Dördüncü Esas:
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm'ın istikbalden haber verdiği bazı hâdiseler, cüz'î birer hâdise değil; belki tekerrür eden birer hâdise-i külliyeyi, cüz'î bir surette haber verir. Halbuki o hâdisenin müteaddid vecihleri var. Her defa bir vechini beyan eder. Sonra râvi-i hadîs o vecihleri birleştirir, hilaf-ı vaki' gibi görünür.
Resul-i Ekrem: En değerli ve en üstün, en şerefli ve en büyük peygamber (Hz.Muhammed (asm)).
Aleyhissalâtü Vesselâm: Salât ve selâm O'nun üzerine olsun.
Tekerrür: Tekrarlama.
Hâdise-i külliye: Küllî hadise, bütün zamanlarla ve her yerle ilgili olay.
Müteaddid: Çok sayıda, birçok, çeşitli.
Râvi-i hadîs: Hadis rivayet eden, hadis nakleden.
Hilaf-ı vaki: Olana ters, meydana gelene aykırı, gerçekleşene aykırı.
Meselâ: Hazret-i Mehdi'ye dair muhtelif rivayetler var. Tafsilât ve tasvirat, başka başkadır. Halbuki Yirmidördüncü Söz'ün bir dalında isbat edildiği gibi; Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, vahye istinaden, her bir asırda kuvve-i maneviye-i ehl-i imanı muhafaza etmek için, hem dehşetli hâdiselerde ye'se düşmemek için, hem âlem-i İslâmiyetin bir silsile-i nuraniyesi olan Âl-i Beytine ehl-i imanı manevî rabtetmek için, Mehdi'yi haber vermiş. Âhirzamanda gelen Mehdi gibi, herbir asır Âl-i Beytten bir nevi Mehdi, belki Mehdiler bulmuş. Hattâ Âl-i Beytten ma'dud olan Abbasiye Hulefasından, Büyük Mehdi'nin çok evsafına câmi' bir Mehdi bulmuş.
Muhtelif: Çeşitli, farklı, ayrı ayrı.
Tafsilât: Açıklamalar, ayrıntılı bilgiler.
Kuvve-i maneviye-i ehl-i iman: İman edenlerin manevî kuvveti, inananların manevî gücü.
Âlem-i İslâmiyet: İslâmiyet âlemi, Müslümanlık dünyası.
Silsile-i nuraniye: Nurlu zincir.
Âl-i Beyt: Peygamberimizin (asm) soyundan olanlara verilen bir isimdir.
Ehl-i iman: İman edenler, inananlar.
Rabt: Bağlamak, bitiştirmek.
Âhirzaman: Dünyanın son zamanı, kıyamete yakın son devre.
Mehdi: Hidayete visile olan, irşad edici, doğru yolu gösterici. Ahirzamanda müslüman toplumun sarsılan imanlarını ve bozulan yaşantılarını kuvvetli sarsılmaz delillerle islâm dinine uygun şekilde yeniden canlandırıp kuvvetlendiren ve her türlü inkarcılığın ve anarşistliğin önüne set çeken Allah (cc) tarafından görevlendirilmiş kişi.
Ma'dud: Sayılan. Kabul edilen.
Abbasiye Hulefası: Hz.Abbas'ın soyundan olan ve Abbasî Devletini kuran ve o devleti islâm kanunlarıyla yöneten Abbasî Devletinin müslüman idarecileri.
Evsaf: Vasıflar, sıfatlar, nitelikler, özellikler.
İşte Büyük Mehdi'den evvel gelen emsalleri, nümuneleri olan Hulefa-yı Mehdiyyîn ve Aktab-ı Mehdiyyîn evsafları, asıl Mehdi'nin evsafına karışmış ve ondan rivayetler ihtilafa düşmüş.
Hulefa-yı Mehdiyyîn : Mehdi vazifesi gören halifeler.
Aktab-ı Mehdiyyîn: Mehdi kutuplar, hidayet edici ve doğruya götürücü büyük veliler.
İhtilaf: Anlaşmazlık, uyuşmazlık.