Konuya cevap cer

Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi


“Ey insanlar! Fâni, kısa, faydasız ömrünüzü bâki, uzun, faydalı, meyvedar yapmak ister misiniz? Madem istemek insaniyetin iktizasıdır; Bâkî-i Hakikînin yoluna sarf ediniz. Çünkü Bâkîye müteveccih olan şey, bekànın cilvesine mazhar olur.”


      Madem istemek insaniyetin iktizasıdır;

 

  Demek oluyor ki istemeyen insan değildir. Allah vermeyi dilemeseydi, dilemeyi vermezdi. Önce vermeyi dilemiş ve vermeyi dilediği içinde yarattığı bu aciz kullarına dileme, ebediyeti isteme hissini fıtratlarına dercetmiş. İstemek insaniyetin iktizası, gereği olduğuna göre, istemiyorum diyenler, insan olamaz diye anlıyorum bu cümleyi. Onlar da ancak Sofestailer olabilir. Sofestai ise hem kainatı, hem yaratıcısını, hemde kendi aklını inkar eden ahmaklardır şeklinde izah ediyor Üstad hazretleri. Zaten bunun dışında o hisleri inkar etmek mümkün değildir. Hatta kafirlerin müminlerle olan münakaşaları bile baki alemlerin varlığını isbat eder. Onlar da ebediyete aşık lakin sorumluluklarını yerine getirmediklerinden, hidayeti kabul etmediklerinden, baki alemin yokluğuna inanmak istiyorlar ve yalan davalarına ortak arıyorlar. Bu şekilde insanları aldatmaya çaba sarfediyorlar.


Dalalette olanlar dahi, bekaya olan aşklarını nasıl bastırmaya çalışıp, hayatlarını kendilerine zehir ediyorlar, şu satırlar gayet güzel ifade ediyor.     

 

  “Ey kemâl-i gurur ile dalâlet kürsüsünde oturan! Hayatına mağrur olma. Zira o hayat, bir mugalâta ile kaimdir. Şöyle ki:


O kürsüde oturan dâll, zeval ve fenânın dehşetini düşünüp korktuğu zaman, saadet-i ebediye ihtimaline kaçar, tekâlif-i diniyenin terkinde de âhiretin olmayacağı ihtimaline kaçar. Bu mağlâta ile her iki elemden kurtuluyor. Lâkin, kısa bir zamanda düğüm açılır, hakikat ortaya çıkar. Ne birinci ihtimal elemini izale eder ve ne de ikinci ihtimal yükünü tahfif eder.”   


  Mesnevi-i Nuriye


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst