- Bu konu 1 yanıt içerir, 3 izleyen vardır ve en son Anonim tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
19 Mayıs 2006: 22:29 #642077Anonim
Çünkü Biz insanı bir takım katkılarla karıştırılmış bir nutfeden yarattık; onu evire çevire deneyelim diye de onu işiten ve gören bir varlık yaptık. (İnsan: 2)
TIP kendi içinde bölünmüşlüğü ile, kendi dalında bölümleri ile binlerce terim ifadeleri ile on binlerce sayfalık dökümanlari ile bir mebdenin ikinci adımı olan nutfenin gelişimini adım adım müdakkik bir şekilde incelemekte, insan gibi bir sırr-ı azimi çözmeye, marifetullah ilmindeki perdeleri aralamaya çalışmaktadır.
Kur’an’ı Azimüşşan bundan 1400 küsür yıl önce insan suresi ikinci ayetinde ipucunu verdiği sırrın izharında, on binlerce sayfalık dökümanlar oluşturulmuş. yazılmış… çizilmiş…. ama insan halen sırrını korumakta, bilim bazı noktalarda cevapsız kalmaktadır.
risale-i nurdaki 10.sözden iktibas yapalım şu ifadelere bir bakalım
Quote:Meselâ: İnsan görmüyor mu ki, Biz onu bir nutfeden yarattık da şimdi o çeneli bir çekişgen kesildi. (Yasin suresi 77) tâ, sûrenin âhirine kadar. İşte şu bahiste, haşir meselesinde, Kur’ân-ı Hakîm haşri ispat için, yedi sekiz sûrette, muhtelif bir tarzda ispat ediyor.Evvelâ, neş’e-yi ûlâyı nazara verir, der ki: “Nutfeden alâkaya, alâkadan mudgaya, mudgadan tâ hilkat-i insaniyeye kadar olan neş’etinizi görüyorsunuz. Nasıl oluyor ki, neş’e-yi uhrâyı inkâr ediyorsunuz? O, onun misli, belki daha ehvenidir.“
halen, TIP alanının bir çok meseleyi net aydınlatamamış (mesela AIDS) olması, insan sırrının çözülmesini bekleyen sırlarının olduğunu gösteriyor.
Kur’an’ı Azimüşşanın binlerce yıl önceden ışık tutarak gösterdiği bu misal ayetin yorumu ON BİNLERCE SAYFALIK KİTAPLAR ile tefsir ediliyor. bu işin ehliyet sahibi olanları ise ilhamı Kurandan, detayları kitaplardan takip ediyor.
Görülüyorki, Risale-i Nurlarda, Kur’an’ı Azimüşşanın İman İlminin TEFSİRİ hükmünde, icadın Önünde MUCİDİ gösteriyor.
her kelimesi ile doyurucu olan bu kitabı kur’an’ı azimüşşandan önde tuttuğumuzu söyleyen insafsızların, Ayet-i Kübra olan insanın, tefsiri hükmünde TIP kitaplarına sesi çıkmıyor ne hikmetse.
akıllarının fehmedemediği mevzuları değişik yönlere çekmeye çalışmaları nasipsizliklerinin ifadesi olabilir. tefekkür fakirliğide denilebilir.
yüzden fazla sırrın ifşa edildiği risale-i nurlara bakmadan karalama yapmak, hatta, dahada ileri gidip KAFİR nitelemesi yapmak, bunların literatür ile ifade edebilecek manalı kelimeler yok ki bizde onlara “sizin bize yaptığınız zûlmün karşılığı bu kelimedir” diyelim.
İşte bu nedenle, Kur’an’daki İMAN İLMİNİN TEFSİRİ diye RİSALE-i NUR.
9 Ocak 2007: 21:37 #703977AnonimAslında bende tam bu soruyu soracaktım gördüm ki açıklayan bir başlık varmış. Evet bu soruyu yani bazılarının dediği gibi “neden Kur’an , Kur’an tefsiri değilde Risale-i Nur okunuyor?” bende sizin gibi Risale-i Nur’un çok önemli olduğunu düşünüyorum ama bu konuda sizin kadar yetkin ve bilgili olduğumu hiç düşünmüyorum. Sağolsun Alperdini açıklamış ama zihni bulanık, kararsız arkadaşlarımıza daha başka cevaplar verilebilmesi için başka mesajlar yazabilecek arkadaşlara şimdiden teşekkürü bir borç biliyorum.
10 Ocak 2007: 06:48 #703979AnonimBirYabancı wrote:Aslında bende tam bu soruyu soracaktım gördüm ki açıklayan bir başlık varmış. Evet bu soruyu yani bazılarının dediği gibi “neden Kur’an , Kur’an tefsiri değilde Risale-i Nur okunuyor?” bende sizin gibi Risale-i Nur’un çok önemli olduğunu düşünüyorum ama bu konuda sizin kadar yetkin ve bilgili olduğumu hiç düşünmüyorum. Sağolsun Alperdini açıklamış ama zihni bulanık, kararsız arkadaşlarımıza daha başka cevaplar verilebilmesi için başka mesajlar yazabilecek arkadaşlara şimdiden teşekkürü bir borç biliyorum.Evvela
Değerli Kardeşimiz @BirYabancı Risale-i Nura göstermiş olduğunuz alakdan ötürü sizi tebirk ederim..Salisen @Alperdini kardeşimizinde aktardığı gibi sadece bir temsil itibari ile ama bunu coğaltabilirizde sizler düşünen kardeşlerimiz olduğundan diğer örnekleride aktarmaya gerek yok farklı bir konu üzerinden baska bir acı ile ele almaya çalısacağım inşallah..
Evet nasıl ki bir devletin padişahının sözü kıymetlidir Padişah konusduğunda pür dikkat kulak verilir acaba padişah ne diyor diye ve o padişahın her bir kelimesi üzerinde durulur. Şayet öle değilmidir hic gördünüzmü ki bir devletin delisini pür dikkat dinleyeni ?
İşde ölede Allahu Teala biz insanlara verdiği kıymet ile bizleri muhabbetine ortak ediyor ve bizlerle konusuyor.Peki hiç mantıkmıdır ki bildiğimiz ve bilmediğimiz Sonsuz ilimlere sahip olan ve Herşeyi yoktan vareden Zat-ı Zülcelalin bizlere sölediği kelimeler sıradan ve basit olsun ?Evet @alperdini kardeşimizinde dediği gibi tek hücreli bir insanı arastıran tıp yuzyıllardır tam mahiyetine ulasamamıs peki hic mantıkmıdır ki eserinin mahiyeti asırlardır anlaşılmayan Sanii Zülcelalin kelamının mahiyeti sadece Kur’an-ı Azimüşşan ile anlaşılsın şayet binler sebepden biri olan ; eğer sadece Kur’an-ı Azimüşşan ile anlaşılsaydı neden peygamber vesilesi ile gönderilmiş hem öle bir peygamber ile gönderilmiş ki bırakın İslam alemini batı ve gayri Müslim butun alemlerde dikkatleri celbetmiş ve Kainatın fahri unvanını almış…
Saniyen aklı ve vicdanı olan eğer Kuran-ı Azimüşşanı okumuş , Sünnet-i Seniyyeden Haberi olmuş ve Risale-i Nuru ele alıp incelemiş
ise görecekdir ki Kuran-ı Azimüşşanda Allah bize neler yapıp neler yapmıyacağımızı söler , Sünnet-i Seniyye ile bunun olabileceğini ve nasıl olduğunu ve Risale-i Nur Külliyatında da niçin olacağını görecek aklını ve kalbini tadmin edecekdir….Mesela : Allahu Teala Kuran-ı Azimüşşanda namaz kılmayı emrediyor ; Resülü zişan a.s.v. efendimizden nasıl kılındığını ve tatbikini görüyoruz ve Risale-i Nur Külliyatından da niçin yapmamız gerekdiğini öğreniyoruz..“Risale-i Nur!.. Kur’an âyetlerinin nurlu bir tefsiri.. Baştan başa iman ve tevhid hakikatlarıyla müberhen..
Her sınıf halkın anlayışına göre hazırlanmış… Müsbet ilimlerle mücehhez.. Vesveseli şüphecileri ikna ediyor… En avamdan en havassa kadar herkese hitap edip, en muannid feylesofları dahi teslime mecbur ediyor…Risale-i Nur!.. Nurlu bir külliyat… Yüzotuz eser… Büyüklü küçüklü risaleler halinde… Asrın ihtiyaçlarına tam cevap verir… Aklı ve kalbi tatmin eder… Kur’ân-ı Kerim’in yirminci asırdaki lâfzî değil – manevî tefsiri…
İsbat ediyor!… Akla gelen bütün istifhamları… Zerreden güneşe kadar îman mertebelerini… Vahdaniyet-i İlahiyeyi… Nübüvvetin hakikatını…
İsbat ediyor!… Arz ve Semavatın tabakatından, melaike ve ruh bahsinden, zamanın haikatından, Haşir ve Ahiretin vukuundan, Cennet ve Cehennemin varlığından, ölümün mahiyet-i asliyesinden ebedî saadet ve şekavetin menbaına kadar… Akla gelen ve gelmeyen bütün îmanî meseleleri en kat’i delillerle aklen, mantıken, ilmen isbat ediyor… Pozitif ilimlerin müşevviki… Riyazi meselelerden daha kat’i delillerle aklı ve kalbi ikna edip, merakları izale eden bir şaheser…”Devamı İçin Tıklayınız…
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.