Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İmanın Şartları
Allah'a İman
Allah'ın varlığının delilleri nelerdir?
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="NuruAhsen" data-source="post: 29244" data-attributes="member: 857"><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred">Varın ispatı, yokun ispatından her zaman daha kolaydır. Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. Halbuki yokluğunu iddia eden kimse bütün yeryüzünü, hatta kainatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. Bu ise, imkansızlık çapında bir zorluk demektir. Öyleyse diyebiliriz ki; yok, hiçbir zaman ispat edilemez...</span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred">Bir sarayın kapılarından 999'u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez. İşte inkarcı, devamlı surette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister. Aslında o kapı da, onun ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyalarına kapalıdır. Mümin için kapalı kapı yoktur. Yeter ki gözlerini yummasın!... Zaten 999'u herkese açıktır. Hem de ardına kadar... İşte o kapı ve o delillerden birkaçı : </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: darkred"><strong><span style="color: red">İmkân Delili:</span></strong> İmkân, olmanın da olmama kadar eşit ihtimale sahip olması demektir. Günlük konuşmalarımızda da mümkün erken olabilirde olmayabilir de manasını kast ederiz. Yaratılmış olun her varlı bize şu gerçeği haykırır: Benim olmamla olmamam eşit idi. Şu ana ben varsam var olmamı yoklukta kalmama tercih eden biri var demektir. O ise Ancak Allahtır. </span></span></span></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong><span style="color: red">Hudus delili:</span></strong> Hudus, sonradan olma demektir. Hudusun en büyük delili değişmedir. Bir varlıkta değişme varsa bu hareketin bir ilk noktası olacaktır. İşte o noktadan önce o şey varlık sahasına çıkmamıştı. Henüz yoklukta isen var olmayı kendi kendine irade edemeyeceğine ve buna güç yetiremeyeceğine göre bu var oluş Allahın yaratmasıyla gerçekleşmiş demektir. Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kainatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi vakıalar, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor. </span></span></span></p><p><span style="color: darkred"></span></p><p> <span style="color: darkred"></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong><span style="color: red">San'at:</span></strong> Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kainatta, ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. Evet, bir baştan bir başa kainattaki her eser şu özelliklere sahiptir:</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">• Büyük sanat değeri taşır.</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">• Çok kıymetlidir.</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">• Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır.</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">• Çok sayıda olmaktadır.</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">• Karışık ve çeşit çeşittir.</span></span></p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">• Devamlıdır.</span></span></p><p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Halbuki, kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde san'at ve kıymet olmaması gerekir. Ancak yapan Allah (c.c.) olursa, o zaman her şey değişir ve zıtlar bir araya gelebilir!..</span></span></p><p></span><p style="text-align: left"></p><p></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong><span style="color: red">Devir ve Teselsülün Muhal olması:</span></strong> Devrin muhal olduğu şu misalle açıklanıyor. Bir yumurtayı tavuğun yaptığını iddia eden adama soruyorsunuz. Tavuğu kim yaptı? Buna karşılık onun çıktığı yumurtayı gösteriyor. Buna göre tavuğu aradan çıkardığımızda yumurta yumurtayı yapmış oluyor. Bu ise muhaldir. Teselsül ise bir şeyin silsile halinde ta ilk noktasına kadar gidip o ilk varlığı kimin yaptığını sormak suretiyle Allahın varlığını ispat metodudur. Yani bu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz : Bunu kim yarattı diye . </span></span></span></p><p><span style="color: darkred"></span></p><p> <span style="color: darkred"></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'">Kur'an yolu devir ve teselsülden çok farklıdır. Yumurtayı kim yaptı? Yahut meyveyi kim yaptı? sorusunun cevabı, doğrudan doğruya, “Allah yarattı” diye cevap verilir. İlim, irade, şefkat, merhamet kavramlarından bir nasibi olmayan, insanı tanımayan, hikmetten, sanattan anlamayan bu sebeplerin (tavuğun ve ağacın) sonucun yaratılmasında hiçbir tesirleri olmadığı ispat edilir. Böylece devir yahut teselsül deliline gerek duyulmaz. </span></span></p><p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong><span style="color: red">Hikmet ve gaye delili:</span></strong> Her varlıkta kendisine mahsus bir gaye, bir maksat, bir fayda takip edildiği göze çarpmakta ve hiçbir şeyde gayesizlik, manasızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşahede edilmemektedir. Hâlbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanat dünyasında, ne de eşya ve hadiselerde şuur ve idrak mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin. Öyle ise, kainattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gayeleri ancak Allaha isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz. </span></span></p><p></span></p><p> </p><p> </p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong><span style="color: red">Yardımlaşma delili:</span> </strong>Yağmurun toprağın imdadını, güneşin gözlerin yardımına koşmalarından, ta havanın kanı temizlemesine kadar, bu alem bir yardımlaşma hareketiyle adeta dolup taşmaktadır. Bu yardımlaşmayı yapan taraflar birbirlerini tanımamakta, bilmemektedirler Öyle ise bu merhametli icraatı sebeplere vermek mümkün değildir. </span></span></span></p><p><span style="color: darkred"></span></p><p><span style="color: darkred"></span></p><p> </p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong><span style="color: red">Temizlik:</span></strong> Kainattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delil olarak, bize Kuddüs ismiyle müsemma bir Zat'ı (c.c.) anlatmaktadır. Toprağı temizleyen bakteriler, böcekler, karıncalar ve nice yırtıcı kuşlar; rüzgar, yağmur ve kar; denizlerde buzullar ve balıklar; fezamızda atmosfer, semada kara delikler; bünyemizde kanımızı temizleyen oksijen ve ruhumuzu sıkıntılardan kurtaran manevi esintiler, hep Kuddüs isminden haber vermekte ve o ismin verasındaki Zat-ı Mukaddes'i göstermektedir.</span></span></span></p><p><span style="color: darkred"></span></p><p><span style="color: darkred"></span></p><p style="text-align: left"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: darkred"><strong><span style="color: red">Simalar:</span></strong> Herhangi bir insanın siması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine kat'iyen benzememektedir. Bu kaide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. Bir cihette birbirinin aynı, diğer cihette birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün, milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten Cenab-ı Hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilandır. </span></span></span></p><p><span style="color: darkred"></span></p><p> <span style="color: darkred"></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong><span style="color: red">Fıtrat ve Vicdan Delili:</span></strong> Allahı tanımanın sayılamayacak kadar çok delil ve işaretleri insanın yaratılışında, fıtratında mevcuttur. Bunlardan sadece örnek: İnsan fıtratı ve vicdanı her nimetin mutlaka şükür istediğini bilir. Bir peygambere kavuşmuş ve hidayete ermişse şükrünü Allaha yapar. Aksi hale batıl mabutlara tapar. Bu tapma insan vicdanın insanı zorlamasıyla gerçekleşir. Güzelliği takdir hissi de insan fıtratında mevcuttur. Sergiler, fuarlar bu his ile gerçekleşir. İnsan bu yaratılışının gereği olarak, şu sema yüzünde