yozgati
Well-known member

Şimdi en mühim tekyeler ehli, ehl-i tarîkattır.
Bütün kuvvetleriyle Nur Risâlelerini nurlandırmaları ve sâhib çıkmaları lâzım ve elzemdir. (Hâşiye) Şimdiye kadar ben yalnız îman hakîkatını düşünüp “Tarîkat zamanı değil, bid’alar mâni oluyor” dedim. Fakat şimdi Sünnet-i Peygamberî dâiresinde bütün 12 büyük tarîkatın hülâsası olan ve tarîklerin en büyük dâiresi bulunan Risâle-i Nur dâiresi içine, her tarîkat ehli kendi tarîkatı dâiresi gibi görüp girmek lâzım ve elzem olduğunu bu zaman gösterdi.
Hem ehl-i tarîkatın en günahkârı dahi çabuk dinsizliğe giremiyor; kalbi mağlub olamıyor. Onun için onlar tam sarsılmaz, hakîki Nurcu olabilirler. Yalnız mümkün olduğu kadar bid’atlara ve takvayı kıran büyük günahlara girmemek gerektir.
* On iki tarikat şunlardır:
1. Kadiriyye Tarikatı, Abdül Kadir Geylâni (Ö.470-561/1077- 1161)
2. Yeseviyye Tarikatı, Ahmet Yesevi (Ö. 562 H./ 1166 M.)
3. Rifaiyye Tarikatı, Ahmet er–Rifaî (Ö. 512-578/ 1036 H.)
4. Kubreviyye Tarikatı, Necmûddin el Kübra (Ö.540- 618/1145-1226)
5. Medyeniyye Tarikatı, Ebu'l Medyen b. Huseyn (Ö.527-594/ 1126-1197)
6. Desükiyye Tarikatı, İbrahim ed Desûki (Ö.676/1288.)
7. Bedeviyye Tarikatı, Şeyh Ahmet Bedevi (Ö.596-675/1200- 1276)
8. Şazeliyye Tarikatı, Ebul Hasan Takuyiddin Ali b.Abdullah eş Şazeli (Ö.656/1258)
9. Ekberiyye Tarikatı, Muhyiddin İbnül Arabi (Ö.560- 638/1165-1240)
10. Mevleviyye Tarikatı, Mevlânâ Celalûddinî Rumi (Ö.604- 672/ 1207-1273)
11. Sa'diyye Tarikatı, Sa'duddin Muhammed el Cebbârî (Ö.792/ 1387)
12. Nakşibendiyye, Muhammed Bahauddin Nakşibendi (Ö.718–792/1318–1389).(3)
bütün bu tarikatların esas noktası hakaik-i islam vel imaniyenin inkişafıdır. Risale-i nur da bu vezaifi en mükemmel yapmaktadır.
tarikatta son nokta HAYRET MAKAMIDIR. ONDAN ÖNCE FENA FİŞŞEYH, FENA FİRRASUL, FENA FİLLAH VE EN ÜST MERTEBESİ FENA FİL İHVANDIR. RİSALE-İ NURDA İSE BAŞLANGI. FENA FİL İHVAN VE HAYRET MAKAMIDIR.
____________________________________________________
Hâşiye: İşte mühim bir nümunesi: Seydişehir’li Hacı Abdullah’ın bütün mensubları, hem Kastamonu’da, hem Isparta’da, hem Eskişehir’de Risâle-i Nur dâiresini kendi tarîkat dâireleri telakki etmişler ki, onlardan Nurlara rastlayanlar, takdirkârane sâhib çıkıyorlar. Onlara bin bârekâllah!
Son düzenleme: