Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Hadis-i Şerif ve Hadis-i Kudsi
Açıklamalı Hadis-i Şerif - Telbiye
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="faris" data-source="post: 453237" data-attributes="member: 1006387"><p>Hadisi Şerif : </p><p></p><p>Bir rivayette şu ziyade var: "Abdullah İbnu Ömer (ra) derdi ki: "(Babam) Ömer İbnu'l-Hattab (ra) bu kelimelerden ibaret olan Resulullah'ın telbiyesi ile telbiye getirir ve şunu söylerdi: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyk ve sa'deyk ve'l-hayru fi yedeyk. Lebbeyk, ve'r-rağbau ileyk ve'l-amel." (Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde Hz. Cabir (ra)'den şu ziyade vardır: "Resulullah şöyle telbiye getirirdi..." dedikten sonra tıpkı İbnu Ömer'in hadisindeki gibi bir metin zikretti. Sonra Hz. Cabir'in şunu ilave ettiğini kaydetti: "insanlar telbiyeye "...Zü'l-Mearic" ve benzeri kelimeler ilave ettiler. Resulullah (sav) bunları işitti ancak hiçbir müdahelede bulunmadı." Zü'l-Mearic, Allah'ın isimlerinden biri olup "yükselme yerlerinin sahibi" "yüksek dereceler sahibi" manasına gelir.) </p><p></p><p>Ravi : Hz. İbnu Ömer</p><p></p><p>Kaynak :Nesai, Hacc 54, (5, 161)</p><p></p><p>ﺯاﺩ ﻓﻲ ﺭﻭاﻳﺔ: ]ﻭَﻛَﺎﻥَ ﻋَﺒْﺪُاﻟﻠّﻪِ ﺑﻦُ ﻋُﻤَﺮَ ﻳَﻘُﻮﻝُ: ﻛﺎﻥَ ﻋُﻤﺮ ﺑﻦُ اﻟﺨَﻄَّﺎﺏِ ﻳُﻬِﻞُّ ﺑﺈﻫَْﻞٍ ﺭﺳﻮﻝِ اﻟﻠّﻪ # ﻣِﻦْ ﻫﺆَُءِ اﻟْﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻭَﻳَﻘُﻮﻝُ: ﻟَﺒَّﻴْﻚَ اﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﻟَﺒَّﻴْﻚَ ﻟَﺒَّﻴْﻚَ ﻭَﺳَﻌْﺪَﻳْﻚَ ﻭَاﻟﺨَﻴْﺮُ ﻓﻲ ﻳَﺪَﻳْﻚَ ﻟَﺒَّﻴْﻚَ ﻭَاﻟﺮَّﻏْﺒَﺎءُ ﺇﻟَﻴْﻚَ ﻭَاﻟْﻌَﻤَﻞُ[.ﻭﺯاﺩ ﺃﺑﻮ ﺩاﻭﺩ ﻓﻲ ﺃﺧﺮﻯ ﻋﻦ ﺟﺎﺑﺮ: ﻓَﺬَﻛَﺮَ ﻣِﺜْﻞَ ﻣﺎ ﻗَﺎﻝَ اﺑﻦُ ﻋُﻤﺮَ. ﻭﻗﺎﻝ: ﻭَاﻟﻨَّﺎﺱُ ﻳَﺰِﻳﺪﻭﻥَ ﺫا اﻟﻤﻌَﺎﺭِﺝِ ﻭَﻧَﺤْﻮَﻩُ ﻣِﻦَ اﻟﻜََﻢِ، ﻭَاﻟﻨَّﺒﻰُّ # ﻳَﺴْﻤَﻊُ ﻭََ ﻳَﻘُﻮﻝُ ﺷَﻴﺌﺎً. ﻭﻣﻌﻨﻰ »ﺫَا اﻟﻤَﻌَﺎﺭِﺝِ« ﺃﻯ ﺻﺎﺣﺐ ﻣﺼﺎﻋﺪ اﻟﺴﻤﺎء ﻭﻣﺮاﻗﻴﻬﺎ .</p><p></p><p></p><p> Açıklama :</p><p>1- Telbiye kelime olarak ﻟَﺒَّﻰ den gelir ﺯَﻛَّﻰﺹ den tezkiye'nin gelmesi gibi. Üstten gelen bir emre, bir dâvete aralıksız icâbet mânasını taşır. Lebbeyke, "icâbet sana!" demektir. Dilimizdeki "Buyur!" ve "Buyur efendim!" tâbirleri ile karşılamak uygun düşer. Böyle olunca Lebbeyke, Allahümme lebbeyk tâbirini, "Emrindeyim, ey Allahım emrindeyim" veya "Buyur Allahım buyur! Fasılasız icâbet sana ey Allahım" gibi değişik tâbirlerle karşılamamız mümkündür.</p><p></p><p>Lâ şerîke leke: "Senin ortağın yoktur" demektir.</p><p></p><p>İnne'lhamde ve'nnimete leke ve'lmülk: "Hamd sanadır, nimet ve mülkün gerçek sahibi sensin" demektir.</p><p></p><p>1267 numaralı hadiste geçen sa'deyk: "Taatin için fasılasız müsaade", yani "her an itaatindeyim" mânasına gelir.</p><p></p><p>el-Hayru biyedeyk: "Hayır senin elinde, hayır dağıtan, veren sensin!" demektir.</p><p></p><p>"Ve'rrağbâu ileyk ve'l-amel" "Dilek sana arzedilir, amel de sanadır" demektir. Telbiyeyi metin ve tercümesiyle 1164 numaralı hadiste kaydettik.</p><p></p><p>2- Telbiye, sadedinde olduğumuz rivayette de görüldüğü üzere, cahiliye Araplarında da mevcuttur. Baş kısmı, İslâmî telbiyeye benzediği için Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) orayı te'yid ve arka kısmını red mânasında: "Yazık size, yeter, yeter" demiştir. İbnu Abbâs Resûlullah'ın bu sözünü araya sıkıştırdıktan sonra cahiliye telbiyesinin gerisini de kaydeder.</p><p></p><p>Ezrâkî, Tarih-i Mekke adlı kitabında, Hz. Yunus, Hz. Musa, Hz. İsa (aleyhimüsselam) gibi bir kısım geçmiş peygamberlerin telbiyelerinden bahseder ve metinlerini kaydeder.</p><p></p><p>3- 1269 numaralı hadis, İslâmî telbiyenin, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e, Cebrâil (aleyhisselam) tarafından öğretildiğini haber vermektedir.</p><p></p><p>1266 ve 1267 numaralı rivayetler, telbiyeye, umumiyetle bilinenin dışında bazı değişik kelimelerin ilâve edildiğini göstermektedir. Cumhur: "Efdal olanı, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın devamlı yaptığı merfu telbiyeyi okumaktır, ancak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bazı ziyadelere sükût buyurması sebebiyle, telbiyeye ilâvede bulunmak câizdir" demiştir. Merfu telbiyeyi 1164 numarada tercümesiyle birlikte kaydettik.</p><p></p><p>4- 1269 numaralı hadiste telbiyenin yüksek sesle söylenmesi emredilmektedir. Bu erkeklere mahsustur. Kadınlar alçak sesle söylerler. Telbiyenin yüksek sesle söylenmesi, telbiyenin vâcib olduğuna hükmedenler için vâcibtir. Zâhirîler bu görüştedir. Öyle ki, onlara göre telbiyeyi terk, dem (koyun kurban etmek) gerektirir. Cumhur, burdaki emrin nedb ifade ettiğine, dolayısiyle telbiyeyi yüksek sesle yapmanın müstehab olduğuna hükmetmiştir.</p><p></p><p>5- Telbiye her hal değişikliğinde tekrar edilir: İnişlerde, yokuşlarda, başkalarıyla karşılaşmalarda, gecenin veya gündüzün gelmesinde, oturmalarda, kalkmalarda, binmelerde, inmelerde, namazların ardından, mescidde vs.. Her tekrar peş peşe üç sefer yapılır. Üç tamamlanmadan kesilmez, mamafih selâm verilmişse alınır ve fakat selâm verilmez.</p><p></p><p>Telbiyeden sonra dua edilir. Bu duada kendisi, sevdikleri ve mü' minler için dilediğini taleb edebilir. Ancak en iyi istenecek şeylerin, Allah'ın rızası, cennet ve ateşten istiâze olduğu belirtilmiştir.</p><p></p><p>6- Telbiyeye hacılar, şeytan taşlama anına kadar devam ederler. Umre yapanlar da tavafa başlayıncaya kadar devam ederler.</p><p></p><p>Telbiye, ihram giyen herkese; kadın, erkek, abdestli, abdestsiz, hayızlı, cünüb vs. herkese mustehaptir.</p><p></p><p></p><p>Açıklamalı hadisi Şerif</p></blockquote><p></p>
[QUOTE="faris, post: 453237, member: 1006387"] Hadisi Şerif : Bir rivayette şu ziyade var: "Abdullah İbnu Ömer (ra) derdi ki: "(Babam) Ömer İbnu'l-Hattab (ra) bu kelimelerden ibaret olan Resulullah'ın telbiyesi ile telbiye getirir ve şunu söylerdi: "Lebbeyk Allahümme lebbeyk. Lebbeyk ve sa'deyk ve'l-hayru fi yedeyk. Lebbeyk, ve'r-rağbau ileyk ve'l-amel." (Ebu Davud'un diğer bir rivayetinde Hz. Cabir (ra)'den şu ziyade vardır: "Resulullah şöyle telbiye getirirdi..." dedikten sonra tıpkı İbnu Ömer'in hadisindeki gibi bir metin zikretti. Sonra Hz. Cabir'in şunu ilave ettiğini kaydetti: "insanlar telbiyeye "...Zü'l-Mearic" ve benzeri kelimeler ilave ettiler. Resulullah (sav) bunları işitti ancak hiçbir müdahelede bulunmadı." Zü'l-Mearic, Allah'ın isimlerinden biri olup "yükselme yerlerinin sahibi" "yüksek dereceler sahibi" manasına gelir.) Ravi : Hz. İbnu Ömer Kaynak :Nesai, Hacc 54, (5, 161) ﺯاﺩ ﻓﻲ ﺭﻭاﻳﺔ: ]ﻭَﻛَﺎﻥَ ﻋَﺒْﺪُاﻟﻠّﻪِ ﺑﻦُ ﻋُﻤَﺮَ ﻳَﻘُﻮﻝُ: ﻛﺎﻥَ ﻋُﻤﺮ ﺑﻦُ اﻟﺨَﻄَّﺎﺏِ ﻳُﻬِﻞُّ ﺑﺈﻫَْﻞٍ ﺭﺳﻮﻝِ اﻟﻠّﻪ # ﻣِﻦْ ﻫﺆَُءِ اﻟْﻜَﻠِﻤَﺎﺕِ ﻭَﻳَﻘُﻮﻝُ: ﻟَﺒَّﻴْﻚَ اﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﻟَﺒَّﻴْﻚَ ﻟَﺒَّﻴْﻚَ ﻭَﺳَﻌْﺪَﻳْﻚَ ﻭَاﻟﺨَﻴْﺮُ ﻓﻲ ﻳَﺪَﻳْﻚَ ﻟَﺒَّﻴْﻚَ ﻭَاﻟﺮَّﻏْﺒَﺎءُ ﺇﻟَﻴْﻚَ ﻭَاﻟْﻌَﻤَﻞُ[.ﻭﺯاﺩ ﺃﺑﻮ ﺩاﻭﺩ ﻓﻲ ﺃﺧﺮﻯ ﻋﻦ ﺟﺎﺑﺮ: ﻓَﺬَﻛَﺮَ ﻣِﺜْﻞَ ﻣﺎ ﻗَﺎﻝَ اﺑﻦُ ﻋُﻤﺮَ. ﻭﻗﺎﻝ: ﻭَاﻟﻨَّﺎﺱُ ﻳَﺰِﻳﺪﻭﻥَ ﺫا اﻟﻤﻌَﺎﺭِﺝِ ﻭَﻧَﺤْﻮَﻩُ ﻣِﻦَ اﻟﻜََﻢِ، ﻭَاﻟﻨَّﺒﻰُّ # ﻳَﺴْﻤَﻊُ ﻭََ ﻳَﻘُﻮﻝُ ﺷَﻴﺌﺎً. ﻭﻣﻌﻨﻰ »ﺫَا اﻟﻤَﻌَﺎﺭِﺝِ« ﺃﻯ ﺻﺎﺣﺐ ﻣﺼﺎﻋﺪ اﻟﺴﻤﺎء ﻭﻣﺮاﻗﻴﻬﺎ . Açıklama : 1- Telbiye kelime olarak ﻟَﺒَّﻰ den gelir ﺯَﻛَّﻰﺹ den tezkiye'nin gelmesi gibi. Üstten gelen bir emre, bir dâvete aralıksız icâbet mânasını taşır. Lebbeyke, "icâbet sana!" demektir. Dilimizdeki "Buyur!" ve "Buyur efendim!" tâbirleri ile karşılamak uygun düşer. Böyle olunca Lebbeyke, Allahümme lebbeyk tâbirini, "Emrindeyim, ey Allahım emrindeyim" veya "Buyur Allahım buyur! Fasılasız icâbet sana ey Allahım" gibi değişik tâbirlerle karşılamamız mümkündür. Lâ şerîke leke: "Senin ortağın yoktur" demektir. İnne'lhamde ve'nnimete leke ve'lmülk: "Hamd sanadır, nimet ve mülkün gerçek sahibi sensin" demektir. 1267 numaralı hadiste geçen sa'deyk: "Taatin için fasılasız müsaade", yani "her an itaatindeyim" mânasına gelir. el-Hayru biyedeyk: "Hayır senin elinde, hayır dağıtan, veren sensin!" demektir. "Ve'rrağbâu ileyk ve'l-amel" "Dilek sana arzedilir, amel de sanadır" demektir. Telbiyeyi metin ve tercümesiyle 1164 numaralı hadiste kaydettik. 2- Telbiye, sadedinde olduğumuz rivayette de görüldüğü üzere, cahiliye Araplarında da mevcuttur. Baş kısmı, İslâmî telbiyeye benzediği için Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) orayı te'yid ve arka kısmını red mânasında: "Yazık size, yeter, yeter" demiştir. İbnu Abbâs Resûlullah'ın bu sözünü araya sıkıştırdıktan sonra cahiliye telbiyesinin gerisini de kaydeder. Ezrâkî, Tarih-i Mekke adlı kitabında, Hz. Yunus, Hz. Musa, Hz. İsa (aleyhimüsselam) gibi bir kısım geçmiş peygamberlerin telbiyelerinden bahseder ve metinlerini kaydeder. 3- 1269 numaralı hadis, İslâmî telbiyenin, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e, Cebrâil (aleyhisselam) tarafından öğretildiğini haber vermektedir. 1266 ve 1267 numaralı rivayetler, telbiyeye, umumiyetle bilinenin dışında bazı değişik kelimelerin ilâve edildiğini göstermektedir. Cumhur: "Efdal olanı, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın devamlı yaptığı merfu telbiyeyi okumaktır, ancak Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın bazı ziyadelere sükût buyurması sebebiyle, telbiyeye ilâvede bulunmak câizdir" demiştir. Merfu telbiyeyi 1164 numarada tercümesiyle birlikte kaydettik. 4- 1269 numaralı hadiste telbiyenin yüksek sesle söylenmesi emredilmektedir. Bu erkeklere mahsustur. Kadınlar alçak sesle söylerler. Telbiyenin yüksek sesle söylenmesi, telbiyenin vâcib olduğuna hükmedenler için vâcibtir. Zâhirîler bu görüştedir. Öyle ki, onlara göre telbiyeyi terk, dem (koyun kurban etmek) gerektirir. Cumhur, burdaki emrin nedb ifade ettiğine, dolayısiyle telbiyeyi yüksek sesle yapmanın müstehab olduğuna hükmetmiştir. 5- Telbiye her hal değişikliğinde tekrar edilir: İnişlerde, yokuşlarda, başkalarıyla karşılaşmalarda, gecenin veya gündüzün gelmesinde, oturmalarda, kalkmalarda, binmelerde, inmelerde, namazların ardından, mescidde vs.. Her tekrar peş peşe üç sefer yapılır. Üç tamamlanmadan kesilmez, mamafih selâm verilmişse alınır ve fakat selâm verilmez. Telbiyeden sonra dua edilir. Bu duada kendisi, sevdikleri ve mü' minler için dilediğini taleb edebilir. Ancak en iyi istenecek şeylerin, Allah'ın rızası, cennet ve ateşten istiâze olduğu belirtilmiştir. 6- Telbiyeye hacılar, şeytan taşlama anına kadar devam ederler. Umre yapanlar da tavafa başlayıncaya kadar devam ederler. Telbiye, ihram giyen herkese; kadın, erkek, abdestli, abdestsiz, hayızlı, cünüb vs. herkese mustehaptir. Açıklamalı hadisi Şerif [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Hadis-i Şerif ve Hadis-i Kudsi
Açıklamalı Hadis-i Şerif - Telbiye
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst