Konuya cevap cer

Harika ve emsalsiz bir tavus kuşu farz edelim. 0 kuş, gayet büyük, ziynetli, şarktan garba bir anda uçabilen, şimalden cenuba kadar geniş kanatlı, her bir tüyü dâhiyane nakışlı ve sanatlıdır, iki adam, akıl ve kalp kanatlan ile o kuşun yüksek mertebelerine uçmak isterler.

Birisi, tavus kuşunun haline, harikulade nakışlı tüylerine bakar. Çok sever. İnce tefekkürü kısmen bırakıp, aşka ve şevke tutunur. Fakat görür ki, o sevdiği nakışlar her gün değişip, kaybolur. O adam, kendini teselli etmek için, 'Bir nakkaşın nakşı ve sanatıdır/ demesi gerekirken, "Bu tavus kuşunun ruhu o kadar yüksektir ki, onun sanatkarı onun içindedir. Bu görünen o ruhun icadı değil, zahiri vücudu ve cilvesidir. 0 vücudun yüksekliğinden her dakikada başka bir güzellik görünür" der. Diğer adam: "Bu mizanlı nakışlar bir iradenin ve kastın eseridir, iradesiz cilve, tercihsiz görünme olmaz. Evet, tavusun mahiyeti güzeldir, fakat faili ile kesinlikle aynı değildir. Bu yaldızlı kanatlan yazan katip, onun içinde olamaz. 0 nakışlar, onun kaleminin ucu ile yazılmıştır." der.

Evet, kâinat denilen misali tavusun ziynetleri, o tavusu yaratanın yaldızlı birer mektubudur


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst