Bir bey, mektubunda şöyle bir soru sormuş: "Hocam ben evleneceğim, aile yaşayışım nasıl olmalı? İslamî aile tipi nasıldır?"İslami ailede, erkeğin tahakküm etmesi diye bir şey yoktur. Dil ile, hâl ile telkin vardır.
İslamî ailede ölçü ve ahenk olmalı. Bu ölçü ve ahenk İslam dininin emir ve yasaklarıdır. Karı-koca şu sırayı takip ederlerse, inşallah mesut olurlar:
Evvela iman kuvvetlendirilmeli. Bu iman o derece kuvvetlenmeli ki, mümin, haramlardan kaçabilsin ve helali yaşayabilsin.
Kuvvetli imanın aileye etkisi nedir? Adam işinden çıkar, elinde fileyle doğru evine gider. Meyhanelere, kumarhanelere uğramaz. İmanlı bir hanım da sırf Allah'ın rızasını kazanmak için eşine her konuda yardımcı olur. Hadis-i şerifte buyruluyor ki, "Bir hanım, kocası ondan memnun olarak ölse, o hanım cennetliktir." İmanlı insanlar Allah'tan korkar. Tabiri caizse, "Ben eşimi kırsam, Allah bana darılır; Allah'ı kırmamak için eşime güzel davranayım." diye düşünür. Kırdıysa bir tane çiçekle eve gelir, "Karıcığım, sen bu çiçek kadar güzelsin." der, buzları eritir.
Öyle erkekler tanıyorum ki, hanımları bana şikâyete geldi, "Kocam beni öyle dövüyor ki, sakat kalmaktan korkuyorum." Böyle bir erkeğin, imanla, İslam'la ne ilgisi olabilir?
Ailede kavgaların en önemli sebebi, cinsel problemlerdir. Cinsî problemler bilhassa erkeği zorlar. Kadınla erkeğin birbirini cinsî yönden tatmin etmesi, ibadettir. Fakat bazı insanlar bunu ters anlıyor. Eşinin elini tutsa günaha girdim sanıyor.
"Herkes kendi hayatını yaşasın!" Avrupa'da böyle. İslamiyet ne diyor? Herkesin kendi hayatını yaşaması haramdır. Çünkü bu, nefsi putlaştırmaktır. İslamiyet'e göre herkes, İslamiyet'i yaşayacak.
Diğer bir mevzu da, aile üyeleri fıkıh ve bilhassa ilmihal üzerinde bilgi sahibi olacak. Bir arkadaş dedi ki, "Hanım cebimden para çalıyor." Çalma tabiri yanlış dedim. Alma... Hanımın senden para alması önemli değil, parayı nereye harcadığı önemli. Muhakkak evine, mutfağa harcıyor. Bunun nesi kötü? Bir de hanımın parayı israf ettiğini düşünelim. O zaman adam israfa mani olmak zorunda. Bir mantosu varken ikinciyi alıyorsa olmaz. Niye aldın? Hoşuma gitti. Hoşa gidecek çok şey var. Hepsini almaya kalksak yandık. İşte fıkıh, ilmihal bilmek bakın nasıl işe yaradı?
Aile fertleri kendilerini Allah'ın nezaretinde bilmeli. O'nun huzurunda O'na itaat etmekte bütünleşmeli. Bir arkadaşım çocuğuna öyle vurmuş ki, çocuk yere yıkılmış. Bunu anlatınca dedim ki, "Bu işi hangi dine göre yaptın?" "Allah'tan kork, Ben Müslüman'ım!" dedi. "Çocuğu dövmek Müslümanlığın neresinde var?" dedim. Bazı insanlar namaz kıldım, oruç tuttum, tamam sanıyorlar. Ya şahsî hayat, iş hayatı, aile hayatı? Bunlar nasıl düzenlenecek, soran yok... Müslüman, Allah'ın huzurunda olduğunu bilse pek çok sorun çözülecek. İnsan, kendisini huzur-u İlahi'de bilmezse şuursuz Müslüman'dır.
Hekimoğlu İSMAİL
İslamî ailede ölçü ve ahenk olmalı. Bu ölçü ve ahenk İslam dininin emir ve yasaklarıdır. Karı-koca şu sırayı takip ederlerse, inşallah mesut olurlar:
Evvela iman kuvvetlendirilmeli. Bu iman o derece kuvvetlenmeli ki, mümin, haramlardan kaçabilsin ve helali yaşayabilsin.
Kuvvetli imanın aileye etkisi nedir? Adam işinden çıkar, elinde fileyle doğru evine gider. Meyhanelere, kumarhanelere uğramaz. İmanlı bir hanım da sırf Allah'ın rızasını kazanmak için eşine her konuda yardımcı olur. Hadis-i şerifte buyruluyor ki, "Bir hanım, kocası ondan memnun olarak ölse, o hanım cennetliktir." İmanlı insanlar Allah'tan korkar. Tabiri caizse, "Ben eşimi kırsam, Allah bana darılır; Allah'ı kırmamak için eşime güzel davranayım." diye düşünür. Kırdıysa bir tane çiçekle eve gelir, "Karıcığım, sen bu çiçek kadar güzelsin." der, buzları eritir.
Öyle erkekler tanıyorum ki, hanımları bana şikâyete geldi, "Kocam beni öyle dövüyor ki, sakat kalmaktan korkuyorum." Böyle bir erkeğin, imanla, İslam'la ne ilgisi olabilir?
Ailede kavgaların en önemli sebebi, cinsel problemlerdir. Cinsî problemler bilhassa erkeği zorlar. Kadınla erkeğin birbirini cinsî yönden tatmin etmesi, ibadettir. Fakat bazı insanlar bunu ters anlıyor. Eşinin elini tutsa günaha girdim sanıyor.
"Herkes kendi hayatını yaşasın!" Avrupa'da böyle. İslamiyet ne diyor? Herkesin kendi hayatını yaşaması haramdır. Çünkü bu, nefsi putlaştırmaktır. İslamiyet'e göre herkes, İslamiyet'i yaşayacak.
Diğer bir mevzu da, aile üyeleri fıkıh ve bilhassa ilmihal üzerinde bilgi sahibi olacak. Bir arkadaş dedi ki, "Hanım cebimden para çalıyor." Çalma tabiri yanlış dedim. Alma... Hanımın senden para alması önemli değil, parayı nereye harcadığı önemli. Muhakkak evine, mutfağa harcıyor. Bunun nesi kötü? Bir de hanımın parayı israf ettiğini düşünelim. O zaman adam israfa mani olmak zorunda. Bir mantosu varken ikinciyi alıyorsa olmaz. Niye aldın? Hoşuma gitti. Hoşa gidecek çok şey var. Hepsini almaya kalksak yandık. İşte fıkıh, ilmihal bilmek bakın nasıl işe yaradı?
Aile fertleri kendilerini Allah'ın nezaretinde bilmeli. O'nun huzurunda O'na itaat etmekte bütünleşmeli. Bir arkadaşım çocuğuna öyle vurmuş ki, çocuk yere yıkılmış. Bunu anlatınca dedim ki, "Bu işi hangi dine göre yaptın?" "Allah'tan kork, Ben Müslüman'ım!" dedi. "Çocuğu dövmek Müslümanlığın neresinde var?" dedim. Bazı insanlar namaz kıldım, oruç tuttum, tamam sanıyorlar. Ya şahsî hayat, iş hayatı, aile hayatı? Bunlar nasıl düzenlenecek, soran yok... Müslüman, Allah'ın huzurunda olduğunu bilse pek çok sorun çözülecek. İnsan, kendisini huzur-u İlahi'de bilmezse şuursuz Müslüman'dır.
Hekimoğlu İSMAİL