Cevap: Noktadan Evrene
Hem şemse, kendi mihveri üstünde, câzibe denilen mânevî ipleri yumak yaptırmak için, dolap ve çıkrık hükmünde olan güneşi bir Kadîr-i Zülcelâlin emriyle döndürüp, o seyyârâtı o mânevî iplerle bağlayıp tanzim etmek ve güneşi bütün seyyârâtı (gezegenleri) ile, saniyede beş saatlik bir mesafeyi kestirecek kadar bir süratle, bir tahmine göre Herkül Burcu tarafına veya Şemsü'ş-Şümûs cânibine sevk etmek, elbette Ezel ve Ebed Sultanı olan Zât-ı Zülcelâlin kudretiyle ve emriyledir. Güyâ, haşmet-i rubûbiyetini göstermek için, bu emirber neferleri hükmünde olan Manzume-i Şemsiye ordusu ile bir manevra yaptırır.
Ey kozmoğrafyacı efendi!
Hangi tesadüf bu işlere karışabilir?
Hangi esbâbın eli buna ulaşabilir?
Hangi kuvvet buna yanaşabilir?
Haydi sen söyle!
Hiç böyle bir Sultan-ı Zülcelâl, aczini gösterip mülküne başkasını karıştırır mı?
Bâhusus kâinatın meyvesi, neticesi, gâyesi, hulâsası olan zîhayatları başka ellere verir mi?
Başkasını müdâhale ettirir mi'?
Bâhusus o meyvelerin en câmii ve o neticelerin en mükemmeli ve zeminin halîfesi ve o sultanın âyinedar bir misafiri olan insanları başıboş bırakır mı?
Ve onları tabiata ve tesadüfe havale edip, haşmet-i saltanatını hiçe indirir mi, kemâl-i hikmetini sukut ettirir mi? 33.söz