Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="müdavim" data-source="post: 177701" data-attributes="member: 5987"><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red"><span style="color: DarkGreen">MÜŞRİKLERİN ÜÇ SORUSU</span></span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Hz. Resûlullah'ın dâvası karşısında çaresizlikler içinde kıvranan Mekke müşriklerinin aklına yeni bir fikir geldi: Yahudi âlimlerinden, Peygamberimiz hakkında bir şeyler öğrenmek!..</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu maksatla Medine'ye giden temsilciler, Yahudi âlimleriyle görüşerek Resûl-i Ekrem Efendimizin söylediklerinden, yaptıklarından bahsettiler; sonra da, "Siz, elinde Tevrat bulunan bir milletsiniz. Bu adam hakkında bize bilgi veresiniz diye size başvurduk!" dediler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Yahudi âlimlerinin, bu isteklerine cevapları şu oldu:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">"O kimseye, 'Geçmişteki o genç delikanlıların hayret edilecek maceraları ne idi? Yeryüzünün doğusuna batısına kadar ulaşan, dönüp dolaşan zâtın kıssası ne idi? 'Ruh'un mahiyeti nedir?' sorularını sorun. Eğer bu sualleri cevaplandırırsa, bilin ki o, Allah'ın peygamberidir; siz de ona tâbi olun. Yok, eğer cevaplandıramazsa, o adam yalancı bir kimsedir; kendisine istediğinizi yapabilirsiniz!"280</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Temsilciler, Mekke'ye dönerek durumu müşriklere anlattılar.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Müşrikler, ümit ve sevinç içinde Peygamber Efendimize koşarak, bu sorulan sordular.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Kâinatın Efendisi, sorularını cevaplandırmak için mühlet istedi. <span style="color: Red">"Size yarın bildireyim!" </span>dedi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bunu derken, o sırada "İnşallah... [Allah dilerse..]" demeyi unutmuştu. Bu sebeple, bir görüşe göre, üç, diğer bir rivayete göre ise 15 gün bu konuda hiçbir vahiy gelmedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, sıkıntıdan duramaz hâle gelmişti. Hele, müşriklerin, "Muhammed bizden bir gün mühlet istedi; bunca zaman geçti, bize hâlâ bir şey bildirmiş değil!" diyerek dedikodulara başlamaları, bu sıkıntılarını daha da artırdı. Öyle ki, kimseyle konuşamaz hâle gelmişti.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Nebîyy-i Ekrem'in, bu sıkıntıları fazla sürmedi; sonunda vahiy indi. Müşriklerin sorularına şöyle cevap verildi:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"Yoksa (Ey Resulüm!..) uzun zaman mağarada uykuda kalan Kehf ve Rakîm ashabı, Bizim mucizelerimizden şaşılacak bir şey oldular mı sandın? Hatırla ki, o vakit o genç yiğitler mağaraya sığındılar da şöyle dediler:</span><span style="color: Red"> "Ey Rabbimiz!.. Bize tarafından bir rahmet ihsan buyur ve işimizde bize bir muvaffakiyet hazırla."281</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Bu âyet-i kerîmelerde, müşriklerin birinci soruları cevaplandırılıyordu ve adı geçen gençlerin Ashab-ı Kehf olduğu bildiriliyordu. Sonraki âyetlerde ise Ashab-ı Kehf in maceraları anlatılıyordu.282</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Müşriklerin ikinci sorularına ise, şu âyetler cevap veriyordu:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"Ey Resulüm!.. (Müşrikler, seni imtihan etmek için) bir de Zülkarneyn'den (haber) soruyorlar. Sen de ki: 'Size, onlardan bir haber anlatacağım.""283</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Sûrenin devam eden âyetlerinde ise, Cenâb-ı Hakk'ın Zül-karneyn'i iktidar sahibi yaptığı, ona vasıta ihsan ettiği ve bununla batıya doğru yol aldığı, yolculuğu esnasında bir kavimle karşılaştığı ve onları iyi işleri yapmaya davet ettiği belirtiliyor; sonradan doğuya doğru yol tuttuğu, burada da bir kavimle karşılaştığı ve onları da hayırlı işlerde bulunmaya çağırdığı beyan ediliyordu.284</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Müşriklerin üçüncü suallerine ise, şu âyet-i kerîmeyle cevap veriliyordu:</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"(Ey Resulüm!..) bir de sana ruhtan (ruhun hakikatinden) soruyorlar. De ki: 'Ruh, Rabbimin bildiği bildiği bir iştir; ve size, ilimden ancak az bir şey verilmiştir.'"285</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Müşrikler, sordukları sorularına mükemmel cevap almışlardı!</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Buna rağmen, Peygamber Efendimizin dâvasını doğrulayıp, ona uymaktan uzak durdular; şirkin inadı içinde hayatlarına devam ettiler.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Ancak, onların bu hak ve hakikatten yüz çevirmeleri, kendilerini felâkete sürüklemekten başka bir şeye yaramıyordu. Onlar direndikçe, îman ve Kur'ân dâvası daha bir haşmet ve azametle gönüller üzerinde dalgalanmaya devam ediyordu.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Black">Cenâb-ı Hakk, ayrıca Peygamber Efendimizi de aynı sûrede şöyle îkaz ediyordu:</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"><span style="color: Red">"Hiçbir şey hakkında 'inşallah...' demeden 'Ben bunu herhalde yarın yaparım.' deme! Unuttuğun zaman Rabbini an, 'İnşallah...' de, 'Umulur ki Rabbim, beni daha yakın bir hayra ve muvaffakiyete erdirir.' de!"286</span></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">Peygamber Efendimiz, bu îkazdan sonra, yapacağı bir şey hakkında "İnşallah..." demeyi her zaman hayatında bir prensip edindi.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">--------------------------------------------------------------------------------</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">261 İbni Hişam, Sîre, c. 1, s. 283284; ibni Kesir, Sîre, c. 1, s. 473.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">262 İbni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 284; Taberî, Tarih, c. 2, s. 218; ibni Kesir,A.g.e., c. 1, s. 473.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">263 Ibni Hişam, A.g.e., c. 1, 284; Taberî, Tarih, c. 2, s. 218; İbni Kesir, A.g.e.,c. 1, s. 474.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">264 ibni Hişam, A.g.e., c. 1, 284; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 220.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">265 İbni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 285; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 220; İbni Kesir,A.g.e., c. 1, s. 474.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">266 ibni Hişam, Sîre, c. 1, s. 285; Taberî, Tarih, c. 2, s. 220; İbni Kesir, Sîre, c. 2, s. 475.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">267 ibni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 285; Ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 202; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 220; ibni Kesir, A.g.e., c. 1, s. 475.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">268 ibni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 295.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">269 İbni Hişam, Sîre, c. 1, s. 288289; Kaadı Iyaz, Şifa, c. 1, s. 512513.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">270 Müddessir, 1926.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">271 Tur, 29.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">276 Ibn-i Hişam, Sîre, c. 1, s. 313-314; Taberî, Tarih, c. 2. s. 225.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">277 Mâide, 67.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">278 ibn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 35-36.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">279 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 1, s. 368; Taberî, Tarih, c. 2, s. 225-226.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">280 ibn-i Hişam, Sîre, c. 1, s. 321-322.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">281 Kehf, 9-10.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">282 Kehf, 9-26.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">283 Kehf, 83.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">284 Kehf, 84-98.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">285 Isrâ, 85.</span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray"></span></span></p><p><span style="font-size: 15px"><span style="color: DarkSlateGray">286 Kehf, 23-24.</span></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="müdavim, post: 177701, member: 5987"] [SIZE="4"][COLOR="DarkSlateGray"][COLOR="Red"][COLOR="DarkGreen"]MÜŞRİKLERİN ÜÇ SORUSU[/COLOR][/COLOR] Hz. Resûlullah'ın dâvası karşısında çaresizlikler içinde kıvranan Mekke müşriklerinin aklına yeni bir fikir geldi: Yahudi âlimlerinden, Peygamberimiz hakkında bir şeyler öğrenmek!.. Bu maksatla Medine'ye giden temsilciler, Yahudi âlimleriyle görüşerek Resûl-i Ekrem Efendimizin söylediklerinden, yaptıklarından bahsettiler; sonra da, "Siz, elinde Tevrat bulunan bir milletsiniz. Bu adam hakkında bize bilgi veresiniz diye size başvurduk!" dediler. Yahudi âlimlerinin, bu isteklerine cevapları şu oldu: "O kimseye, 'Geçmişteki o genç delikanlıların hayret edilecek maceraları ne idi? Yeryüzünün doğusuna batısına kadar ulaşan, dönüp dolaşan zâtın kıssası ne idi? 'Ruh'un mahiyeti nedir?' sorularını sorun. Eğer bu sualleri cevaplandırırsa, bilin ki o, Allah'ın peygamberidir; siz de ona tâbi olun. Yok, eğer cevaplandıramazsa, o adam yalancı bir kimsedir; kendisine istediğinizi yapabilirsiniz!"280 Temsilciler, Mekke'ye dönerek durumu müşriklere anlattılar. Müşrikler, ümit ve sevinç içinde Peygamber Efendimize koşarak, bu sorulan sordular. Kâinatın Efendisi, sorularını cevaplandırmak için mühlet istedi. [COLOR="Red"]"Size yarın bildireyim!" [/COLOR]dedi. Bunu derken, o sırada "İnşallah... [Allah dilerse..]" demeyi unutmuştu. Bu sebeple, bir görüşe göre, üç, diğer bir rivayete göre ise 15 gün bu konuda hiçbir vahiy gelmedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz, sıkıntıdan duramaz hâle gelmişti. Hele, müşriklerin, "Muhammed bizden bir gün mühlet istedi; bunca zaman geçti, bize hâlâ bir şey bildirmiş değil!" diyerek dedikodulara başlamaları, bu sıkıntılarını daha da artırdı. Öyle ki, kimseyle konuşamaz hâle gelmişti. Nebîyy-i Ekrem'in, bu sıkıntıları fazla sürmedi; sonunda vahiy indi. Müşriklerin sorularına şöyle cevap verildi: [COLOR="Red"]"Yoksa (Ey Resulüm!..) uzun zaman mağarada uykuda kalan Kehf ve Rakîm ashabı, Bizim mucizelerimizden şaşılacak bir şey oldular mı sandın? Hatırla ki, o vakit o genç yiğitler mağaraya sığındılar da şöyle dediler:[/COLOR][COLOR="Red"] "Ey Rabbimiz!.. Bize tarafından bir rahmet ihsan buyur ve işimizde bize bir muvaffakiyet hazırla."281[/COLOR] Bu âyet-i kerîmelerde, müşriklerin birinci soruları cevaplandırılıyordu ve adı geçen gençlerin Ashab-ı Kehf olduğu bildiriliyordu. Sonraki âyetlerde ise Ashab-ı Kehf in maceraları anlatılıyordu.282 Müşriklerin ikinci sorularına ise, şu âyetler cevap veriyordu: [COLOR="Red"]"Ey Resulüm!.. (Müşrikler, seni imtihan etmek için) bir de Zülkarneyn'den (haber) soruyorlar. Sen de ki: 'Size, onlardan bir haber anlatacağım.""283[/COLOR] Sûrenin devam eden âyetlerinde ise, Cenâb-ı Hakk'ın Zül-karneyn'i iktidar sahibi yaptığı, ona vasıta ihsan ettiği ve bununla batıya doğru yol aldığı, yolculuğu esnasında bir kavimle karşılaştığı ve onları iyi işleri yapmaya davet ettiği belirtiliyor; sonradan doğuya doğru yol tuttuğu, burada da bir kavimle karşılaştığı ve onları da hayırlı işlerde bulunmaya çağırdığı beyan ediliyordu.284 Müşriklerin üçüncü suallerine ise, şu âyet-i kerîmeyle cevap veriliyordu: [COLOR="Red"]"(Ey Resulüm!..) bir de sana ruhtan (ruhun hakikatinden) soruyorlar. De ki: 'Ruh, Rabbimin bildiği bildiği bir iştir; ve size, ilimden ancak az bir şey verilmiştir.'"285[/COLOR] Müşrikler, sordukları sorularına mükemmel cevap almışlardı! Buna rağmen, Peygamber Efendimizin dâvasını doğrulayıp, ona uymaktan uzak durdular; şirkin inadı içinde hayatlarına devam ettiler. Ancak, onların bu hak ve hakikatten yüz çevirmeleri, kendilerini felâkete sürüklemekten başka bir şeye yaramıyordu. Onlar direndikçe, îman ve Kur'ân dâvası daha bir haşmet ve azametle gönüller üzerinde dalgalanmaya devam ediyordu. [COLOR="Black"]Cenâb-ı Hakk, ayrıca Peygamber Efendimizi de aynı sûrede şöyle îkaz ediyordu:[/COLOR] [COLOR="Red"]"Hiçbir şey hakkında 'inşallah...' demeden 'Ben bunu herhalde yarın yaparım.' deme! Unuttuğun zaman Rabbini an, 'İnşallah...' de, 'Umulur ki Rabbim, beni daha yakın bir hayra ve muvaffakiyete erdirir.' de!"286[/COLOR] Peygamber Efendimiz, bu îkazdan sonra, yapacağı bir şey hakkında "İnşallah..." demeyi her zaman hayatında bir prensip edindi. -------------------------------------------------------------------------------- 261 İbni Hişam, Sîre, c. 1, s. 283284; ibni Kesir, Sîre, c. 1, s. 473. 262 İbni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 284; Taberî, Tarih, c. 2, s. 218; ibni Kesir,A.g.e., c. 1, s. 473. 263 Ibni Hişam, A.g.e., c. 1, 284; Taberî, Tarih, c. 2, s. 218; İbni Kesir, A.g.e.,c. 1, s. 474. 264 ibni Hişam, A.g.e., c. 1, 284; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 220. 265 İbni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 285; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 220; İbni Kesir,A.g.e., c. 1, s. 474. 266 ibni Hişam, Sîre, c. 1, s. 285; Taberî, Tarih, c. 2, s. 220; İbni Kesir, Sîre, c. 2, s. 475. 267 ibni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 285; Ibni Sa'd, Tabakat, c. 1, s. 202; Taberî, A.g.e., c. 2, s. 220; ibni Kesir, A.g.e., c. 1, s. 475. 268 ibni Hişam, A.g.e., c. 1, s. 295. 269 İbni Hişam, Sîre, c. 1, s. 288289; Kaadı Iyaz, Şifa, c. 1, s. 512513. 270 Müddessir, 1926. 271 Tur, 29. 276 Ibn-i Hişam, Sîre, c. 1, s. 313-314; Taberî, Tarih, c. 2. s. 225. 277 Mâide, 67. 278 ibn-i Hişam, Sîre, c. 2, s. 35-36. 279 Ibn-i Hişam, A.g.e., c. 1, s. 368; Taberî, Tarih, c. 2, s. 225-226. 280 ibn-i Hişam, Sîre, c. 1, s. 321-322. 281 Kehf, 9-10. 282 Kehf, 9-26. 283 Kehf, 83. 284 Kehf, 84-98. 285 Isrâ, 85. 286 Kehf, 23-24.[/COLOR][/SIZE] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Resûlüllah (Aleyhisselatü Vesselam)
Peygamberimizin Hayatı
Aleni Davet
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst