la ıbrete li’d-delaleti fi mukabeleti’t- tasrih
Tasrih mukabelesinde delalete itibar yoktur.
Açık olmayan bir sözden bir mana çıkıyorsa bu söz buna delalet ediyor denir. Bir söz veya fiilde sarahat açıklık sözkonusu olduğunda başka mana aranmaz. Şunu demek istedi, bunu demek istedi, bu sözden şu mana çıkar denilmez. Sarahat(açıklık) yoksa, delalete göre hareket edilir.
Mesela bir kimsenin masasının üstündeki bardakla su içmeye delaleten izin vardır. Kırılsa ödemek gerekmez. Ama önceden bunu yasaklamışsa artık tasrih söz konusu olduğundan ödemek gerekir.
Mesela bir adam bir malı bağışladım dediğinde, bağışlama tamamdır. Artık karşı tarafa kabz et (al) demesine ihtiyac kalmadan o mal teslim alınabilir.
İstanbulda yapılan bir satım akdinde semen Fransız altını üzerine kararlaştırılırsa, sonradan bu şehirde revaçta olan Osmanlı altını verilemez. Çünkü Fransız altını olarak tasrih söz konusudur.
Bu madde, bir önceki maddeyle(kelamda asl olan manayı hakikidir) alakalı olduğu gibi ileride zikredilecek olan altmış birinci madde de bununla alakalıdır.