Konuya cevap cer

Demek, sevdiğin şeyler ya seni tanımıyor,ya seni tahkir ediyor,ya sana refakat etmiyor. senin rağmına müfarakat ediyor.

Evet insan evvela nefsini sever. sonra akaribini, sonra milletini, sonra zihayat mahlukları, sonra kainatı, dünyayı sever.Bu dairelerin herbirisine karşı alakadardır. onların lezzetleriyle mütelezziz ve elemleriyle müteellim olabilir. halbuki şu herc ü merc alemde ve rüzgar deveranında hiçbir şey kararında kalmadığından biçare keb-i insan, her vakit yaralanıyor. Elleri yapıştığı şeylerle, o şeyler gidip ellerini paralıyor, belki koparıyor.

Daima ızdırap içinde kalır, yahut gaflet ile sarhoş olur. Madem öyledir, ey nefis! Aklın varsa, bütün o muhabbetleri topla, hakiki sahibine ver, şu belalardan kurtul.

Şu nihayetsiz muhabbetler, nihayetsiz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur.

ne vakit hakiki sahibine verdin, o vakit bütün eşyayı O'nun namiyle ve O'nun aynesi olduğu cihetle ıztırapsız sevebilirsin. Demek şu muhabbet doğrudan doğruya kainata sarfedilmemek gerektir. Yoksa, muhabbet en leziz bir ni'met iken, en elim bir nıkmet olur.


yermi dördüncü söz beşinci dal.

şuaların ve illaialyh nin dualarına anynen katılıyorum .amin inşallah


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst