- Bu konu 20 yanıt içerir, 8 izleyen vardır ve en son
Anonim tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
2 Ocak 2013: 19:41 #811197
Anonim
“Hem bütün tarih-i hayatı ve neşrettiği şefkatkârâne mekârim-i ahlâk, kemâl-i şefkat ve refetini gösterdiği gibi, ümmetinin hadsiz salâvatına hadsiz ihtiyaç göstermekle, ümmetinin bütün saadetleriyle kemâl-i şefkatinden alâkadar olduğunu göstermekle hadsiz bir şefkatini göstermiş.”
Efendimiz aleyhissalatü vesselamın hayatı şefkat ve merhamet misalleriyle doludur. Ki mahşerin dehşetinden herkes hatta enbiyalar dahi aleyhimüsselam “nefsi nefsi” derken O (a.s.m) “ümmeti ümmeti” diyerek bize olan şefkatini en muhtaç olduğumuz bir zamanda da gösterecek. Ve bize inşaallah şefaat edecek. İşte bize şefaatte bulunabilmesi için, Peygamber efendimiz aleyhissalatü vesselama salavata vesile olacak bir sünneti işlememek büyük nankörlüktür. Çünkü o derece bir şefkat Onu (a.s.m) hatırlamayı gerekli kılıyor. Ki bu hatırlamaktan en büyük pay sahibi yine biziz. Çünkü yapılan sünnetler ve sünneti hatırlamaktan gelen salavatlar Onun (a.s.m) Allah cc. katında bizim için ettiği duaları daha makbul hale getirecek inşaallah.
3 Ocak 2013: 14:11 #811208Anonim
Bu dünyada mutluluğu , ahirette ebedi saadeti kazandıracak yolu her türlü şartlarda eziyet cefaya aldırmadan kemali şefkatle göstersin yaşasın.Halıkımızdan ümmetinin affını dilesin saadetini istesin , affa ve saadete vesile olan sünneti o adam yapmasın.kendi ifademle Senin için bunlara katladım kainat Halıkının huzurunda affını istedim , sen hiç bir şey yapmamışsın bomboş gelmişsin… evet nankörlük vicdansızlıktır..
9 Ocak 2013: 10:11 #811273Anonim
“Size kendi aranızdan öyle bir peygamber geldi ki sıkıntıya düşmeniz O’na çok ağır gelir. Kalbi sizin için titrer, müminlere karşı pek şefkatli ve merhametlidir” (Tevbe, 9/128-129)
9 Ocak 2013: 10:13 #811274Anonim
Peygamber Efendimiz (sav), ümmetine öyle düşkündür di, ümmetinin dünyada ve ahirette sıkıntıya düşmesi O’nu çok müteessir ve mahzun eder. O’nu en çok düşündürüp mahzun eden de ümmetinden cehennem azabına düşecek olanların halidir. Ümmetini cehennem azabına götüren bir yola düşmemesi için bir baba şefkatiyle ikaz eden Allah Rasûlü (asv), onların hep hayırlara, güzelliklere mazhar olması hususunda da çok hırslıdır. Ümmetini cehennem azabına götüren bir yola düşmemesi için bir baba şefkatinin ötesinde ikaz eden Rasûlüllah (sav), bizlerin hep hayırlara, güzelliklere kavuşması hususunda hep ısrarlı olmuştur. Nitekim Şefkat Peygamberi (sav) ümmetine olan bu düşkünlüğünü şöyle ifade etmişti: “Hiç şüphesiz ben size bir babanın evlatlarına olan durumu gibiyim”…
9 Ocak 2013: 10:15 #811275Anonim
Şefkat Peygamberinin (sav) hane-i saadetinde birlikte yaşama bahtiyarlığına eren Hz. Aişe (rah) annemiz, dinin emir ve yasaklarında Efendimizin ümmetine olan şefkatini şöyle ifade etmiştir: “Allah Resûlü iki şey arasında muhayyer bırakıldığında mutlaka kolay olanı tercih etmiştir”.
Peygamber Efendimiz (sav), ashabına hitap ederek imkanı yerinde olanların hac yapmalarının farz olduğunu bildirmiş, onlardan hac görevini yerine getirmelerini istemişti. Orada bulunanlardan biri “Her sene mi hac yapacağız”? diye sual ettiklerinde Allah Rasûlü (sav) sessiz kalmıştı. Bunun üzerine, soru soran kimse üç kere sorusunu tekrar eder. En sonunda Peygamber Efendimiz (sav): “Eğer evet deseydim her sene hac yapmanız farz olacaktı ve siz de buna güç yetiremeyecektiniz.” buyurmak suretiyle ümmetinin altından kalkamayacağı bir hükmün farz kılınmasını istememiştir.Hz. Peygamber (sav) başka bir hadislerinde bu konuda “Eğer ümmetime zorluk vereceğimden çekinmeseydim, her namazın başında onlara misvak kullanmalarını emrederdim” demişlerdir.9 Ocak 2013: 10:16 #811276Anonim
Müslümanların Efendimizin şefaatinden istifade nisbeti, O’na iman etmeye, O’nun getirdiği dini hakkıyla yaşamaya bağlıdır. Efendimizin şefaatinden olabildiğince istifade Allah’ın hoşnutluğu dairesinde inanmaya ve o çizgide hayat yaşamaya bağlıdır. Allah’ın hoşnutluğuna, rızasına götüren yol da Efendimizin tebliğ ve temsil ettiği mesaj çizgisinde yaşamaktan geçmektedir.
13 Şubat 2013: 09:16 #811972Anonim
@Kayıtsız Kullanıcılar 393251 wrote:
“Hem bütün tarih-i hayatı ve neşrettiği şefkatkârâne mekârim-i ahlâk, kemâl-i şefkat ve refetini gösterdiği gibi, ümmetinin hadsiz salâvatına hadsiz ihtiyaç göstermekle,7 ümmetinin bütün saadetleriyle kemâl-i şefkatinden alâkadar olduğunu göstermekle hadsiz bir şefkatini göstermiş.”
Bu cümlede, birde
“ümmetinin hadsiz salâvatına hadsiz ihtiyaç göstermekle” bu kısımda ne anlatılmak isteniyor?
Bu meseledeki hadsiz ihtiyaçı, nihayetsiz muhabbet olarak anlıyabiliriz. Nitekim bu kısma kadar bir çok kardeşimiz Peygamber Efendimiz a.s.v. ın ümmetine muhabbetini ifade etmiş..
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.