Konuya cevap cer

Merhametsizlik eden merhametsizlik bulur 


Merhametsizlikten, münekkitlikten kurtulma yolunda ilerle ey kardeş!  Aksi halde, ya yakında, ya uzakta, ya dünyada, ya Haktan, ya halktan  inmesin sana adem-i merhamet. Zira, �Men dakka dukka.� (Eden bulur.)  Merhametsizlik etme, sonra merhametli dosttan dahi merhametsizlik  görürsün. Ger görmezsen dünyada mukabil, ukbada görürsün muzaaf ceza,  bunu bil. 


Merhametsizliği körükleyen, hürmetsizliği alevlendiren öfke zamanında  hürmet ve muhabbet, cennetmekân kimselerin güzelliklerindendir. 

Öfke zamanında hürmet ve merhamet ne güzel ahlâktır. Merhamet tohumunu eken, muhakkak huzur ve saadet harmanını elde eder. 


Nisyan-ı nefis illeti  


Güya kendisi kusurdan müberra olmuş, hattâ hata ve yanlışlarından  kurtulmuş gibi, çoklarının ve içinde yaşadığı muhitteki ehl-i imanın  kusurları ile fiilen, amelen ve hayalen uğraşmak, merhametsizliktir. Bu  fena huya sahip olanlar, bu tehlikeli merhametsizliği işleyenler,  nisyan-ı nefis illetine tutulmuş ve nefsinin şımarmış olma ihtimalinden  titresinler. Ey nefsim, sen titre, kendine bak, kendini gör, kendini  bil, kendini anla, kendini tecessüs et! Ancak nefsine müfettiş, nefs-i  emmarene murakıp olma yüksekliğine çık. 


Rıfk ile davranmak  


Cennete giren fazilet sahiplerine melekler sorarlar: 

�Faziletiniz nedir?� 

Onlar cevap verirler: 

�Zulme uğradığımız vakit sabrederdik, bize kötülük edilince de, rıfk (yumuşak huyluluk) ile davranırdırk.� (Hadis meâli) 

Allahü Teâlâ sertlik ve kabalığa vermediği ecir, sevap ve mükâfatları,  rıfk ve mülâyemete verir. Rıfktan mahrum olan ev halkı, çok şeylerden  mahrum kalırlar. (Hadis meâli) 

Rıfktan, şefkatten mahrum olanlar, hayırdan, sevaplı amellerden mahrum  kalırlar. (Hadis meâli) Hiddete getirilince kızmayıp, hilm ve sabır  gösteren kimse, Allah�ın sevgisine mazhar olur. (Hadis meâli) 


Kur�ân talebelerinin hedefi  

Kur�ân talebelerinin hedefi, Kur�ânî ve İslâmî hakikatleri tek kelime  ile, İslâmiyeti bütün ruhuyla kavramak ve ona bağlanmaktır. Onların yolu  mahza İslâmiyettir. Bundan başka herhangi bir yol veya mezhep değildir.  Dine hizmeti gaye-i hayat edinirler. Allah�ın emirlerine uyup  yasaklarından kaçmayı seve seve, cân ü gönülden ifa ederler. Kur�ân  hakikatlerini her tarafa neşredip mü�minlerin imanını kurtarmak  hizmetinde canla başla çalışırlar. 


Dine hizmeti gaye edinen güzide topluluk  

Her asırda İslâmiyete hizmet eden güzide bir kavmi Cenâb-ı Hak, İslâmlar  içinde meydana getirir. Bunları hizmet-i diniyede muvaffak kılar. Bu  ehl-i hizmet, Cenab-ı Hak indinde çok makbuldür. Ve Allah Teâlâ�nın  sevgisine mazhardır. Bunlar hakkında dünyevî ve uhrevî hayır ve  saadetleri irade buyurur. O muhterem ve muazzez topluluk da Cenab-ı  Hakkı sever. Dine hizmeti gaye-i hayat edinir. Halık-ı Kerim�e ibadet ve  taâatı ve nehy-i İlâhîden (Allah�ın koyduğu yasaklardan), masiyet ve  günahlardan kaçmayı seve seve, can ve gönülden îfâ ederler. Sahip  oldukları tahkikî iman kuvvetiyle bunda müstesna bir sûrette muvaffak  olurlar. 


İman ve Kur�ân hizmetkârları  


Her asırda İslâmiyete hizmet eden güzide bir kavmi Cenâb-ı Hak, İslâmlar  içinde meydana getirir. İşte bu zamanda da o kavim, Kur�ân�ın parlak ve  nurlu tefsirini kendilerine mürşid ve rehber edinen talebelerdir.  Bunlar Kur�ân�ın hakikatlarıyla iman merâtibinde (mertebelerinde)  terakkî eden ve onları her tarafa neşredip mü�minlerin imanlarını  kurtarmak hizmetinde canla başla çalışan, aşk ve şevkle gayret ve  faaliyette bulunan Kur�ân ve iman hizmetkârlarıdır. 

Hedefleri sadece iman ve İslâmiyeti kuvvetlendirmek ve yükseltmektir.  Kur�ânî, dinî, imanî ve İslâmî hakikatları, tek kelime ile, İslâmiyeti  bütün ruhuyla kavramak ve ona bağlanmaktır. İslâm kardeşliğini, vahdet-i  İslâmı (İslâm birliğini) parçalamak kasd-ı mahsusuyla birtakım  dinsizler tarafından uydurulup neşredilen lâflara beş para ehemmiyet  vermezler. Onların yolu mahza İslâmiyettir, bizatihî Kur�ân caddesidir.  Bundan başka herhangi bir yol veya mezhep değildir


En yüksek gayemiz  

En üstün gayemiz rıza-yı İlâhîdir. Bizim en birinci ve en yüksek  gayemiz, bütün maddî ve manevî makam ve mertebelerden ve menfaatlerden  vazgeçerek ve onlardan yüz çevirerek, Kur�ân-ı Azîmüşşan�da en yüksek  makam olarak gösterilen �Rıza� makamına erişmektir. Rıza-yı İlâhî  yolunda cehd etmektir. Bunun çare-i yegânesi de her ameli Allah rızası  için işlemektir. Yani, ihlâstır.         


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst