Râyiha: Koku. Daha ziyade hoş koku manasında kullanılır. Arapça “ruh” kelimesinden türetilmiştir. Bu sebeple güzel koku olmanın ötesinde güzel nefestir; soluktur.
Tumturak: Gösteriş, İhtişam.
Nâmütenâhi: Sonsuz. Nihayeti olmayan.
Tahammülfersâ: Dayanılmaz. Çekilmez.
Fevkalbeşer: Üstün nitelikli insan.
Mülhem: Gönlüne doğmuş. İlham olmuş.
Lâyetezelzel: Sarsılmaz. Yanılmaz.
Sarfınazar: Vazgeçme. Görmezden gelme.
Safderun: Kalbi temiz olduğu için kolayca aldanabilen.
Bilâkaydüşart: Kayıtsız şartsız, hiçbir kısıtlama olmadan.
Deryâdil: Anlayışlı. Her şeyi hoş karşılayan.
Münzevî: İnsanlarla görüşmeyen, bir köşeye çekilmiş. Yalnız kalmayı seven kişi.
Hicran: Birinden veya bir yerden ayrılmak, uzaklaşmak. Ayrılığın sebep olduğu onulmaz acı.
Sukûtuhayal: Düş kırıklığı.
Muâşaka: Karşılıklı aşk. Sevişme. Âşıktaşlık.
Şekerrenk: Araya soğukluk girmiş, bozulmuş, kötü giden dostluk ilişkisi.
Lâlüebkem: Şaşkınlıktan dili tutulmuş. Konuşamaz hale gelmiş.
Hemdem: Samimi dost. En yakın arkadaş. Canciğer arkadaş.
Elim: Acı veren. Çok üzücü. Yürek yakan.
Hemdert: Aynı derdi paylaşan. Dert ortağı.
Keenlemyekün: Hiç olmamış gibi. Yokmuş gibi. Söylenmemiş gibi.
Dilhun: İçi kan ağlayan. Büyük bir üzüntü içinde olan.
Berceste: Seçilmiş. Güzel. Değeri yüksek.
Canhıraş: Yürek parçalayan. Dayanılmayacak derecede keder veren.
Girift: Karmaşık. Karışık. İç içe girmiş. Birbirine dolanmış.
Ehvenişer: Kötü olan şeyler arasında daha az kötü olanı. Kötünün iyisi.