| Görüntülü soru ve cevaplarımızın bu bölümünde Sözler kitabının Üçüncü Söz isimli risalesine dair bazı sorular cevaplanmaktadır.
Sağ yolda gidenlerin onda dokuzu kurtuluyor. Onda bir zarar ihtimali var. Sol yolun yolcusunda ise onda bir kurtulma ihtimali var. Bu ihtimalleri nasıl anlamalıyız?
|
 |
1. Soru: Sağ yolda gidenlerin onda dokuzu kurtuluyor. Onda bir zarar ihtimali var. Sol yolun yolcusunda ise onda bir kurtulma ihtimali var. Bu ihtimalleri nasıl anlamalıyız?
2. Soru: Her iki yol kısa ve uzunlukta nasıl bir oluyorlar?
3. Soru: “Sağ yolun yolcusu kimseden minnet almayarak huzur ve rahat-ı kalp ile gider” deniliyor. Ancak uygulamada pek de öyle görünmeyebiliyor. Bunu nasıl izah edebilirsiniz? Aynı mesele sol yolun yolcusu için de geçerlidir.
4. Soru: “İman emniyet-i tamme verir.” ve “Evet her hakiki hasenat gibi cesaretin dahi membaı; imandır, ubudiyettir. Her seyyiat gibi cebanetin dahi membaı; dalalettir.” cümlelerini açar mısınız? Zira iman sahibi olup da cesur ve emniyet-i tamme içinde olamayan çok insanlar var.
5. Soru: “İnsan nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde sermayesi hiç hükmündedir.” cümlesini açar mısınız? Çünkü başka yerlerde üstadımız insanı “eşref-i mahlukat, halife-i ruy-i zemin” olarak tarif ediyor. Arada, nasıl bir ilgi vardır?
Öte yandan “sermayesinin hiç hükmünde” olması, insanın irade bazında zavallı ve aciz olduğunu ifade ediyor. Bir yandan da “insan günahlarından ve isyanlarından hesaba çekilecektir,” deniliyor.
* * *
1. Soru: Sağ yolda gidenlerin onda dokuzu kurtuluyor. Onda bir zarar ihtimali var. Sol yolun yolcusunda ise onda bir kurtulma ihtimali var. Bu ihtimalleri nasıl anlamalıyız?
[coolplayer]http://video.google.com/googleplayer.swf?docid=-8224118394638279500&hl=tr&fs=true[/coolplayer]
İndirmek için tıklayın…
Soru ve cevabı okumak için tıklayın…
2. Soru: Her iki yol kısa ve uzunlukta nasıl bir oluyorlar?
[coolplayer]http://video.google.com/googleplayer.swf?docid=3249242963372804698&hl=tr&fs=true[/coolplayer]
İndirmek için tıklayın…
3. Soru: “Sağ yolun yolcusu kimseden minnet almayarak huzur ve rahat-ı kalp ile gider” deniliyor. Ancak uygulamada pek de öyle görünmeyebiliyor. Bunu nasıl izah edebilirsiniz? Aynı mesele sol yolun yolcusu için de geçerlidir.
[coolplayer]http://video.google.com/googleplayer.swf?docid=-2607955650574994705&hl=tr&fs=true[/coolplayer]
İndirmek için tıklayın…
Soru ve cevabı okumak için tıklayın…
4. Soru: “İman emniyet-i tamme verir.” ve “Evet her hakiki hasenat gibi cesaretin dahi membaı; imandır, ubudiyettir. Her seyyiat gibi cebanetin dahi membaı; dalalettir.” cümlelerini açar mısınız? Zira iman sahibi olup da cesur ve emniyet-i tamme içinde olamayan çok insanlar var.
[coolplayer]http://video.google.com/googleplayer.swf?docid=-1273820242599929415&hl=tr&fs=true[/coolplayer]
İndirmek için tıklayın…
Soru ve cevabı okumak için tıklayın…
5. Soru: “İnsan nihayetsiz şeylere muhtaç olduğu halde sermayesi hiç hükmündedir.” cümlesini açar mısınız? Çünkü başka yerlerde üstadımız insanı “eşref-i mahlukat, halife-i ruy-i zemin” olarak tarif ediyor. Arada, nasıl bir ilgi vardır?
Öte yandan “sermayesinin hiç hükmünde” olması, insanın irade bazında zavallı ve aciz olduğunu ifade ediyor. Bir yandan da “insan günahlarından ve isyanlarından hesaba çekilecektir,” deniliyor.
[coolplayer]http://video.google.com/googleplayer.swf?docid=6227540690233263036&hl=tr&fs=true[/coolplayer]
İndirmek için tıklayın…
Soru ve cevabı okumak için tıklayın…
Sohbetin Tamamı
[coolplayer]http://video.google.com/googleplayer.swf?docid=4402793767758891836&hl=tr&fs=true[/coolplayer]
İndirmek için tıklayın…
