Kötülüklerle yaşayan birisi tövebe etti ve allah yaklaşmak için çareler aradı.allah bu tövbekar kulunun tövbesini kabul etti allahın lütfuyla hidayete erdi .
Artık bütünüyle değişmişti,kendi kusurlarından başka şey bilmez oldu .O kendi günahlarıyla uğraşırken ; kendini unutup bu tövbekar kulla uğraşanlar vardı .
Yine birgün günlük nafakası için tarlaya giderken munafık kişiler bu aciz kulun yolunu keserek Ey ahali ! siz bunun böle değiştim dediğine kanmayın bu şöle şöyle günahlar işledi diye bağırır adamcaz iki büklüm hak dostunu huzuruna gider olanları anlatır. Hak dostu derki sen allahı nasıl biliyorsun , O zat ;ben allahı ,kul ana yaklaşmayı murad ederse O , kuluna koşar affeder, diye bilirim .
Hak dostu derki ne mutlu sanaki ;
sen allaha hüsnuzan etmişin allah seni sen allahı sevmiş .Ya kullar seni iyi bilipde sen allahı kötü bilsen ne olurdu düşündünmü hiç ?...
adamcaz hak dostunun ne demek istediğini anladı ve daha çok allaha şükretti........
Hüsnüniyet öyle bir kimyadırki şişeleri elmasa çevirir,toprağı altın yapar
bediüzzaman r a..
allah c c Bakara süresi 189. ayette şöyle buyurur;
Kullarım beni senden soracak olurlarsa ben pek yakınım.
Bana dua edenin duasına karşılık veririm.O halde onlarda benim davetime icabet etsinler bana itaat etsinler doğru yolda olsunlar...