sergilenen yıldızları, zemin yüzünde boy gösteren çiçekleri, ağaçları, ormanları dolduran ceylanları, aslanları, denizlerde kaynaşan balıkları seyretmek ve onlardaki İlâhî sanatın mükemmelliğini takdir etmek durumundadır. </span></span></p><p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red"><strong>Tarih</strong>:</span> Dinler tarihi şahittir ki, beşeriyet hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir. Batıl, hatta gülünç dahi olsa, hemen her devirde bir dine inanmış ve bir manevi sistemi takip etmiştir. İnsan fıtratına bu Allah koymuştur ve insan ona inanmakla mükelleftir.</span></span></p><p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="color: red"><strong>Kur'an</strong>:</span> Kur'an-ı Kerim'in Kelamullah olduğunu ispat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın varlığını da ispat eder durumdadır. Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna dair yüzlerce delil vardır ve bunlar, o mevzu ile alakalı İslam kaynaklarında en ince teferruatına kadar mevcuttur. Bütün bu deliller, kendilerine mahsus dilleriyle "<strong>Allah vardır</strong>" derler.</span></span></p><p></span></p><p style="text-align: left"><span style="color: darkred"><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><strong><span style="color: red">Peygamberler:</span></strong> Peygamberlerin ve bilhassa Peygamberler Efendisi İki Cihan Serveri'nin (s.a.v.) peygamberliğini ispat eden bütün deliller de, yine Cenab-ı Hakk'ı anlatan delillere dahil edilmelidir. Zira Peygamberlerin varlıklarının gayesi, Tevhid; yani Allah'ın varlık ve birliğini ilan etmektir. Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini ispat eden bütün delilleri, aynı zamanda, Cenab-ı Hakk'ın varlığına da delil olmaktadır. Bir peygamberin hak nebi olduğunu ifade eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hatta daha da öte bir kuvvetle "<strong>Allah vardır ve birdir</strong>" demektedir.</span></span></p><p></span></p><p> </p><p> </p><p> </p><p style="text-align: left"><em><span style="font-family: 'Book Antiqua'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red">Mehmet Kırkıncı</span></span></span></em></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="NuruAhsen, post: 29244, member: 857"] [LEFT][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred]Varın ispatı, yokun ispatından her zaman daha kolaydır. Bir elma cinsinin yeryüzünde bulunduğunu, bir tek elmayı göstermekle ispat edebiliriz. Halbuki yokluğunu iddia eden kimse bütün yeryüzünü, hatta kainatı dolaşıp, ancak ondan sonra onun yokluğunu ispat edebilir. Bu ise, imkansızlık çapında bir zorluk demektir. Öyleyse diyebiliriz ki; yok, hiçbir zaman ispat edilemez...[/COLOR][/SIZE][/FONT][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred]Bir sarayın kapılarından 999'u açık, biri kapalı olsa, kimse o saraya girilemeyeceğini iddia edemez. İşte inkarcı, devamlı surette kapalı olan o bir tek kapıyı nazara verip onu göstermek ister. Aslında o kapı da, onun ve onun gibi olanların gözlerine çekilmiş perde sebebiyle onların ruh dünyalarına kapalıdır. Mümin için kapalı kapı yoktur. Yeter ki gözlerini yummasın!... Zaten 999'u herkese açıktır. Hem de ardına kadar... İşte o kapı ve o delillerden birkaçı : [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=darkred][B][COLOR=red]İmkân Delili:[/COLOR][/B] İmkân, olmanın da olmama kadar eşit ihtimale sahip olması demektir. Günlük konuşmalarımızda da mümkün erken olabilirde olmayabilir de manasını kast ederiz. Yaratılmış olun her varlı bize şu gerçeği haykırır: Benim olmamla olmamam eşit idi. Şu ana ben varsam var olmamı yoklukta kalmama tercih eden biri var demektir. O ise Ancak Allahtır. [/COLOR][/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][B][COLOR=red]Hudus delili:[/COLOR][/B] Hudus, sonradan olma demektir. Hudusun en büyük delili değişmedir. Bir varlıkta değişme varsa bu hareketin bir ilk noktası olacaktır. İşte o noktadan önce o şey varlık sahasına çıkmamıştı. Henüz yoklukta isen var olmayı kendi kendine irade edemeyeceğine ve buna güç yetiremeyeceğine göre bu var oluş Allahın yaratmasıyla gerçekleşmiş demektir. Maddenin termodinamik kanununa göre sürekli yokluğa doğru kayması, kainatın durmadan genişlemesi, güneşin süratle tükenişe doğru yol alması gibi vakıalar, bu varlık aleminin bir başlangıcı olduğunu gösteriyor. [/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred][/COLOR][/LEFT][COLOR=darkred] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][B][COLOR=red]San'at:[/COLOR][/B] Atomdan insana, hücreden galaksilere kadar bütün kainatta, ince ve baş döndürücü bir sanat göze çarpmaktadır. Evet, bir baştan bir başa kainattaki her eser şu özelliklere sahiptir:[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]• Büyük sanat değeri taşır.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]• Çok kıymetlidir.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]• Çok kısa zamanda ve çok kolay yapılmaktadır.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]• Çok sayıda olmaktadır.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]• Karışık ve çeşit çeşittir.[/FONT][/SIZE] [SIZE=3][FONT=Book Antiqua]• Devamlıdır.[/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Halbuki, kısa zamanda, çok sayıda, kolay ve karışık yapılan işlerde san'at ve kıymet olmaması gerekir. Ancak yapan Allah (c.c.) olursa, o zaman her şey değişir ve zıtlar bir araya gelebilir!..[/FONT][/SIZE][/LEFT][/COLOR][LEFT][/LEFT] [LEFT][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][B][COLOR=red]Devir ve Teselsülün Muhal olması:[/COLOR][/B] Devrin muhal olduğu şu misalle açıklanıyor. Bir yumurtayı tavuğun yaptığını iddia eden adama soruyorsunuz. Tavuğu kim yaptı? Buna karşılık onun çıktığı yumurtayı gösteriyor. Buna göre tavuğu aradan çıkardığımızda yumurta yumurtayı yapmış oluyor. Bu ise muhaldir. Teselsül ise bir şeyin silsile halinde ta ilk noktasına kadar gidip o ilk varlığı kimin yaptığını sormak suretiyle Allahın varlığını ispat metodudur. Yani bu meyveyi şu ağaç yaptı, o bir önceki meyveden oldu, o da bir önceki ağaçtan. Böylece ilk ağaca yahut ilk meyveye kadar varıyor ve soruyoruz : Bunu kim yarattı diye . [/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred][/COLOR][/LEFT][COLOR=darkred] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua]Kur'an yolu devir ve teselsülden çok farklıdır. Yumurtayı kim yaptı? Yahut meyveyi kim yaptı? sorusunun cevabı, doğrudan doğruya, “Allah yarattı” diye cevap verilir. İlim, irade, şefkat, merhamet kavramlarından bir nasibi olmayan, insanı tanımayan, hikmetten, sanattan anlamayan bu sebeplerin (tavuğun ve ağacın) sonucun yaratılmasında hiçbir tesirleri olmadığı ispat edilir. Böylece devir yahut teselsül deliline gerek duyulmaz. [/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][B][COLOR=red]Hikmet ve gaye delili:[/COLOR][/B] Her varlıkta kendisine mahsus bir gaye, bir maksat, bir fayda takip edildiği göze çarpmakta ve hiçbir şeyde gayesizlik, manasızlık ve israf sayılacak herhangi bir durum müşahede edilmemektedir. Hâlbuki, ne madde aleminde, ne bitki ve hayvanat dünyasında, ne de eşya ve hadiselerde şuur ve idrak mevcut değildir ki, bu gayeler silsilesi takip edilebilsin. Öyle ise, kainattaki bu şuurlu işleyişi ve bu hikmet ve gayeleri ancak Allaha isnat etmekle makul bir yol tutmuş olabiliriz. [/FONT][/SIZE][/LEFT] [/COLOR] [LEFT][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][B][COLOR=red]Yardımlaşma delili:[/COLOR] [/B]Yağmurun toprağın imdadını, güneşin gözlerin yardımına koşmalarından, ta havanın kanı temizlemesine kadar, bu alem bir yardımlaşma hareketiyle adeta dolup taşmaktadır. Bu yardımlaşmayı yapan taraflar birbirlerini tanımamakta, bilmemektedirler Öyle ise bu merhametli icraatı sebeplere vermek mümkün değildir. [/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred][/COLOR][/LEFT][COLOR=darkred] [/COLOR] [LEFT][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][B][COLOR=red]Temizlik:[/COLOR][/B] Kainattaki nezafet ve temizlik, başlı başına bir delil olarak, bize Kuddüs ismiyle müsemma bir Zat'ı (c.c.) anlatmaktadır. Toprağı temizleyen bakteriler, böcekler, karıncalar ve nice yırtıcı kuşlar; rüzgar, yağmur ve kar; denizlerde buzullar ve balıklar; fezamızda atmosfer, semada kara delikler; bünyemizde kanımızı temizleyen oksijen ve ruhumuzu sıkıntılardan kurtaran manevi esintiler, hep Kuddüs isminden haber vermekte ve o ismin verasındaki Zat-ı Mukaddes'i göstermektedir.[/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred][/COLOR][/LEFT][COLOR=darkred] [/COLOR] [LEFT][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=darkred][B][COLOR=red]Simalar:[/COLOR][/B] Herhangi bir insanın siması, en ince teferruatına kadar kendisinden evvel geçmiş milyarlarca insandan hiçbirisine kat'iyen benzememektedir. Bu kaide, kendisinden sonra gelecekler için de aynen geçerlidir. Bir cihette birbirinin aynı, diğer cihette birbirinden ayrı milyarlarca resmi küçücük bir alanda çizip, sonra da kendileri gibi olması mümkün, milyarlarca resimden ayırmak ve her şeyi sonsuz ihtimal yolları içinde bir yola ve bir şekle sokmak, elbette ve elbette yarattığı her varlığı, hem de hiç kapalı bir yanı kalmamak üzere bilen ve o varlığa istediği şekli vermeye gücü ve ilmi yeten Cenab-ı Hakk'ı en sağır kulaklara dahi duyuracak kuvvette bir ilandır. [/COLOR][/SIZE][/FONT][COLOR=darkred][/COLOR][/LEFT][COLOR=darkred] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][B][COLOR=red]Fıtrat ve Vicdan Delili:[/COLOR][/B] Allahı tanımanın sayılamayacak kadar çok delil ve işaretleri insanın yaratılışında, fıtratında mevcuttur. Bunlardan sadece örnek: İnsan fıtratı ve vicdanı her nimetin mutlaka şükür istediğini bilir. Bir peygambere kavuşmuş ve hidayete ermişse şükrünü Allaha yapar. Aksi hale batıl mabutlara tapar. Bu tapma insan vicdanın insanı zorlamasıyla gerçekleşir. Güzelliği takdir hissi de insan fıtratında mevcuttur. Sergiler, fuarlar bu his ile gerçekleşir. İnsan bu yaratılışının gereği olarak, şu sema yüzünde sergilenen yıldızları, zemin yüzünde boy gösteren çiçekleri, ağaçları, ormanları dolduran ceylanları, aslanları, denizlerde kaynaşan balıkları seyretmek ve onlardaki İlâhî sanatın mükemmelliğini takdir etmek durumundadır. [/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=red][B]Tarih[/B]:[/COLOR] Dinler tarihi şahittir ki, beşeriyet hiçbir devrini dinsiz geçirmemiştir. Batıl, hatta gülünç dahi olsa, hemen her devirde bir dine inanmış ve bir manevi sistemi takip etmiştir. İnsan fıtratına bu Allah koymuştur ve insan ona inanmakla mükelleftir.[/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][COLOR=red][B]Kur'an[/B]:[/COLOR] Kur'an-ı Kerim'in Kelamullah olduğunu ispat eden bütün deliller, aynı zamanda Cenab-ı Hakk'ın varlığını da ispat eder durumdadır. Kur'an'ın Allah kelamı olduğuna dair yüzlerce delil vardır ve bunlar, o mevzu ile alakalı İslam kaynaklarında en ince teferruatına kadar mevcuttur. Bütün bu deliller, kendilerine mahsus dilleriyle "[B]Allah vardır[/B]" derler.[/FONT][/SIZE][/LEFT] [LEFT][SIZE=3][FONT=Book Antiqua][B][COLOR=red]Peygamberler:[/COLOR][/B] Peygamberlerin ve bilhassa Peygamberler Efendisi İki Cihan Serveri'nin (s.a.v.) peygamberliğini ispat eden bütün deliller de, yine Cenab-ı Hakk'ı anlatan delillere dahil edilmelidir. Zira Peygamberlerin varlıklarının gayesi, Tevhid; yani Allah'ın varlık ve birliğini ilan etmektir. Öyleyse, her peygamberin kendi peygamberliğini ispat eden bütün delilleri, aynı zamanda, Cenab-ı Hakk'ın varlığına da delil olmaktadır. Bir peygamberin hak nebi olduğunu ifade eden bütün deliller, aynı kuvvetle, hatta daha da öte bir kuvvetle "[B]Allah vardır ve birdir[/B]" demektedir.[/FONT][/SIZE][/LEFT] [/COLOR] [LEFT][I][FONT=Book Antiqua][SIZE=3][COLOR=red]Mehmet Kırkıncı[/COLOR][/SIZE][/FONT][/I][/LEFT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
İslam Akaidi ve Fıkıh
İmanın Şartları
Allah'a İman
Allah'ın varlığının delilleri nelerdir?
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst