ey oğul! Otur, bir saat zikredelim!” derdi. Birlikte oturur, bir saat zikrederdik. Sonra: 

-“İşte bu iman meclisidir. İman meselesi gömleğin meselesine benzer. Sen iç gömleği çıkardığında, bakarsın ki giymişsin. Bazan da giydiğinde bakarsın ki çıkarmışsın. Kalb fıkır fıkır kaynayan çanaktan daha süratle alt-üst edilir” derdi.83 


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst