“-Aç ağzını diyorum. Bak sinirlenmeye başlıyorum.
-Hayır, açmayacağım işte…
-Şimdi ben sana gösteririm ağız nasıl açılırmış!”
diye devam eden bir diyalog tanıdık geliyor mu sizlere? Bir elinizde kaşık, bir elinizde yemek tabağıyla koştururken, kayınvalidenizin anlattıkları yankılanır kulağınızda “Geçenlerde bizim Ayşen’i gördüm. Ne de güzel bakıyor bebeğine. Topaç gibi yavrucak maşallah!”
Bu düşünceler eşliğinde, suçluluk hisleriyle başlar yemek saatleri. Gerilim, itiraz ve bağrışmalar…Diğer bir deyişle kazananın olmadığı bir savaştır yemek savaşları!
Doğumunda itibaren zor yiyen, iştahsız ve de zayıf bir çocuğun annesi olarak bunları tahmin etmek hiç de zor değil doğrusu…Hani “Yaşayan bilir” derler ya. İşte onun gibi bir şey. Bilirsiniz Nasreddin Hoca’nın hikayesini. Bir gün damdan düşen hoca, doktor çağırmak isteyen komşularını engeller. “Halimi ancak damdan düşen biri anlar” diyerek damdan düşen birisini ister yanına.
İşte, ben de hemen yanı başınıza geldim. Hem de damdan düşen biri olarak…Sizlere klasik bir psikolog öğüdü olan “Yemezse aç bırakın. Nasıl olsa diğer öğünde yiyecektir” demeyeceğim. Bir müdahele planı geliştirmeden önce ilk olarak sizin ve çocuğunuzun durumunu fizyolojik ve psikolojik anlamamda tahlil etmemiz gerekli. Hem de hamilelikten başlayarak!
:022:
:022:
Araştırmalar “Hamilelik ve emzirme sırasında beslenme tarzınız belirleyici” diyor
Anne karnındaki bebek metabolizması annenin beslenme durumuna uyum sağlayarak farklı besinlere nasıl tepkiler vereceğini yani damak tadını belirler. Dolayısıyla hamileyken tükettiğiniz besinler beslenme ilgili muhtemel sorunlara zemin hazırlamaktadır.
Pediatrics dergisinde yayımlanan bir habere göre, Philadelphia'daki Monell Kimyasal Duyular Merkezi'nde bilim adamları 4. aydan 7. aya kadar bebeklere tatlı olan mamaları yedirdiler. Sonuçta 7. ayın sonunda sürekli tatlı mama yiyen bebeklerin, tatlı olmayan mamayı reddettiğini kaydettiler. Diğer bir araştırmalarında ise, bebekliğinde hidrolize edilmiş mamayla beslenen 4-5 yaşına gelmiş çocukların ekşi ve aromalı yiyeceklere daha çabuk alıştığının tespit ettiler.
Bu merkezdeki yapılan bir deneyde havuçla beslenen hamilelerin çocuklarının havucu daha kolay yediği, taze şeftali yedirilen anne adaylarının çocuklarının, yemeklerinin içine şeftali koyulduğunda tepki göstermedikleri görüldü.
Bir başka deney de bebeklerini emzirmekte olan yeni doğum yapmış anneler üzerinde yapıldı. Taze fasulye yedirilen annelerin emzirdiği bebekler, önceden sebzeyi reddederken, deneyden sonra bu tadı kabul etmeye başladı.
Anne olarak sizin ruh haliniz nasıl ?
Duygusal yeterliliğe sahip misiniz? Sorunlarına rağmen kendinizle barışık ve huzurlu musunuz? Depresif, kaygılı, mutsuz ve sürekli stresli iseniz haliyle doğru duygu ve davranışlar sergilemeniz de zor! Zaten yapılan bir araştırma da annenin strese bağlı somatik yakınmalarının fazlalığı ve duygu durumu ile okul öncesi çocukların yaşa göre beslenmeleri ve büyüme dereceleri arasında ilişki olduğunu göstermekte !(Engle&Ricciuti, 1995). (2)
Bu ruh haliyle, yeme süresini de ya gereğinden fazla uzatır ya da kısa tutarsınız. Duygular bulaşıcıdır. Çocuklar davranışlarımızdan çok duygularımız refererans olarak alır. Aynaya bakın. Ya da mümkünse yemek esnasında kamera kaydınızı yapın ve kendinizi izleyin. Neler görüyorsunuz? Lütfen, görmek ve izlemek istediğiniz gibi davranmaya çalışın.
Anne olarak sizin ruh haliniz nasıl ?
Duygusal yeterliliğe sahip misiniz? Sorunlarına rağmen kendinizle barışık ve huzurlu musunuz? Depresif, kaygılı, mutsuz ve sürekli stresli iseniz haliyle doğru duygu ve davranışlar sergilemeniz de zor! Zaten yapılan bir araştırma da annenin strese bağlı somatik yakınmalarının fazlalığı ve duygu durumu ile okul öncesi çocukların yaşa göre beslenmeleri ve büyüme dereceleri arasında ilişki olduğunu göstermekte !(Engle&Ricciuti, 1995). (2)
Bu ruh haliyle, yeme süresini de ya gereğinden fazla uzatır ya da kısa tutarsınız. Duygular bulaşıcıdır. Çocuklar davranışlarımızdan çok duygularımız refererans olarak alır. Aynaya bakın. Ya da mümkünse yemek esnasında kamera kaydınızı yapın ve kendinizi izleyin. Neler görüyorsunuz? Lütfen, görmek ve izlemek istediğiniz gibi davranmaya çalışın.