Konuya cevap cer

Zübeyir Gündüzalp'in bir Nur talebesine yazdığı mektup


Aziz muhterem kardeşim...Mademki İslâm’ın her derdine razı olduğunu bildiriyorsun, bu müjdenle bize aşk ve şevk veriyorsun, o halde iyi dinle:

Vazifen: Dikenler arasından güller toplayacaksın. Ayağın çıplaktır, batacak; elin açıktır, ısıracak. Buna sevineceksin!

  Firavunlar kucağında büyüyen çocuk Mûsâ’ları safına  alacaksın. Aldığın için dövecekler. Konuştuğun için zindana koyacaklar;  sevineceksin!

Çöllere sürülürsen, kanınla ağaç  yetiştireceksin. Kutuplara sürülürsen, vücut ısınla sebze  yetiştireceksin. Yeşilliği sevmeyenler olacak. Yakacaklar, yıkacaklar.  Sen bunu sabırla seyredeceksin!

Karanlık  zindanlara atarlarsa, ışık; paslı vicdanları görürsen, ümit; imansız  kalplere rastlarsan, Nur vereceksin. Sen verdiğin için suç, sen  getirdiğin için ceza, sen konuştuğun için mahkûm olacaksın. Ve buna  şükredeceksin!

Anadan, yardan, serden  ayrılacaksın. Candan, gönülden Kur’ân’a sarılacaksın. Damla iken deniz,  nefes iken tayfun olacaksın. Derdini yazmak için derini kâğıt, kanını  mürekkep edeceksin. Kimse ile görüştürmezlerse, mecnun olup çöllere  düşeceksin. Leyla arar gibi nur arayanları bulacaksın. Bulamazsan  üzülmeyeceksin!

Makamlar, servetler verirlerse, nefsini unutacaksın...

Yalan, iftira, çamur fırtınasına tutulursan, hissiyâtını terk edeceksin...

Önünde  demirden set yaparlarsa, dişinle deleceksin. Dağları toptan oymak  gerekirse, iğne ile oyacaksın. Unutma! Nerede olursan ol, küfrün ve  cehlin tâ temelini çürüteceksin.

Bir gün Kur’ân etrafındaki surların yıkıldığını görürsen; hemen kemiklerini taş, etlerini harç, kanını da su edeceksin.

Etrafına  ilimden, irfandan, faziletten, ahlâktan kaleler dikeceksin. Kaleler,  fedailer ister. Nasıl olsa sen de içinde fedai olacaksın.

Bu  mektubu okuyunca, Mesnevî’yi okuyan Yunus Emre gibi “Uzun olmuş”  diyeceksin. Onun gibi “Ben olsa idim ‘Ete, kemiğe büründüm. Yunus diye  göründüm’ derdim” dediği gibi, sen de “Ne lüzum vardı uzun uzun yazmaya,  kısaca ‘Kur’ân talebesi olacaksın’ deseydin yeterdi” diyeceksin.

Haklısın; zira İslâm yoluna giren, bilir ki bu yol kıldan ince, kılıçtan keskindir. Her kişinin değil, er kişinin yoludur.

Seni  bütün ruh-u canımla kucaklar, gözlerinden öper, duâlarına mukabele  eder, Allah’ın rızası dairesinde buluşmak üzere mektubuma son verirken,  dalâlete düşen din kardeşlerimin, kısa bir zamanda sizin gibi hidayete  ermelerini Cenâb-ı Vâcibü’l-Vücud olan Hazret-i Allah’tan niyaz eylerim.  Âmin.

Zübeyir Gündüzalp


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst