Cevap: 3.Lem'a Dersleri_1 - "İnsan çendan fânidir; fakat bekà için halk edi
- "Lisanı يَا بَاقِۤى أَنْتَ الْبَاقِى dediği gibi, kalbi, ruhu, aklı, bütün letâifi" Risalei nurun çok yerinde akıl kalp ve ruh sıralamasını görüyoruz...Neden bu üçü çok zikrediliyor ?
insanın sadece akıldan ibaret olmadığını
kalbin ve ruhunda gıdaya, nura ihtiyacı olduğunu sürekli söylüyoruz
bu cihazatların hepsi birbirine bağlıdır ve kamil bir iman için hepsinin itminan olması gereklidir
hepsinin sahip olduğu istidatlar farklıdır
mesela aklımızla düşünürüz, mantık yürütürüz, doğruyu yanlışı elemeye çalışırız
kalbimizin ise bedenen merkezi bir yeri olduğu gibi, manende çok ehemmiyetlidir
vicdan, sevgi, üzüntü, merhamet .. gibi çok önemli hassalarımız orada yer alır
ve kalb aynı zamanda karar verme merciidir
yani bu istidatları rızayı İlahi yolunda sarfederek, doğru kararlar alabiliriz
Kalbden maksat, sanevberî (çam kozalağı) gibi bir et parçası değildir. Ancak, bir lâtife-i Rabbaniyedir ki, mazhar-ı hissiyatı vicdan, mâkes-i efkârı dimağdır." İşaratü'l-İ'caz
ruhumuzda aynı şekilde akıl ve kalble bağlantılıdır
ve onların izlediği yol ile ya huzur bulur, manen rahatlar
ya da huzursuz olur, elem çeker
Risale-i Nur'da bazı konulara baktığımız zaman Üstad'ın "Bu ders akıldan ziyade kalbe bakar" gibi ikazlarını görüyoruz
buradanda çok rahat şunu söyleyebiliriz ki
okuduğumuz ya da şahit olduğumuz her şey direk aklımıza bakmayabilir
anlamadığımızı düşünsekte kalbimiz ve ruhumuz gıdalanır, hissesini alır
yada aklımızla tam olarak algıladığımız emin olduğumuz konularda bile hata yapabilir
yanlış yollara sapabiliriz
"Akıbeti görmeyen ve bir dirhem hazır lezzeti ileride bir batman lezzetlere tercih eden hissiyât-ı insâniye akıl ve fikre galebe ettiğinden, ehl-i sefâheti sefâhetinden kurtarmanın yegâne çaresi, ehl-i sefâhetin aynı lezzetinde, elemini gösterip hissini mağlûp etmektir. Ve
(Onlar dünya hayatını seve seve âhirete tercih ederler...(İbrâhim Sûresi: 3.))âyetinin işaretiyle, bu zamanda, âhiretin elmas gibi nîmetlerini, lezzetlerini bildiği halde dünyevî kırılacak şişe parçalarını onlara tercih etmek, ehl-i îman iken ehl-i dalâlete o hubb-u dünya ve o sır için tâbî olmak tehlikesinden kurtarmanın çare-i yegânesi, dünyada dahi Cehennem azâbını ve elemlerini göstermekle olur ki; Risâle-i Nur, o meslekten gidiyor." Ayetü'l-Kübrâ