nurhadimi
üye Sorumlusu
ALLAH İÇİN VURMUŞTUM
Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri Çaldıran Zaferini kazandıktan sonra ölüler arasında dolaşıyordu. Ölülerin içinde düşman askerlerinden birisinin kellesinin hiç zedelenmeden kesildiğini görüp merak etti. Ve yanında bulunan vezirlerine emrederek:
- Bu kelleyi tek vuruşta kim kesti ise onu bulun bana getirin, dedi.
Paşalar hemen asker içine dağıldılar ve bu yiğit askeri aramaya başladılar. Sora sora nihayet o asker bulundu ve Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerinin huzuruna getirildi.
Yavuz, o askere:
-Evladım bu başı böyle sen mi kestin? diye sordu.
Meselanin ne olduğunu anlayamayan asker biraz durakladıktan sonra:
- Ben kestim, Sultanım, dedi.
Yavuz askerden memnun olmuştu... Belinden kılıcını çekerek askere verdi ve orada bulunan ölüme mahkum esirlerden birisini göstererek:
- Şunun başını da öyle bir vurmaya kesebilirmisin? diye sordu.
Asker soğukkanlılıkla kesebileceğini söyledi. Hazreti Yavuz Selim Han, haydi görelim bakalım nasıl kestin diyerek bir vuruşta kesilmesi için emir verdi. Elinde kılınç olduğu halde bekleyen genç yiğit bütün gücüyle vurduysa da kelle kopmadı, yani asker harpte kestiği gibi adamı ensesinden kesememişti.
Oradakiler şeşkınlık içinde iken Yavuz askere, niçin kesemediğini sorduğunda, aldığı cevap çok dikkat çekiciydi.
Asker, Yavuz Sultan Selim'e:
-Hünkârım , harp meydanında Allah için kılıç vurdum ve bir vuruşta kestim. Fakat şimdi senin rızan için kılıç çekiyorum ve onun içinde bir vuruşta kesemedim. Allah rızası için yapılan bir işle padişah rızası için yapılan bir iş aynı olmasa gerektir, dedi.
Büyük kumandan hazreti Yavuz:
- Ben anlamıştım zaten ondan olduğunu, seni tebrik ederim evladım, dedi ve bir kese altın hediye etti.
Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri Çaldıran Zaferini kazandıktan sonra ölüler arasında dolaşıyordu. Ölülerin içinde düşman askerlerinden birisinin kellesinin hiç zedelenmeden kesildiğini görüp merak etti. Ve yanında bulunan vezirlerine emrederek:
- Bu kelleyi tek vuruşta kim kesti ise onu bulun bana getirin, dedi.
Paşalar hemen asker içine dağıldılar ve bu yiğit askeri aramaya başladılar. Sora sora nihayet o asker bulundu ve Yavuz Sultan Selim Han Hazretlerinin huzuruna getirildi.
Yavuz, o askere:
-Evladım bu başı böyle sen mi kestin? diye sordu.
Meselanin ne olduğunu anlayamayan asker biraz durakladıktan sonra:
- Ben kestim, Sultanım, dedi.
Yavuz askerden memnun olmuştu... Belinden kılıcını çekerek askere verdi ve orada bulunan ölüme mahkum esirlerden birisini göstererek:
- Şunun başını da öyle bir vurmaya kesebilirmisin? diye sordu.
Asker soğukkanlılıkla kesebileceğini söyledi. Hazreti Yavuz Selim Han, haydi görelim bakalım nasıl kestin diyerek bir vuruşta kesilmesi için emir verdi. Elinde kılınç olduğu halde bekleyen genç yiğit bütün gücüyle vurduysa da kelle kopmadı, yani asker harpte kestiği gibi adamı ensesinden kesememişti.
Oradakiler şeşkınlık içinde iken Yavuz askere, niçin kesemediğini sorduğunda, aldığı cevap çok dikkat çekiciydi.
Asker, Yavuz Sultan Selim'e:
-Hünkârım , harp meydanında Allah için kılıç vurdum ve bir vuruşta kestim. Fakat şimdi senin rızan için kılıç çekiyorum ve onun içinde bir vuruşta kesemedim. Allah rızası için yapılan bir işle padişah rızası için yapılan bir iş aynı olmasa gerektir, dedi.
Büyük kumandan hazreti Yavuz:
- Ben anlamıştım zaten ondan olduğunu, seni tebrik ederim evladım, dedi ve bir kese altın hediye etti.