GuLSerbeti
Well-known member
ornek bir aile'nin hikayesi ;
5 çocuğunu 'hafız' yetiştiren anne
İlyas Bey ve Emine Hanım Almanya’da evlenir, çocukları orada doğar. Şimdi 5 çocuğu da hafız. Üstelik kızlarından biri hem hafız, hem de Sahih-i Müslim’i ezberleyebilmiş birisi...
Evlerin rengine bürünür çehrelerimiz, evlerimizin kokusuyla dağılırız hayata. Ev eğer bir “ilim” meclisiyse bir başka yansır bu hâl çevreye. Evini bir ilim meclisi haline getirmek için hayatını vakfeden Emine Hanım, 7 çocuk sahibi bir anne. İstiyoruz ki, eşsiz gayreti ve hikâyesi tüm insanımıza örnek olsun. Ancak, çok ısrar etmemize rağmen soyisminin yazılmasına ve fotoğraf çekimine izin vermiyor. Anlayışla karşılıyoruz. O bir anne; ancak anne olmaktan öte çocuklarına karşı, en güzel eğitici, öğretici ve bir öğretmen. 1 oğlunu ve 4 kızını kendi gayretleriyle hafız yetiştirmiş. Onların dinî ve dünyevi meseleleriyle en yakından ilgilenmiş; bazen bir anne şefkatiyle okşamış bazen de bir öğretmen bakışıyla terbiye etmiş.
Efendimiz’in (sas): “Çocuklarınız 7 yaşına girince onları namaza başlatın...” hadis-i şerifini aynen tatbik etmiş ve çocuklarını 7 yaşında sevdirerek namaza başlatmış. Bilmeleri gereken şeyleri öğretmiş, çocuklarını ayet ve hadis gıdalarıyla da beslemiş. Ondaki gayret ve ciddiyet çocuklarına da sirayet etmiş durumda. Öyle ki, en büyüğü 25, en küçüğü 11 yaşında olan çocuklarının bir vakit kaza namazları ve kaza oruçları bulunmuyormuş. Böylesine bir ciddiyet içinde meselelerine sahip çıkmışlar aile olarak.
Tabii bu ailevi terbiyede eşi İlyas hocaefendinin de kendisine çok büyük desteği olmuş. El Ezher Üniversitesi mezunu İlyas Bey, ömrünü ilim yoluna adamış ilim insanıdır. Evliliklerini de okumak, okutmak, İslâm’ı yaşamak ve yaşatmak arzusu üzerine kurmuşlar. İlyas hocaefendi ve Emine Hanım ciddi fedakârlıklar sonucunda evlerini bir ilim meclisi haline getirmişler. Kız çocuklarını okutma alışkanlığı olmayan geleneksel bir yapı içinde olmalarına rağmen 5 kızını da okutmuştur.
Emine Hanım’la Almanya’da evlenen İlyas hoca, o zamanlar din görevlisidir. Çocuklarının altısı Almanya’da doğmuştur. Rahat bir yaşantıları vardır. Fakat İlyas hocanın içi hep buruktur. Çocuklarını maneviyattan yoksun okullarda okutmak istememektedir. Maddiyatı ve oradaki görünürde cazibeli olan refahı ilim için, hizmet için elinin tersiyle iter ve ailecek okumak için Mısır’a giderler.
5 sene ciddi bir fedakârlık, sabır ve aşkla çocuklarının eğitimi sağlanır. Fıkıh, siyer, hadis, akaid, Arapça derslerinde büyük mesafeler kat ederler.
Emine Hanım ve İlyas hoca sadece ilim yönünden değil, Cenab-ı Hakk’a itaat ve kulluk bakımından da çocuklarına çok güzel örnek olmuşlardır.
Her gece teheccüde ailecek kalkarlar. Kur’an okur ve dua ederler. Sabah namazlarını cemaatle kılar, namazdan sonra ders ve sohbet yaparlar. Emine Hanım itaati, fedakârlığı, ciddiyeti ve sabrı ve hayâsıyla dostları tarafından parmakla gösteriliyor. Hayatını Hz. Aişe ve Hz. Fâtıma (r.anhuma) gibi İslam’a hizmet ve Kur’an hakikatine adamış, onların yaşantılarını kendisine örnek almış.
Kendisine 5 çocuğunu nasıl hafız yetiştirdiğini sorduğumuzda şöyle cevap verdi: “Hayatımızı kontrol altına aldık. Plan-program çizdik ve her şeyi saatlere göre ayarladık. Mesela evimiz bir okul gibidir. Ders saati, yemek saati, istirahat saatleri vardır. Sabah olunca çocuklarımı bir öğretmen gibi sınıf işlevi gören oturma odamıza toplardım. Her gün onlara Kur’an-ı Kerim’i okumanın ve ezberlemenin büyük sevaplar kazandırdığını ayet ve hadisler ışığı altında anlatırdım. Hafız olanın Cennet’te başına taç giydirileceğini söylerdim. Sonra da Kur’an’ı ezberlemede yardımcı olurdum. Ertesi gün bir gün önce ezberlenen sayfaları tekrarlatırdım ki iyice hafızalarına yerleşsin. Ve böylelikle 5 çocuğum hafız oldu. Ayrıca hadis-i şerif de ezberliyorduk. Belki inanamayacaksınız ama kızım Sahih-i Müslim’in de tamamını ezberlemiştir. En küçük oğlum Muhammet 11 yaşında. 40 defa Kur’an’ı hatmetti. 40 hadis ezberledi. Yaz tatillerinde onunla programı yapıyoruz. Ona ödüller koyuyorum. Okul zamanlarında Kur’an okumayı unutmaması için her akşam Kur’an’dan 1 sayfa mutlaka birlikte okuyoruz. Ardından kısa kısa ilmihal bilgilerini birlikte öğreniyoruz.”
Emine Hanım günlük programlarını misafir de gelse araya tatiller de girse aksatmadan uyguluyorlarmış. “Bunun için inanmak ve kararlı olmak gerekiyor.” diyor. Bir de, “Kendi yapmadığınız, yapamadığınız şeyi çocuklarınızdan istemeyiniz.” tavsiyesinde bulunuyor.
SÜMEYYE GÜRGEN
http://ailem.zaman.com.tr/?hn=5401
İlyas Bey ve Emine Hanım Almanya’da evlenir, çocukları orada doğar. Şimdi 5 çocuğu da hafız. Üstelik kızlarından biri hem hafız, hem de Sahih-i Müslim’i ezberleyebilmiş birisi...
Evlerin rengine bürünür çehrelerimiz, evlerimizin kokusuyla dağılırız hayata. Ev eğer bir “ilim” meclisiyse bir başka yansır bu hâl çevreye. Evini bir ilim meclisi haline getirmek için hayatını vakfeden Emine Hanım, 7 çocuk sahibi bir anne. İstiyoruz ki, eşsiz gayreti ve hikâyesi tüm insanımıza örnek olsun. Ancak, çok ısrar etmemize rağmen soyisminin yazılmasına ve fotoğraf çekimine izin vermiyor. Anlayışla karşılıyoruz. O bir anne; ancak anne olmaktan öte çocuklarına karşı, en güzel eğitici, öğretici ve bir öğretmen. 1 oğlunu ve 4 kızını kendi gayretleriyle hafız yetiştirmiş. Onların dinî ve dünyevi meseleleriyle en yakından ilgilenmiş; bazen bir anne şefkatiyle okşamış bazen de bir öğretmen bakışıyla terbiye etmiş.
Efendimiz’in (sas): “Çocuklarınız 7 yaşına girince onları namaza başlatın...” hadis-i şerifini aynen tatbik etmiş ve çocuklarını 7 yaşında sevdirerek namaza başlatmış. Bilmeleri gereken şeyleri öğretmiş, çocuklarını ayet ve hadis gıdalarıyla da beslemiş. Ondaki gayret ve ciddiyet çocuklarına da sirayet etmiş durumda. Öyle ki, en büyüğü 25, en küçüğü 11 yaşında olan çocuklarının bir vakit kaza namazları ve kaza oruçları bulunmuyormuş. Böylesine bir ciddiyet içinde meselelerine sahip çıkmışlar aile olarak.
Tabii bu ailevi terbiyede eşi İlyas hocaefendinin de kendisine çok büyük desteği olmuş. El Ezher Üniversitesi mezunu İlyas Bey, ömrünü ilim yoluna adamış ilim insanıdır. Evliliklerini de okumak, okutmak, İslâm’ı yaşamak ve yaşatmak arzusu üzerine kurmuşlar. İlyas hocaefendi ve Emine Hanım ciddi fedakârlıklar sonucunda evlerini bir ilim meclisi haline getirmişler. Kız çocuklarını okutma alışkanlığı olmayan geleneksel bir yapı içinde olmalarına rağmen 5 kızını da okutmuştur.
Emine Hanım’la Almanya’da evlenen İlyas hoca, o zamanlar din görevlisidir. Çocuklarının altısı Almanya’da doğmuştur. Rahat bir yaşantıları vardır. Fakat İlyas hocanın içi hep buruktur. Çocuklarını maneviyattan yoksun okullarda okutmak istememektedir. Maddiyatı ve oradaki görünürde cazibeli olan refahı ilim için, hizmet için elinin tersiyle iter ve ailecek okumak için Mısır’a giderler.
5 sene ciddi bir fedakârlık, sabır ve aşkla çocuklarının eğitimi sağlanır. Fıkıh, siyer, hadis, akaid, Arapça derslerinde büyük mesafeler kat ederler.
Emine Hanım ve İlyas hoca sadece ilim yönünden değil, Cenab-ı Hakk’a itaat ve kulluk bakımından da çocuklarına çok güzel örnek olmuşlardır.
Her gece teheccüde ailecek kalkarlar. Kur’an okur ve dua ederler. Sabah namazlarını cemaatle kılar, namazdan sonra ders ve sohbet yaparlar. Emine Hanım itaati, fedakârlığı, ciddiyeti ve sabrı ve hayâsıyla dostları tarafından parmakla gösteriliyor. Hayatını Hz. Aişe ve Hz. Fâtıma (r.anhuma) gibi İslam’a hizmet ve Kur’an hakikatine adamış, onların yaşantılarını kendisine örnek almış.
Kendisine 5 çocuğunu nasıl hafız yetiştirdiğini sorduğumuzda şöyle cevap verdi: “Hayatımızı kontrol altına aldık. Plan-program çizdik ve her şeyi saatlere göre ayarladık. Mesela evimiz bir okul gibidir. Ders saati, yemek saati, istirahat saatleri vardır. Sabah olunca çocuklarımı bir öğretmen gibi sınıf işlevi gören oturma odamıza toplardım. Her gün onlara Kur’an-ı Kerim’i okumanın ve ezberlemenin büyük sevaplar kazandırdığını ayet ve hadisler ışığı altında anlatırdım. Hafız olanın Cennet’te başına taç giydirileceğini söylerdim. Sonra da Kur’an’ı ezberlemede yardımcı olurdum. Ertesi gün bir gün önce ezberlenen sayfaları tekrarlatırdım ki iyice hafızalarına yerleşsin. Ve böylelikle 5 çocuğum hafız oldu. Ayrıca hadis-i şerif de ezberliyorduk. Belki inanamayacaksınız ama kızım Sahih-i Müslim’in de tamamını ezberlemiştir. En küçük oğlum Muhammet 11 yaşında. 40 defa Kur’an’ı hatmetti. 40 hadis ezberledi. Yaz tatillerinde onunla programı yapıyoruz. Ona ödüller koyuyorum. Okul zamanlarında Kur’an okumayı unutmaması için her akşam Kur’an’dan 1 sayfa mutlaka birlikte okuyoruz. Ardından kısa kısa ilmihal bilgilerini birlikte öğreniyoruz.”
Emine Hanım günlük programlarını misafir de gelse araya tatiller de girse aksatmadan uyguluyorlarmış. “Bunun için inanmak ve kararlı olmak gerekiyor.” diyor. Bir de, “Kendi yapmadığınız, yapamadığınız şeyi çocuklarınızdan istemeyiniz.” tavsiyesinde bulunuyor.
SÜMEYYE GÜRGEN
http://ailem.zaman.com.tr/?hn=5401