Konuya cevap cer

Hıristiyanlar Said Nursi’den istifade edebilir

             06 Aralık 2011 / 13:01

             Schillinger: Hristiyanlar bazı konularda Said Nursî’nin düşüncelerinden istifade edebilir

        

                                      İsmail Tezer'in haberi:

     Kültürlerarası Köprü Derneği’nin (ICBA) düzenlediği “Küresel Barış İçin  Diyalog Arayışları-I: Nübüvvet” konulu forum önceki gün İstanbul  Ticaret Üniversitesi konferans salonunda gerçekleşti.

     Moderatörlüğünü Av. Kadir Akbaş’ın yaptığı toplantıda Prof. Dr. Niyazi  Öktem, Doç. Dr. İsmail Hacınebioğlu ve Yrd. Doç. Jamie Schillinger  konuşmacı olarak yer aldı.

    Açış konuşmasına “Bu toplantı bir  başlangıçtır, bir besmeledir, inşaallah devamı gelir” sözleriyle  başlayan ICBA Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Hakan Yalman, insanoğlunun Hz.  Âdem’den bugüne gösterdiği sosyal gelişim sürecinin biyolojik  gelişimiyle benzerlikler gösterdiğine dikkat çekerek şöyle konuştu:

     “Hz. Âdem’i bir hücreye benzetirsek, ondan çoğalan insan nesli tıpkı  insan vücudundaki dokular ve organlar gibi çeşitlilik göstermiştir. Ama  neticede insan da biyolojik olarak tek bir ‘nokta’da özetlenmektedir.  İşte insanlığın da, yüzyıllar boyu ayrıştıktan sonra, küreselleşmeyle  birlikte farklılıklarını bir zenginlik olarak kabul edip ortak değerler  etrafında yeniden bir araya gelmesi süreci gözlemlenmektedir. İşte tam  da bu yeniden bütünleşme sürecinde nübüvvet müessesenin çok önemli bir  fonksiyon icra ettiğini ve edebileceğini görmekteyiz.”

    ‘ÖTEKİLEŞTİRMEK’ KUR’ÂN’A ZIT

     ‘Ötekileştirme’nin anlamsızlığına dikkat çeken ve Kur’ân’ın  ötekileştirmediğini, aksine birleştirdiğini vurgulayan Prof. Dr. Niyazi  Öktem “Hepimiz Hz. Âdem ve Hz. İbrahim (as) neslinden geliyoruz.  Başlangıcımızda bir çelişki yok. Çelişkileri sonradan sosyal, siyasal  vs. sebeplerle biz insanoğlu çıkarmışız. Aslında bütün din mensupları,  özlerine dönse hep aynı şeyi söylediklerini, vahdeti dillendirdiklerini  görecekler” dedi. Bediüzzaman’ın geçmişte Papa’ya mektup yazarak  ve Fener Patriği Athanegaros’u ziyaret ederek onları tevhide davet  etmesinin çok önemli olaylar olduğunu da söyleyen Öktem, “Liderlerin  böylesi mesajlar vermesi gerçekten çok önemlidir. Bu, onları takip eden  kitlelerin de imana, hakikata geleceklerinin bir göstergesi olarak  olarak kabul edilebilir. Said Nursî, bu anlamda, fikirleriyle dünyadaki  barış sürecine büyük katkı sağlayacak bir insandır.” dedi.

    BEDİÜZZAMAN'IN ÇAĞRISI, PEYGAMBERÎDİR

    Yrd. Doç. Jamie  Schillinger, Bediüzzaman’ın, Hristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki  ‘ortak düşmana karşı’ dayanışmayı arttırma yönündeki çağrısının  Peygamberî bir çağrı olduğunu vurgu yaparak, Hristiyanların bazı  konularda Said Nursî’nin düşüncelerinden istifade edebileceklerini  söyledi. Said Nursî’nin ayet-i kerimelerden yola çıkarak ehl-i kitaba  yaptığı çağrıya da dikkat çeken Schillinger, bu çağrılar üzerinde  düşünülmesi ve bunların anlaşılması gerektiğine dikkat çekti.

    “TEK BİR KELİME”DE BİR ARAYA GELEBİLİRİZ

     Doç. Dr. İsmail Hacınebioğlu, farklı din ve kültürlerdeki insanların  diyaloğu önünde öncelikle kavramsal bazı temel sıkıntıların olduğuna  vurgu yaparak, “Belki de birbirimizi tam olarak anlayamamızın öncelikle  sebebi, bu kavramsal sıkıntıdır” dedi. Tartışmaların daha ziyade  epistemolojik alanla ilgili olduğunu dile getiren Hacınebioğlu, ‘saf  bilgi’nin ne olduğunda birleşilebilirse temel problemin de ortadan  kalkacağını söyledi. Peygamberlerin söylediği ‘ortak sözler’in, bilginin  kaynağındaki ortaklığa dikkat çektiğini ve âyet-i kerimede yer alan  “Sizinle bizim aramızdaki ortak olan kelimeye (Lâilâhe illâllah)  gelin...” vurgusunda da bunun saklı olduğunu dile getiren Hacınebioğlu, Bediüzzaman’ın naklî bilgi ile aklî bilgiyi bir yerde buluşturduğunu, böylelikle bu ikisinin kaynağının aynı olduğunu işaret ettiğini söyledi.

    FELSEFE NÜBÜVVETİN HİZMETİNDE OLMALI

     ICBA olarak “bütünleşme”nin hızlandırılmasına çalıştıklarını ve bunu  çok önemsediklerini ifade eden Dr. Hakan Yalman, bu amaçla dernek olarak  bütün dünyadaki insanların “Rabbini tanıma sürecine” katkı sağlamaya  çalıştıklarını ve bunu da Bediüzzaman’ın Tabiat Risalesi gibi bazı temel eserlerinin bütün dünyada okunması ve  anlaşılması yönündeki faaliyetlerle desteklediklerini ifade etti.  Nübüvvet’in semavî dinlerin ortak konusu olduğuna dikkat çeken Yalman,  “Nübüvvette birleşince, oradan yola çıkarak tevhidde de birleşeceğimizi  umuyoruz. Bu amaçla ilk toplantımızı nübüvvet konusuna hasretmeyi  düşündük” dedi.

    Av. Kadir Akbaş ise, Bediüzzaman’ın Rabbimizi bize tarif eden  “üç büyük delil”den biri olarak “nübüvvet”i sunduğuna dikkat çekerek,  “Ene Risalesi’nde de bahsedildiği gibi, insanlık içerisinde Hz. Âdem’den  beri iki silsile devam edegelmiştir. Bunlar nübüvvet ve felsefedir. Ama  felsefe nübüvvete hizmet ettiği ve onun terbiyesinde olduğu sürece  insanlık rahat etmiş, nice güzelliklere kavuşmuştur. Dolayısıyla dünya  barışına katkı sağlayacak olan da bu nübüvvet çizgisidir” dedi.

    Yeni Asya


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst