- Bu konu 2,186 yanıt içerir, 35 izleyen vardır ve en son
Anonim tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
10 Ekim 2018: 15:37 #824015
Anonim
.
Yüz’de ısrar etme, “Doksan da olur”.İnsan dediğinde, “Noksan da olur”…
Sakın büyüklenme, “Elde neler var”.
Bir ben varım deme, “Yoksan da olur”.
Hatasız Dost Arayan Dosttan da olur…
Mevlana
21 Ekim 2018: 08:33 #824069Anonim
.
Hazreti Ömer’den 10 Altın Öğüt
İnsanı insan yapan meziyetleri doğru kullanmak için, Hz. Ömer 10 altın öğüt veriyor.
1.. Günah ve harama düşme endişesiyle şüpheli şeylerden uzak durmadıkça aklın faydası olmaz
2.. İlmin olmadıkça erdemin faydası olmaz.
3.. Allah’a karşı alçak gönüllü bir duyarlılık sevgi ve ürperti duyguları taşımadıkça kurtulmanın faydası olmaz.
4.. Adalet olmadıkça yönetimin faydası olmaz.
5.. Edep olmadıkça asaletin faydası olmaz.
6.. Cömertlik olmadıkça zenginliğin faydası olmaz
7.. Güven olmadıkça sevincin faydası olmaz.
8.. Kanaat olmadıkça fakirliğin faydası olmaz
9.. Alçak gönüllülük olmadıkça yükselmenin faydası olmaz.
10.. Allah’ın başarıya ulaştırması olmadıkça çalışmanın faydası olmaz.
26 Ekim 2018: 11:57 #824076Anonim
.
“Aynı günaha tekrar düşeceğim” düşüncesi ile
tövbe edemiyorsanız,“belki bu günahı tekrar işleyemeden ölüm gelir ve
ben tövbe etmiş olarak ölürüm”
diye düşünün ve tövbe edin.”İmam-ı Gazali Hz. (k.s)…
1 Kasım 2018: 15:54 #824092Anonim
.
Yutmadan evvel çiğnemek ne ise,konuşmadan evvel düşünüp taşınmak ta odur.
Kılıç ve süngü bedende yaralar açar,dil ve kalem ise ruhta.
Vaadini yerine getirme hassasiyeti imandan,vaadinden dönme de nifaktan kaynaklanmaktadır.
İhmalden dolayı içine düştüğümü çukurlardan ihmallerimizi telafi etmekle çıkabiliriz.
Bin kere vaadedeceğine bir kere vaadini yerine getir.(Bediüzzaman Said-i Nûrsi )
17 Kasım 2018: 01:34 #824128Anonim
İmâm-ı Ca’fer-i Sâdık “radıyallahü anh” hazretleri buyurdular ki:Sadaka vererek rızkınızı çoğaltınız. Zekât vererek mallarınızı koruyunuz. İktisâd eden, tasarrufa riâyet eden aldanmaz. Tedbirli, düzenli yaşamak, geçimin yarısıdır. İnsanlarla iyi geçinmek, aklın yarısıdır.
Ana-babasını üzen, onlara isyân etmiş olur. Musîbet zamânında dizini döven, sevâbından mahrûm olur. Allahü teâlâ sabrı, musîbet mikdârınca indirir.
Takvâdan, Allahü teâlâdan korkup haramlardan sakınmaktan daha üstün azık yoktur. Susmaktan güzel şey yoktur. Bilgisizlikten zararlı düşman yoktur. Yalandan büyük hastalık yoktur.
İyilik üç şeyle tamam olur:
1. O iyiliği yapmakta acele etmek.
2. Yaptığı iyiliği gözünde büyütmemek, dâimâ küçük görmek.
3. İyiliği yaparken, gizlice yapmak.17 Kasım 2018: 01:42 #824129Anonim
Şihâbüddîn Ebû Hafs Ömer bin Muhammed Sühreverdî “rahmetullahi aleyh” hazretleri oğluna yaptığı nasîhatte şöyle buyurdular ki;
Ey oğul! Sana, Allahü teâlâdan korkmayı, Allahü teâlânın ve Resûlünün, ana-babanın ve evliyânın hakkına riâyet etmeyi tavsiye ederim. Eğer bunu yaparsan, Allahü teâlâ senden râzı olur. Açıktan ve gizli olarak Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet et. Gizli ve açık, içten ve dıştan, tefekkürle, hüzünle ve ağlıyarak Kur’ân-ı kerîm okumayı ihmâl etme. İlimden bir adım bile yüz çevirme. İlim öğren. Tasavvuf ehli olduğunu söyleyip de dalâlet içerisinde olanlardan, onların avâmından olma. Çünkü onlar, din hırsızları ve müslümanları doğru yoldan saptıranlardır.
Peygamber efendimizin “aleyhissalatü vesselam” sünnet-i seniyyesine iyi sarıl. Dinde sonradan ortaya çıkıp, dinden imiş gibi inanılan, hâlbuki dinde olmayan bid’atlerden sakın. Çünkü her bid’at dalâlettir. Kadınlarla, bid’at sâhibi kimselerle, zenginlerle ve nefslerinin peşinde giden avam ile berâber olma. Çünkü bunlar, senin dînini giderir.
Dünyâda az bir şeyle kanâat et. Yalnızlığa iyi sarıl. Hatâ ve günâhların için çok ağla. Helâlinden yemeğe çalış. Çünkü helâl yemek ve haramlardan sakınmak, bütün hayırların ve iyiliklerin anahtarıdır. Harama sakın meyletme. Çünkü harama meyledersen, kıyâmet günü Cehennem’de yanarsın.
23 Kasım 2018: 23:30 #824137Anonim
Şiblî “rahmetullahi aleyh” hazretleri buyurdular ki;
Dört yüz hocadan ders okudum. Bunlardan dört bin hadîs-i şerîf öğrendim. Bütün bu hadîslerden bir tânesini seçip kendimi ona uydurdum, diğerlerini bıraktım. Çünkü, kurtuluşu ve ebedî seâdete kavuşmayı bunda buldum ve bütün nasîhatleri hep bunun içinde gördüm. Seçtiğim hadîs-i şerîf şudur:
Peygamber efendimiz “aleyhissalatü vesselam” bir Sahâbîye buyurdu ki:
“Dünyâ için, dünyâda kalacağın kadar çalış! Âhiret için, orada sonsuz kalacağına göre çalış! Allahü teâlâya muhtâç olduğun kadar itâat et! Cehennem’e dayanabileceğin kadar günâh işle!
13 Ocak 2019: 11:52 #824506Anonim
.
“Takvadan daha üstün bir azık,
susmaktan daha güzel bir erdem,
cehaletten daha zararlı bir düşman,
yalandan daha büyük bir hastalık yoktur.”İmam Cafer-i Sadık (k.s)
27 Ağustos 2019: 15:12 #824546Anonim
İmam Gazâlî (rha)’
“Ey oğul! Rasûlullah Efendimiz (s.a.v.)’in ümmetine yaptığı nasîhatlerden birisi şudur: “Allahu Teâlâ’nın kulundan yüz çevirmesinin alâmeti; onun kendisini ilgilendirmeyen boş şeylerle meşgul olmasıdır.Eğer bir insanın ömrünün bir saati¸ yaratılma gayesi olan Hakk’ın rızâsının dışında geçerse¸ o kimse bu saati için uzun süre hasret ve pişmanlık çekecektir.'[4]
Nasîhat kolaydır; zor olan onu kabullenip yapmaktır. Çünkü nasîhat¸ nefsin kötü zevklerine uyarak onlardan tat alanlar için acıdır. Zira yasak edilen haram işler¸ onların kalpleri için sevimli olmuştur. Bu durum¸ özellikle nefis üstünlüğü ve dünyalık elde etmek için çabalayan ilim talebelerinde sık görülür. Onlar¸ amelsiz ilmin kurtuluşlarına yeteceğini¸ amele ihtiyaç duyurmayacağını zannederler. Bu düşünce filozofların inancı olup yanlıştır.
Hayırlı amellerden yana müflis olma. Güzel hâllerden de eli boş kalma! Şuna kesinlikle inan ki¸ sadece ilim insanın elinden tutmaya yani onu kurtarmaya yetmez. “Akıllı kimse¸ nefsini ıslah edip¸ ölümden sonrası için çalışandır. Ahmak kimse ise¸ nefsine uyup Allahu Teâlâ’dan kendisini hayal ettiği şeylere kavuşturmasını bekleyendir.”
Dilediğin kadar yaşa¸ yine de öleceksin. Dilediğin kişiyi sev¸ yine de ondan ayrılacaksın. Dilediğin kadar çalış¸ amel et¸ muhakkak onun karşılığını bulacaksın.
Gayretin¸ ruhunu kemâle erdirmek¸ nefsini yenmek ve bedenini ölüme hazırlamak olsun. Zira sonunda varacağın yer kabir çukurudur. Hakîkat yolcusuna gereken dört şey vardır. Bunlar:
1. Sahih itikad. Bu¸ içinde bozuk inanç (bidat) bulunmayan itikaddır.
2. Nasuh tevbe. Bu¸ peşinden bir günah zilletine düşülmeyen samimi tevbedir.
3. Hak sahiplerini râzı etmek. Sende kimsenin bir alacağı kalmamalı; sende alacağı ve hesabı olan herkesle helâlleşmelisin.
4. Allah’ın emirlerini yerine getirebilecek kadar din bilgisi. Sonra da seni kurtaracak kadar âhiret ilmi.
27 Ağustos 2019: 23:12 #824548Anonim
Okumak üç türlüdürDilin okuması kıraat,
Aklın okuması tefekkür,
Kalbin okuması hayattır.
İmam Gazali
31 Ağustos 2019: 23:45 #824547Anonim
–
Duâ ve tevekkül meyelân-ı hayra büyük bir kuvvet verdiği gibi,
istiğfar ve tevbe dahi meyelân-ı şerri keser, tecavüzâtını kırar
-SÖZLER-
8 Eylül 2019: 00:35 #824550Anonim
.
“Günahlardan kurtuluşun en süratli yolu, muhabbetullah ve cemalullah’a aşk ve şevk ile bağlanmadır. Bu ise çok ibadet etmek, istiğfar etmek, ölümü ve cehennem ateşini çok düşünmek, gecelerini ibadetle ihyâ etmek, mahlûkâta şefkat göstermek, hüsn-i zan beslemek, şehvet, kin ve kötü fikirlere karşı sabretmekle elde edilir.”Ahmed Ziyâüddîn-i Gümüşhânevî hazretleri
6 Ekim 2019: 16:18 #824553Anonim
İlmi, kibirlenmek, kendini büyük görmek için isteyenlerden hiçbiri felah bulmuş değildir. Ama ilmi tevazu için, âlimlere ve insanlara hizmet için isteyen, elbette felah bulur, kurtulur.-İmam-ı Şafi
6 Ekim 2019: 16:20 #824554Anonim
“On şey, on şeysiz düzelmez: Akıl, iffetsiz; fazilet, ilimsiz; kurtuluş, korkusuz; sultan, adaletsiz; asalet ve şeref, edepsiz; ferah, emniyetsiz; zenginlik, sehavetsiz; fakirlik, kanaatsiz; yücelik, tevazusuz; cihat, tevfiksiz iyileşip düzelmez.” –
Hz. Ömer
11 Ekim 2019: 22:49 #824555Anonim
.
Abdullah bin Mes’ûd (r.a) şöyle der:
“Kimde şu üç husus bulunursa imanın tadını alır:
Haklı bile olsa tartışmaya girmemek, şakadan bile olsa yalan söylememek ve Allah’ın yazdığı şeyin mutlaka başına geleceğini ve yazmadığı şeyin de kesinlikle başına gelmeyeceğini bilmek.” (Heysemî, I, 55. Ayrıca bkz. Ahmed, V, 317)
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.