3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edilmiş...

Zuhr

Talebe
Bismillahirrahmanirrahim


Üçüncü Lem'a - Üçüncü Nükte'den


Ey insanlar! Fâni, kısa, faydasız ömrünüzü bâki, uzun, faydalı, meyvedar yapmak ister misiniz? Madem istemek insaniyetin iktizasıdır; Bâkî-i Hakikînin yoluna sarf ediniz. Çünkü Bâkîye müteveccih olan şey, bekànın cilvesine mazhar olur.

Madem her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekàya âşıktır. Ve madem bu fâni ömrü bâki ömre tebdil eden bir çare var ve mânen çok uzun bir ömür hükmüne geçirmek mümkündür. Elbette, insaniyeti sukut etmemiş bir insan, o çareyi arayacak ve o imkânı bilfiile çevirmeye çalışacak ve tevfik-i hareket edecek.

*******
Elhasıl: İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edilmiş ve bâki bir Zâtın âyinesi olarak yaratılmış ve bâki meyveleri verecek işleri görmekle tavzif edilmiş ve bâki bir Zâtın bâki esmâsının cilvelerine ve nakışlarına medar olacak bir suret verilmiştir. Öyleyse, böyle bir insanın hakikî vazifesi ve saadeti, bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp, ebed yolunda o Bâkîye müteveccih olup gitmektir. Lisanı يَا بَاقِۤى أَنْتَ الْبَاقِى dediği gibi, kalbi, ruhu, aklı, bütün letâifi


هُوَ الْبَاقِى هُوَ اْلاَزَلِىُّ اْلاَبَدِىُّ هُوَ الْسَّرْمَدِىُّ هُوَ الدَّائِمُ هُوَ الْمَطْلُوبُ هُوَ الْمَحْبُوبُ هُوَ الْمَقْصُودُ هُوَ الْمَعْبُودُ
demeli.



(Arabi ibare: Varlığı sonsuza kadar devam eden Bâkî Odur; başlangıcı olmayan Ezelî ve sonu olmayan Ebedî Odur; Varlığı sürekli olan Daimî ve rızasına kavuşmak istenen Matlup Odur; sevilen Mahbub Odur; cemâliyle ve rızasıyla müşerref olunmak en büyük gaye olan Maksûd Odur; Kendisine ibadet ve mânevî kulluk hediyeleri takdim edilen Mâbûd Odur. )





anladıklarımız paylaşıp, sorularımızı cevaplayalım inşallah
[NOT]kopyala yapıştır yok :)[/NOT]




1. Her insan bekaya aşıktır deniyor fakat insanlardan bazıları bekayı inkar ediyor. Burada her insan sözüne zıt bir mana yok mu ?


2. Fani ömrü baki yapmanın çaresi nedir ?
ömür dakikalarının uzun seneler hükmüne geçmesi, insanın baki meyveler vermesi ne demektir ve bu nasıl mümkün olabilir?

3. “insaniyet” nedir ve “insaniyetin sukut etmesi” nasıl olur? insaniyeti sükut edenler kimlerdir ?



"Madem her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekàya âşıktır."
4. İnsandaki beka arzusuna misaller verebilir miyiz ?
5. Uzun bir ömür dışında başka nelerin bekasını arzularız ?
6. İnsanın fıtratında bekaya olan aşk, bekanın varlığı için delildir diyebilir miyiz ?
7. Beka olduğu için mi o his biz de var, yoksa biz de o his olduğu için mi beka yaratılmış ?


Öyleyse, böyle bir insanın hakikî vazifesi ve saadeti, bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp, ebed yolunda o Bâkîye müteveccih olup gitmektir.

8. insana verilen “istidat” ve “cihazat”lar nelerdir? bu ikisi arasındaki farkları birkaç örnekle açıklayabilir misiniz?
9. cihazat ve istidatların Allah rızası yolunda kullanılması ile, insanın vazifesi ve saadeti arasında nasıl bir ilişki vardır?
10. "bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp" istidatları rızası dahilinde esmasına yapışarak ebed yolunda ilerlemek nasıl olur ?



11. "bâki bir Zâtın bâki esmâsının cilvelerine ve nakışlarına medar olacak bir suret verilmiştir." Ahirette insanda hangi isimler tecelli edecektir ?
12. "Lisanı يَا بَاقِۤى أَنْتَ الْبَاقِى dediği gibi, kalbi, ruhu, aklı, bütün letâifi" Risalei nurun çok yerinde akıl kalp ve ruh sıralamasını görüyoruz...Neden bu üçü çok zikrediliyor ?
 

doruk

Active member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

Bismillahirrahmanirrahim

1. Her insan bekaya aşıktır deniyor fakat insanlardan bazıları bekayı inkar ediyor. Burada her insan sözüne zıt bir mana yok mu ?


fıtratı bozulmamış her insan bekayı azruladığını fark eder

fıtratını bozmuş olan insan ise hakikatleri inkar ede ede ta bekanın da olmadığına kendisini inandırmak ister, çünkü aklı gözüne inmiş ve akılda maneviyata kördür.

ve herşeyi madde ile açıklamaya çalışması ve maddenin de "madde" yönünün fani olması, sürekli bozulup kaybolması, bekaya yönelik bir tarafı olmadığı için, bekayı inkar eder.

ama inkar etmesi, bunu istemediği anlamına gelmez. zaten içinde bulunduğu halde buna bir delil oluyor, çünkü beka arzusu olmasa idi, sürekli bozulan değişen madde, sürekli kaybettiği güzellikler karşısında bir elem duymayacatı. hiç üzüntü çekmeyecekti, hiç sıkıntı çekmeyecekti.

bekayı inkar ediyor ama bekayı arzuladığını fark edemiyor.
 

doruk

Active member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

Bismillahirrahmanirrahim



2. Fani ömrü baki yapmanın çaresi nedir ?
ömür dakikalarının uzun seneler hükmüne geçmesi, insanın baki meyveler vermesi ne demektir ve bu nasıl mümkün olabilir?

Cenab-ı Hak yolunda kullanmakla, O na müteveccih olmakla ..

onuncu sözde haşir bahsi izah edilirken, dördüncü hakikatinde deniyor ki;

.....
Çünkü nihayetsiz cûd ve sehâ, nihayetsiz ihsan etmek ister, nimetlendirmek ister.
.....
Daimî kemâlât ise, daimî tezahür ister. O ise, takdir ve istihsan edicilerin devam-ı vücudunu ister. Bekàsı olmayan istihsan edicinin nazarında kemâlâtın kıymeti sukut eder.
.....
Demek, hüsün ve cemâl, görmek ve görünmek ister. Görmek ve görünmek ise, müştak seyirci, mütehayyir istihsan edicilerin vücudunu ister. Hüsün ve cemâl ebedî, sermedî olduğundan, müştakların devam-ı vücutlarını ister. Çünkü daimî bir cemâl ise, zâil bir müştaka razı olamaz.
....

" Çünkü Bâkîye müteveccih olan şey, bekànın cilvesine mazhar olur."
bu ibarenin de bir cihetle manasını açıklıyor bu kısım; Bâkî ye müteveccih olan şey, nasıl ve neden bekanın cilvesine mazhar olur?

bir mum ışığı bir aynada yansımaya başladığında, mum bitene kadar ışık o aynadan yansır. ayna, mum bitene kadar, kendi üzerinde ışığı yansıtır ve aynanın "yansıtma, ışıklandırma, üzerinde gösterme" ömrü mumum ömrü kadar olur.
mum olmasa, o aynada hiçbirşey görünmez, veya ayna yansıtıcı yüzünü mumdan başka bir tarafa çevirse yine birşey yansıtamaz ve karanlıkta kalır.

Cenab-ı Hakkın isimlerine ayna olan insan,
kendisini Cenab-ı Hakka çevirdiğinde,
o isimlerden gelen nuru çevresine yansıtabilir ve o isimlerin varlığı süresince de yansıtmaya devam eder.
isim sonsuza kadar varlığına devam edeceğinden, insan da bir nevi sonsuzluk kazanmış olur.

insan ne zaman kendisini Cenab-ı Haktan başka yöne çevirir, o zaman karanlıkta kalır, küfüre düşer.

Cenab-ı Hakka müteveccih geçirilen her an, sonsuzluğa gönderilmiş olur.

insanın kuvve-i hafızasına ilişmiş herhangi bir şey, kuvve-i hafıza varlığını sürdürdüğü müddetçe, var olmaya devam ediyor.
yirmi sene önce bir bahçeden geçerken gözümüze ilişmiş bir domates, şimdi maddi vucudundan bir eser kalmamış olsa bile, görüntüsü, rengi kokusuyla hala zihnimizde varlık göstermeye devam ediyor ve zihin var olmaya devam ettikçe de o da var olmaya devam edecek.

Baki-i Hakikiye "iliştirilmiş" her bir an, Baki-i Hakiki var olmaya devam ettikçe de varlığına devam edecek
yani sonsuza kadar :)

"baki meyve" ifadesindeki "meyve" kelamı da çok ilginç.
bir ağaç meyvesi için dikilir, ağacın bütün varlığı meyvesi içindir, ve hayatını meyve için sarf eder. kara kışa soğuğa börtü böceğe hep meyve için katlanır.
insan da dünya zemininde, "an"lardan oluşan tarlasına, "ibadet" tohumlarını ekiyor, ihlas suyuyla sulayıp, iman nuruyla büyütüyor ve mahsulü de cennette toplayacak inşallah
ve bu tarlada başına ne gelirse gelsin, meyveleri için gık çıkarmadan çalışmaya devam edecek ki, meyveye zarar gelmesin :)

 

akna

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

Cenab-ı Hakkın isimlerine ayna olan insan,
kendisini Cenab-ı Hakka çevirdiğinde,
o isimlerden gelen nuru çevresine yansıtabilir ve o isimlerin varlığı süresince de yansıtmaya devam eder.
isim sonsuza kadar varlığına devam edeceğinden, insan da bir nevi sonsuzluk kazanmış olur.

Burada insanın yaradılışındaki ve vazifesindeki ulviyet te çok net bir şekilde anlaşılıyor
Allah cc razı olsun kardeş
 

doruk

Active member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

Burada insanın yaradılışındaki ve vazifesindeki ulviyet te çok net bir şekilde anlaşılıyor
Allah cc razı olsun kardeş

evet abi.. çok haklısınız, bu açıdan düşünmemiştim azönce ama doğru söylediniz .. layık olmayı nasib etsin ..
amin .. cümlemizden razı olsun inşallah
 

akna

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

3. “insaniyet” nedir ve “insaniyetin sukut etmesi” nasıl olur? insaniyeti sükut edenler kimlerdir ?


İnsaniyet denince benim aklıma iki kelime geliyor İNSANCA DAVRANMAK..
Peki insan gibi davranmak ne demek?


…zannediyor musunuz ki, vazife-i hayatınız yalnız terbiye-i medeniye ile güzelce muhâfaza-i nefs etmek, ayıp olmasın, batın ve fercin hizmetine mi münhasırdır?
Yahut, zannediyor musunuz ki, hayatınızın makinesinde derc edilen şu nâzik letâif ve mâneviyât ve şu hassas âzâ ve âlât ve şu muntazam cevârih ve cihazât ve şu mütecessis havâs ve hissiyâtın gâye-i yegânesi, şu hayat-ı fâniyede, nefs-i rezîlenin, hevesât-ı süfliyenin tatmini için istimâline mi münhasırdır?
Hâşâ ve kellâ! Belki, vücudunuzda şunların yaratılması ve fıtratınızda bunların gâye-i idhâli, iki esastır:
Biri: Cenâb-ı Mün'im-i Hakikînin bütün nimetlerinin her bir çeşitlerini size ihsâs ettirip şükrettirmekten ibârettir. Siz de hissedip şükür ve ibâdetini etmelisiniz.
İkincisi: Âleme tecellî eden esmâ-i kudsiye-i İlâhiyenin bütün tecelliyâtının aksâmını, birer birer, size o cihazât vâsıtasıyla bildirip, tattırmaktır. Siz dahi, tatmakla tanıyarak, İmân getirmelisiniz.
İşte, bu iki esas üzerine, kemâlât-ı insaniye neşv ü nemâ bulur; bununla, insan, insan olur.
İnsaniyetin cihazâtı, hayvan gibi hayat-ı dünyeviyeyi kazanmak için verilmemiş… (11.Söz’den)

Burada Üstad Hz. asıl vazifemizi, mükemmel insanlığın elde edilebilmesi için nelerin gerektiğini, insan gibi insanın nasıl olunabileceğini açık bir şekilde izah etmiştir..
Aynı bölümün devamında ise insaniyetin nasıl sukut edebileceğini, bunun olmaması için neye dikkat etmemiz gerektiğini açıklıyor:

“..Aklınızı başınıza toplayınız. Sermâye-i ömür ve istidad-ı hayatınızı hayvan gibi, belki hayvandan çok aşağı bir derecede şu hayat-ı fâniye ve lezzet-i maddiyeye sarf etmeyiniz. Yoksa, sermâyece en âlâ hayvandan elli derece yüksek olduğunuz halde, en ednâsından elli derece aşağı düşersiniz.”

Demek ki insaniyeti sukut edenler: sahip oldukları ömür sermayesini, sayısız cihazat ve istidaları, nefs ve heva uğruna bu dünyaya harcayan gafil insanlardır.
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

"Madem her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekàya âşıktır."


  • İnsandaki beka arzusuna misaller verebilir miyiz ?

  • Uzun bir ömür dışında başka nelerin bekasını arzularız ?

  • İnsanın fıtratında bekaya olan aşk, bekanın varlığı için delildir diyebilir miyiz ?

  • Beka olduğu için mi o his biz de var, yoksa biz de o his olduğu için mi beka yaratılmış ?


 

LEVLAK

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

"Madem her insan gayet şiddetli bir surette uzun bir ömür ister, bekàya âşıktır."


  • İnsandaki beka arzusuna misaller verebilir miyiz ?

  • Uzun bir ömür dışında başka nelerin bekasını arzularız ?

  • İnsanın fıtratında bekaya olan aşk, bekanın varlığı için delildir diyebilir miyiz ?

  • Beka olduğu için mi o his biz de var, yoksa biz de o his olduğu için mi beka yaratılmış ?



İnsanda ki beka arzusuna misal; çabucak zevale eren hiçbir şeyle insan ruhunun tatmin olmayışıdır. Mesela; yediği lezzetli bir nimet hiç bitmesin ister, sevdiği bir çiçek hiç solmasın ister, lezzet aldığı, keyif duyduğu bir anın ebedi olmasını ister, ömrü ebedi olsun ister. Hülasa: bütün zevaller, firaklar, mematlar insana elem verir. Bu da insanda ki beka arzusuna işarettir.


İnsan fıtratına derc edilmiş olan beka aşkı baki bir alemin varlığının delilidir. Madem ki sonsuz merhamet sahibi C.H. fıtratımıza beka arzusunu koymuş elbette onun gereği olan bekayı da verecektir bizlere. Bize bekayı vermek istemeseydi, içimize bekayı istemek duygusunu yerleştirmezdi. Bizim fıtratımıza beka aşkını koyup, şiddetle yüzümüzü bakiliğe çeviren C.H. daha sonra bize bekayı vermez ise merhametine,adaletine, hikmetine kısacası; bütün sıfatlarına zıt hareket etmiş olur ki haşa bu da acizlik, fakirlik, zaiflik, hulf-ül vaad kesinlikle kendisine yakışmayan Zat-ı zülcelal için mümkün değildir. Madem ki fıtratımıza bu duygu konulmuş elbette beka vardır. Ve sonsuz merhamet, hikmet, adalet sahibi olan Allah umumi olarak yaptığımz beka duasını da kabul edecektir. Zira bunu bize kendisi (c.c.) vaad ediyor.

Biz de şiddetli beka hissi olduğu için ve beka bizim en kuvvetli ve umumi duamız olduğu için C.H. baki alemi yaratmıştır. Beka hissini de içimize baki bir alem yarattığı için koymuştur.
 

Ukbaa

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

1. Her insan bekaya aşıktır deniyor fakat insanlardan bazıları bekayı inkar ediyor. Burada her insan sözüne zıt bir mana yok mu ?

''İnsanın fıtrat-ı zîşuuru olan vicdanı, saadet-i ebediyeye bakar, gösterir. Evet, kim kendi uyanık vicdanını dinlerse "Ebed!.. ebed!" sesini işitecektir. Bütün kâinat o vicdana verilse, ebede karşı olan ihtiyacının yerini dolduramaz. Demek o vicdan, o ebed için mahluktur.” ( Sözler - 29. Söz)


Cenab-ı Hak insan fıtratına beka aşkını yerleştirmiş. Ve insandaki bu beka aşkı neticesinde o fıtri duanın bir neticesi olarak baki bir alemi yaratmıştır. Aklı gözüne inmiş, her şeyi madde olarak tasavvur eden insan bekayı aklen reddetsede Üstadın ifadesiyle ''kendi uyanık vicdanını dinlese Ebed!.. ebed! sesini işitecek''.


Çok sevdiği bir şeyin son bulmasından üzülen bir insan, hatta son bulmasını bırakın son bulacağını düşünmesi bile o kişiyi üzerken nasıl kendisinin ve sevdiği bütün herşeyin, zeval bulmasına dayanabilir.
 

Zuhr

Talebe
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

Öyleyse, böyle bir insanın hakikî vazifesi ve saadeti, bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp, ebed yolunda o Bâkîye müteveccih olup gitmektir.


  • insana verilen “istidat” ve “cihazat”lar nelerdir? bu ikisi arasındaki farkları birkaç örnekle açıklayabilir misiniz?

  • cihazat ve istidatların Allah rızası yolunda kullanılması ile, insanın vazifesi ve saadeti arasında nasıl bir ilişki vardır?
  • "bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp" istidatları rızası dahilinde esmasına yapışarak ebed yolunda ilerlemek nasıl olur ?
 

akna

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

  • İnsandaki beka arzusuna misaller verebilir miyiz ?
  • Uzun bir ömür dışında başka nelerin bekasını arzularız ?
İnsandaki beka arzusuna en güzel örnek alttaki soruda olduğu gibi baki bir ömürdür :)
yokluk öyle kötü ve içinden çıkılamayan bir durumdurki, cehennem ehlinin bile yok olmayı istemeyeceği
cehennemde olsa beka isteyeceği yine Risale-i Nur'larda geçmektedir
aynı şekilde Nebe Suresinin son ayetlerinde de: "Şüphesiz ki biz sizi yakın bir azapla uyardık. O gün kişi yaptığı amellere bakar. Kâfir ise "Keşke toprak olsaydım." der."
şeklinde geçmektedir. Yani kişi kafir bile olsa, yok olmak yerine toprak olmayı, fakat baki olmayı isteyecektir.

beka arzusu hayatımızın hemen her anında yer almaktadır
çok güzel bir film izliyoruzdur bitmesin isteriz
sevdiğimiz biriyle çok güzel vakit geçiriyoruzdur zaman akıp gitmesin isteriz
çok sevdiğimiz bir yemek yiyoruzdur onun bile bitmesini istemeyiz
bunların bitmesini düşünmek bile insana elem verirken
yok olmayı hiç bir insan kabullenmek istemez

hatta haşre inanmayan ve hayatı boyunca bunu savunan bir insan bile, ölümle burun buruna geldiği zaman haşre inanmak isteyecektir, çünkü ölümle birlikte yok olmak düşüncesi tahammül edilmez bir azap olur


  • İnsanın fıtratında bekaya olan aşk, bekanın varlığı için delildir diyebilir miyiz ?
yanlış bir yaklaşım mı bilmiyorum ama
nasılki dua bahsinde Allah cc için "Vermek istemeseydi, istemek vermezdi" diyor Üstad
aynı şekilde Rahman ve Rahim olan, kullarına sonsuz şevkat ve merhameti olan Allah cc, olmayan bir şeye bizi aşık etmezdi diye düşünüyorum
yani madem bizi bekaya dair bir aşkla yaratmış Allah cc, elbette beka verecektir
aksi zulüm olurdu (haşa)
Allah cc ise kuluna zulmetmez

(Allah, kullarına zulüm etmez, haksızlık etmez. Onlar, kendilerini azaba, acılara sürükleyen bozuk düşünceleri, çirkin işleri ile kendilerine zulüm ve işkence ediyorlar.)[Nahl, 33]

  • Beka olduğu için mi o his biz de var, yoksa biz de o his olduğu için mi beka yaratılmış ?
bu soru aklımı çok meşgul etti
açıkçası bunu daha önce hiç düşünmemiştim
lakin yazılanları tekrar okuyunca cevap çıktı elhamdülillah :)


Cenab-ı Hak insan fıtratına beka aşkını yerleştirmiş. Ve insandaki bu beka aşkı neticesinde o fıtri duanın bir neticesi olarak baki bir alemi yaratmıştır.
 

Huseyni

Müdavim
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

“Ey insanlar! Fâni, kısa, faydasız ömrünüzü bâki, uzun, faydalı, meyvedar yapmak ister misiniz? Madem istemek insaniyetin iktizasıdır; Bâkî-i Hakikînin yoluna sarf ediniz. Çünkü Bâkîye müteveccih olan şey, bekànın cilvesine mazhar olur.”

Madem istemek insaniyetin iktizasıdır;

Demek oluyor ki istemeyen insan değildir. Allah vermeyi dilemeseydi, dilemeyi vermezdi. Önce vermeyi dilemiş ve vermeyi dilediği içinde yarattığı bu aciz kullarına dileme, ebediyeti isteme hissini fıtratlarına dercetmiş. İstemek insaniyetin iktizası, gereği olduğuna göre, istemiyorum diyenler, insan olamaz diye anlıyorum bu cümleyi. Onlar da ancak Sofestailer olabilir. Sofestai ise hem kainatı, hem yaratıcısını, hemde kendi aklını inkar eden ahmaklardır şeklinde izah ediyor Üstad hazretleri. Zaten bunun dışında o hisleri inkar etmek mümkün değildir. Hatta kafirlerin müminlerle olan münakaşaları bile baki alemlerin varlığını isbat eder. Onlar da ebediyete aşık lakin sorumluluklarını yerine getirmediklerinden, hidayeti kabul etmediklerinden, baki alemin yokluğuna inanmak istiyorlar ve yalan davalarına ortak arıyorlar. Bu şekilde insanları aldatmaya çaba sarfediyorlar.

Dalalette olanlar dahi, bekaya olan aşklarını nasıl bastırmaya çalışıp, hayatlarını kendilerine zehir ediyorlar, şu satırlar gayet güzel ifade ediyor.


“Ey kemâl-i gurur ile dalâlet kürsüsünde oturan! Hayatına mağrur olma. Zira o hayat, bir mugalâta ile kaimdir. Şöyle ki:

O kürsüde oturan dâll, zeval ve fenânın dehşetini düşünüp korktuğu zaman, saadet-i ebediye ihtimaline kaçar, tekâlif-i diniyenin terkinde de âhiretin olmayacağı ihtimaline kaçar. Bu mağlâta ile her iki elemden kurtuluyor. Lâkin, kısa bir zamanda düğüm açılır, hakikat ortaya çıkar. Ne birinci ihtimal elemini izale eder ve ne de ikinci ihtimal yükünü tahfif eder.”


Mesnevi-i Nuriye
 

ademyakup

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

. Her insan bekaya aşıktır deniyor fakat insanlardan bazıları bekayı inkar ediyor. Burada her insan sözüne zıt bir mana yok mu ?

Zıt mana yoktur.Çünkü her insan uyanık vicdanını dinlese ,ebed ebed diye bağıracaktır.her insanın fıtratına dercedilmiştir.küfür ve günahla vicdan hissi körelince hissetmiyor..hissetmemesi olmadığına delil olmaz...



2. Fani ömrü baki yapmanın çaresi nedir ?
ömür dakikalarının uzun seneler hükmüne geçmesi, insanın baki meyveler vermesi ne demektir ve bu nasıl mümkün olabilir?
Allah yolunda sarfetmek lazımdır.ki baki olsun..buda sünneti seniyeye ittiba iledir.


3. “insaniyet” nedir ve “insaniyetin sukut etmesi” nasıl olur? insaniyeti sükut edenler kimlerdir ?

hakiki insaniyet olan islamiyet diyor üstad..islam dairesinde çıkanlarda insaniyet sükut eder.yani sünnet dairesinde çıkıp bidalarla amel edenlerde insaniyet yani islamiyet sükut eder..
 

ademyakup

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

  • İnsandaki beka arzusuna misaller verebilir miyiz ?
  • insan hiç ölmek istemez.yok olmakda hiç istemez...niçin,fıtratı bekaya programlı olduğu için..Meselâ, aklın bir hizmetkârı ve tasvircisi olan kuvve-i hayaliyeye denilse ki, sana bir milyon sene ömür ile saltanat-ı dünya verilecek, fakat âhirde mutlaka hiç olacaksın. Tevehhüm aldatmamak, nefis karışmamak şartıyla "Oh" yerine "Ah" diyecek ve teessüf edecek. Demek, en büyük fânî, en küçük bir âlet ve cihazât-ı insaniyeyi doyuramıyor. İşte bu istidaddandır ki, insanın ebede uzanmış emelleri ve kâinatı ihâta etmiş efkârları ve ebedî saadetlerinin envâına yayılmış arzuları gösterir ki, bu insan ebed için halk edilmiş ve ebede gidecektir; bu dünya, ona bir misafirhânedir ve âhiretine bir intizar salonudur. 10.söz
  • Uzun bir ömür dışında başka nelerin bekasını arzularız ?
  • evlat,akraba,enbiya kısacası dünyanı oluşturan herşeyin.

  • İnsanın fıtratında bekaya olan aşk, bekanın varlığı için delildir diyebilir miyiz ?
evet..üstad hazretleri ahiretin delili olarak sayıyor.kısacası uyanık vicdanını dinleyen herkes ebed sesini işitecektir.buda insanın ölmek istememesi,ebed istediğini gösterir.
  • Beka olduğu için mi o his biz de var, yoksa biz de o his olduğu için mi beka yaratılmış ?
insan alemin küçük numunesidir.alemde ne var insanda da o vardır.alemde beka var..insandada beka hissi vardır.
herşey Allahın isimlerinin manasıdır.Allah baki,herşeyde bakidir.çünkü herşeyin yaratıcı o,herşey onun esmasının tecellileridir.
 

ademyakup

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

  • insana verilen “istidat” ve “cihazat”lar nelerdir? bu ikisi arasındaki farkları birkaç örnekle açıklayabilir misiniz?
hayal,ruh,nefis,akıl,vicdan,sır,sevk,şevk,göz,kulak,dil,deri, gibi cihazatlar verilmiş...bu cihazların kabiliyeti ..bilgisayar dili ile söyliyelim sonsuz GB gibidir.hafızaya ne doldurursan doldur,dolmaz.akıl ne kadar füşünürse,düşünsün doymaz..nefsi yönüyle bir evi olsa bir tanede daha ister ve hakeza...
  • cihazat ve istidatların Allah rızası yolunda kullanılması ile, insanın vazifesi ve saadeti arasında nasıl bir ilişki vardır?
Allah rızası yolunda kullanılırsa çekirdekten ,ağaça doğru yol alır..kalb bir çekirdektir.ancal islamiyet suyuyla,imanın ziyasıyla ve ibadet toprağınca ağaç olur...küfür yolunda kullanılırsa paslanır,çürür.kokuşur.
  • "bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp" istidatları rızası dahilinde esmasına yapışarak ebed yolunda ilerlemek nasıl olur ?
sünnete uymak ile buda sözlerde 6.sözün anlattığı ışıkla olur..altıncı söz çok güzel anlatıyor..
 

Ukbaa

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

insana verilen “istidat” ve “cihazat”lar nelerdir? bu ikisi arasındaki farkları birkaç örnekle açıklayabilir misiniz?
İnsana verilen cihazatlar; “göz, dil, kulak, kalp, akıl, fikir, hayal, sır, vicdan, nefis, hisler… vs. istidat ise bu cihazatların yetenek ve kabiliyetleri. Mesela göz bir cihazattır. Gözün istidatı ise görmektir. O göz ya kainat kitabının mütalacılığını yapar yada nefis hesabına çalış(tırıl)ıp, geçici, devamsız güzellikleri seyreder.

cihazat ve istidatların Allah rızası yolunda kullanılması ile, insanın vazifesi ve saadeti arasında nasıl bir ilişki vardır?
İnsanın bu dünyadaki asıl vazifesi Hâlık-ı Kâinatı tanımak ve O'na iman edip ibadet etmektir. İnsan ancak bu vazifesini yerine getirebildiği taktirde ruhen, kalben ve aklen rahat edebilir, huzura erer. Bu vazifesini yerine getirebilmesi için Cenab-ı Hakkın ona verdiği cihazat ve istidatı yine O’nun yolunda kullanması ve bu istidatları inkişaf ettirmesi gerekir.
Mesela akıl cihazını Cenab-ı Hakk'a satmayıp nefis hesabına çalıştırılsa, insanın başına hem geçmiş zamanın elemlerini hemde gelecek zamanın korkularını yükletip muzır, kötü bir alet olacak. Eğer Malik-i Hakikisine satılsa kainat kitabının tılsımlı bir anahtarı hükmüne geçer.
 

Zuhr

Talebe
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi


  • "bâki bir Zâtın bâki esmâsının cilvelerine ve nakışlarına medar olacak bir suret verilmiştir." Ahirette insanda hangi isimler tecelli edecektir ?
  • "Lisanı يَا بَاقِۤى أَنْتَ الْبَاقِى dediği gibi, kalbi, ruhu, aklı, bütün letâifi" Risalei nurun çok yerinde akıl kalp ve ruh sıralamasını görüyoruz...Neden bu üçü çok zikrediliyor ?
 

ademyakup

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

"bâki bir Zâtın bâki esmâsının cilvelerine ve nakışlarına medar olacak bir suret verilmiştir." Ahirette insanda hangi isimler tecelli edecektir ?

Bütün isimler insanda tecelli ediyor..dünyada gölge mertebesinde...ahirette ise tam tecelli ediyor.ondandır ki hiç kulak işitmemiş,göz görmemiş nimetlere kavuşacaktır.ve yine bundandır ki bir anda çok kişiyle muhatab olacaktır.
  • "Lisanı يَا بَاقِۤى أَنْتَ الْبَاقِى dediği gibi, kalbi, ruhu, aklı, bütün letâifi" Risalei nurun çok yerinde akıl kalp ve ruh sıralamasını görüyoruz...Neden bu üçü çok zikrediliyor ?
sadece üçü zikredilmiyor...bütün letaifi de deyince...bütün duygu ve his ve cihazatları derecesine göre hisselerini alıyorlar.yeter ki istidatlarımızı iman hakikatlarıyla inkişaf eyleyelim..
 

akna

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi


  • cihazat ve istidatların Allah rızası yolunda kullanılması ile, insanın vazifesi ve saadeti arasında nasıl bir ilişki vardır?
  • "bütün cihazatı ve istidadatıyla o Bâkî-i Sermedînin daire-i marziyâtında esmâsına yapışıp" istidatları rızası dahilinde esmasına yapışarak ebed yolunda ilerlemek nasıl olur ?

İnsanın cihazat cihetiyle zenginliği şu sırdandır ki: Akıl ve fikir sebebiyle insanın hasseleri, duyguları fazla inkişaf ve inbisat peyda etmiştir. Ve ihtiyacatın kesreti sebebiyle çok çeşit çeşit hissiyat peyda olmuştur. Ve hassasiyeti çok tenevvü etmiş. Ve fıtratın câmiiyeti sebebiyle pek çok makasıda müteveccih arzulara medar olmuş. Ve pek çok vazife-i fıtriyesi bulunduğu sebebiyle, âlât ve cihazatı ziyade inbisat peyda etmiştir. Ve ibadatın bütün enva’ına müstaid bir fıtratta yaratıldığı için bütün kemalâtın tohumlarına câmi’ bir istidad verilmiştir. İşte şu derece cihazatça zenginlik ve sermayece kesret, elbette ehemmiyetsiz muvakkat şu hayat-ı dünyeviyenin tahsili için verilmemiştir. Belki şöyle bir insanın vazife-i asliyesi, nihayetsiz makasıda müteveccih vezaifini görüp, acz ve fakr ve kusurunu ubudiyet suretinde ilân etmek ve küllî nazarıyla mevcudatın tesbihatını müşahede ederek şehadet etmek ve nimetler içinde imdadat-ı Rahmaniyeyi görüp şükretmek ve masnuatta kudret-i Rabbaniyenin mu’cizatını temaşa ederek nazar-ı ibretle tefekkür etmektir.(Gençlik Rehberi)


İnsanın fıtraten mâlik olduğu câmiiyetin acâibindendir ki: Sâni-i Hâkim şu küçük cisimde gayr-ı mahdut envâ-ı rahmeti tartmak için gayr-ı mâdut mizanlar vaz etmiştir. Ve Esmâ-i Hüsnânın gayr-ı mütenâhi mahfî definelerini fehmetmek için, gayr-ı mahsur cihâzat ve âlât yaratmıştır. Meselâ, mesmûat, mubsırat, me'kûlât âlemlerini ihata eden insandaki duygular, Sâniin sıfât-ı mutlakasını ve geniş şuûnatını fehmetmek içindir. (Mesnevî-i Nuriye - Onuncu Risale)
 

akna

Well-known member
Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi

  • "Lisanı يَا بَاقِۤى أَنْتَ الْبَاقِى dediği gibi, kalbi, ruhu, aklı, bütün letâifi" Risalei nurun çok yerinde akıl kalp ve ruh sıralamasını görüyoruz...Neden bu üçü çok zikrediliyor ?
insanın sadece akıldan ibaret olmadığını
kalbin ve ruhunda gıdaya, nura ihtiyacı olduğunu sürekli söylüyoruz
bu cihazatların hepsi birbirine bağlıdır ve kamil bir iman için hepsinin itminan olması gereklidir

hepsinin sahip olduğu istidatlar farklıdır
mesela aklımızla düşünürüz, mantık yürütürüz, doğruyu yanlışı elemeye çalışırız
kalbimizin ise bedenen merkezi bir yeri olduğu gibi, manende çok ehemmiyetlidir
vicdan, sevgi, üzüntü, merhamet .. gibi çok önemli hassalarımız orada yer alır
ve kalb aynı zamanda karar verme merciidir
yani bu istidatları rızayı İlahi yolunda sarfederek, doğru kararlar alabiliriz

Kalbden maksat, sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir lâtife-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı vicdan, mâkes-i efkârı dimağdır." İşaratü'l-İ'caz

ruhumuzda aynı şekilde akıl ve kalble bağlantılıdır
ve onların izlediği yol ile ya huzur bulur, manen rahatlar
ya da huzursuz olur, elem çeker


Risale-i Nur'da bazı konulara baktığımız zaman Üstad'ın "Bu ders akıldan ziyade kalbe bakar" gibi ikazlarını görüyoruz
buradanda çok rahat şunu söyleyebiliriz ki
okuduğumuz ya da şahit olduğumuz her şey direk aklımıza bakmayabilir
anlamadığımızı düşünsekte kalbimiz ve ruhumuz gıdalanır, hissesini alır


yada aklımızla tam olarak algıladığımız emin olduğumuz konularda bile hata yapabilir
yanlış yollara sapabiliriz
"Akıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyât-ı insâniye akıl ve fikre galebe ettiğinden, ehl-i sefâheti sefâhetinden kurtarmanın yegâne çaresi, ehl-i sefâhetin aynı lezzetinde, elemini gösterip hissini mağlûp etmektir. Ve
b425.gif
(Onlar dünya hayatını seve seve âhirete tercih ederler...(İbrâhim Sûresi: 3.))âyetinin işaretiyle, bu zamanda, âhiretin elmas gibi nîmetlerini, lezzetlerini bildiği halde dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara tercih etmek, ehl-i îman iken ehl-i dalâlete o hubb-u dünya ve o sır için tâbî olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yegânesi, dünyada dahi Cehennem azâbını ve elemlerini göstermekle olur ki; Risâle-i Nur, o meslekten gidiyor." Ayetü'l-Kübrâ
 


Bu alana bir cevap yazın...
Üst