Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Derdi Olan Neylesin?!
Sabah iş yerine gelirken dinlediğim radyoda bir hikâye anlatılıyordu. Aslının olup olmadığını kesin bilemediğimiz fakat düşündürdükleri itibariyle, dinleyen hemen herkesin alâkasını çekebilecek hikâye şöyleydi:
“Celâdet ve adaletin timsâli Yavuz Sultan Selim...
194
abi
alã¢kasã½
andan
ã¾apka
birlik
buldum
buraya
derdi
deri
deyince
dil
diyordum
hazã½rlã½klar
hele
iniyor
istirahatã½
manidar
meseleyi
nden
necip
neylesin
olacak
olmaktan
oradan
vardã½
vazifeli
zamanla
MİRAÇ KANDİLİ
Feyiz ve bereketin coştuğu mübarek gecelerimizden biri de Miraç Gecesidir. Miraç bir yükseliştir, bütün süfli duygulardan, beşeri hislerden ter temiz bir kulluğa, en yüce mertebeye terakki ediştir. Resulullahın (a.s.m.) şahsında insanlığın önüne açılmış sınırsız bir terakki...
aya
aynen
ã¢lemleri
beyanã½
birlik
bizimle
buna
cebrail
dediler
derece
ediyorlar
ettiren
felak
gidip
haktan
halka
ilham
imana
kabe
kã¢inatã½
kã¢inatã½n
lã¼zumu
manen
meseleyi
metre
mevcut
milleti
mirac
muazzam
nihayet
oradan
peygamberlere
rabbimizle
rabbinin
red
rivayette
saadetine
sordular
terakki
ters
toplansa
yã¼kseliã¾
yerden
yusuf
EMİRDAĞ LÂHİKASI’NIN, BEDİÜZZAMAN Said Nursî’nin talebeleriyle 1950’li yıllarda yaptığı yazışmaları içeren ikinci cildinde, nedense pek dikkatleri çekmemiş bir mektup vardır. “Mahkeme-i kübraya şekva ve müdafaatın bir haşiyesi olan parçanın hülasasıdır” başlıklı bahisten sonra gelen bu mektupta...