durmuþ göktekin
Active member
AİLEDE MUTLULUK!
Ailede birlik ve dirlik güçlü ve huzurlu toplumların çekirdeğidir. Bu çekirdeğin neşvünema bulması inanç ve amel yönüyle donanmış bireylerin oluşmasına bağlıdır.
Mutluluk sadece karı koca arasında değildir. Anne ve babayla beraber çocuklar, dedeler, nineler, halalar, teyzeler, dayılar, amcalar, bütün akrabalarla birlikte komşularla da mutluluk içinde olunmalıdır. “Müslümanlar bir vücut gibidir. Vücudun bir yerine batan dikenden bütün vücut acı duyar.” Dolayısıyla bir Müslüman’ın duyduğu acıdan diğer Müslümanlar da acı duyar. Mutluluğundan da mutluluk duyar. Onun için toplumda iyilikler ve kötülükler müşterek yaşanır. Hangi iyiliğin, güzelliğin, başarının karşısında topluca sevinmiyoruz? Yine hangi kötülüğün karşısında üzülmüyoruz? Bu haller insan olmamızın müşterek vasıflarıdır.
Aile yuvası, mensuplarının mutluluğu için kurulmaktadır. Evdeki huzursuzluğun giderilmesi sadece anne ve babaya ait değildir. Ailenin diğer fertleri ve etkili, yetkili herkesin vazifesidir. İnsanlar arasında huzursuzluk olması istenmese de zaman zaman huzursuzluk olacaktır. İnsanın olduğu her yerde olumsuzluk vardır. Ve olur! Önemli olan meydana gelen olumsuzlukları aklıselim ile çözmektir. Hayat, acısıyla, tatlısıyla mutluluk ve güzellikleri sergiler. Tatlı tatlı devam eden hayatın içine biraz acı karıştığında neden feryat ediyoruz. Acının varlığı, bize tatlıyı anlatmıyor mu?
Her şeyin ideali Allah rızasıdır. O, ufuktaki hedef gibidir. Biz yaklaştıkça o uzaklaşır. Böylece Müslümanlar bir ömür boyu Ona koşarlar. İdealler, herkesin aynı yöne dönmesi için örnek gösterilir. Allah’ın rızasını kazanmak O’nun lütfuna bağlıdır. Kimin O’nun rızasına ulaşacağını O bilir. Önemli olan hep birlikte, aynı istikamette, gerçekler üzerinde yürümektir. Yaşanılması zor olanları değil yaşanmış gerçeklerden hareketle insanı ona göre hazırlamaktır. İnsan için gönderilen Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim bunun en güzel örneklerini göstermiş ve hayata geçirmiştir. Cahiliye döneminde, problemli insanları asrın altın nesli olarak yetiştirmiştir. Mekke’deki eşkıyalar, Medine’de evliya olmuştur.
İnsanın dünya ve ahiretini cennet etmek için gönderilen Kur’an ve O’nun mübelliği (tebliğ edici) (SAV) insanın insanlık vasıflarını geliştirmeyi ve o vasıfları koruma ilkelerini koymuştur. Bu ilkelerin hayata geçirildiği dönemlerde insanların mutlu bir dünya hayatı yaşadıkları tarihi hadiselerle ortadadır. Ne zaman o esaslara uyulmuşsa aile ve toplum huzur ve mutluluk içinde yaşamış ve kalkınmıştır. Ne zaman da uzaklaşılmışsa gerilemiş, rezil ve rüsva olmuştur.
Bugün ailede görülen zaaflardan biri de paylaşımda kıskançlık ve hasedin şiddetlenmesidir. Mesela; kayın valideler, oğlunu veya kızını karşı tarafla paylaşamıyor. Yani anne oğlunun kendinden koparıldığını düşünüyor, karşı tarafa kızmaya başlıyor. Çekemiyor, haset ediyor. Hissi davranış ve hareketler içine giriyor. Kız tarafı damadı ailesinden koparma yollarına gidiyor. Bazıları, erkeğe yetimhaneden gelmiş muamelesi yapıyor.
Ailede annenin fonksiyonu büyüktür. Anne çocuklarına; yukarı doğru veya aşağı doğru ya sevgi veya nefret aşılar. Anne çocuklarına kimin hakkında iyi konuşursa çocuklar onu sever. Kimin hakkında da kötü konuşursa onu sevmez. Bu işin içinde baba da dâhildir.
Baba, karısının yakınlarını kendi yakınları bilmeli. Anne de eşinin yakınlarını kendi yakınları kabul etmelidir. Böyle olmayan evliliklerde huzursuzluğun olması mukadderdir. Taraflar birbirlerinin yakınlarını kendi yakınları olarak kabul ederlerse ailede mutluluk oluşabilir. Mutluluk isteyen herkes İlahi mesaja uymalı. Peygamber (SAV)’in söylediklerini duymalı!
23.05. 2012
Durmuş Göktekin