Anne ben buğün ölmedim ki...Kudüs için yaşamaya devam edeceğim.

kasif1

Well-known member
Ben Muhammedi'yim...ve
Bu Kudüs'ün
hikayesidir...Büyük yüreklerin hikayesi.
Son cümlesi hep benim payıma düşen.
Gel haince vurulmadan ocaklar, bir bakış da sen çak geceye,
Rüzgari'nin dem'inden olsun.

Bismihi Subhanehu

'Kef, He, Ye, Ayn, Sad''

'Zikru rahmeti rabbike abdehu zekeriyya''
Bu, Rabb'inin, kulu Zekeriya'ya rahmetiyle seslenişidir.

'Vezkur fil kitabi idris, innehu kene sıddigan nebiyya''
Kitapda İdris'i de an, O, doğrulardan bir doğru ve nebiydi.

'Vezkur fil kitabi musa, innehu kane muhlisav ve kane rasulen nebiyya''
Kitapda Musa'yı da an, O, ihlasıyla meşhur bir rasul ve nebiydi.

'Vezkur fil kitabi İbrahim, innehu kane sadıkan nebiyya''
Kitapda İbrahim'i de an, O, çok sadık bir nebiydi.

'Vezkur fil kitabi ismail, innehu kane sadıkal va'di ve kane rasulen nebiyya''
Kitapda İsmail'i de an, O sözüne sadık bir rasul ve nebiydi.

'İnnellahe estefa ademe ve nuhen ve ala ibrahime ve ala imrane alel alemiyn''
Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemlere tercih etti.

'Vezkur fil kitabi meryem, izin tebezet min ehliha mekanen şarkıyye''
Kitapda Meryem'i de an, Hani O, bir zaman ailesinden ayrılıp doğuya gitmişti''

'Ya yahya, huzil kitabe bi kuvvetin ve ateynahul hukme sabiyya''
Ey Yahya, kitaba kuvvetle sarıl dedik ve daha çocukken ona hikmet verdik.

'Sonra onların ardından, namazı bırakan, nefislerinin arzusuna uyan bir nesil geldi.
İşte bunlar, azgınlıklarının cezalarını göreceklerdir.''

Ben Yesevi'yim...ve
Bu kudüs'ün sedasıdır...Büyük yüreklerin sedası
Son cümlesi hep benim payıma düşen
Gel haince vurulmadan ocaklar bir bakış da sen yak geceye.
Rüzgari'nin dem'inden olsun.

Anne ben bugün ölmedim ki,

Zulmü sorun bana şimdi, ne zalimler gördüm bu kentte.
Böyle olmamalıydı elbette.
Bitmemeliydi medeni alem, insanlığın başladığı yerde.
Benim duruşum izin vermez, onların dünyası müsaade eder de.

gerçi, kader hükmünü icra ediyor
İlişmezseniz Hakk'a, ilişmem size diyor.
Emanetimiz var toprağında Ortadoğu'nun.
İster İskender, İster Hülagü, ister bilmem kim.
Çöle imzamızı attık, mührümüz yetiyor.
Ama kader hükmünü icra ediyor.

'Ve vehebna lehu ishaka ve Ya'kube ve küllen hedeyna ve nuhen hedeyna min kablu ve min zurriyeti davuda ve süleymane ve eyyube ve yusufe ve musa ve harune ve kezalike neczil muslimiyn''
İbrahim'e İshak ve yakub'u hediye ettik ve onlara doğruyu gösterdik,
Daha önce de Nuh'a ve soyundan Davut'a, Süleyman'a, Eyyub'a, Yusuf'a, Musa'ya ve Harun'a doğruları göstermiştik.
İyileri elbette mükafatlandırırız.

Davut ve Süleyman'dan hemen sonraydı,
Süleyman'ın oğlu Yarobean zamanı,
Hatırla ki, Babil kralı Buhti Nassar yıkmıştı bu şehri.
Kudüs Mezobotamya'da sürgünü tatmıştı.
Persler'le geri dönmüşlerdi Süleyman ma'bedini inşaya...pişmanlıklarıyla.
İnşa ettiler belki ama ihya edememişlerdi.
İskender ve Roma akınları dayandı kapıya sonra
Hatırla ki, Romalı Titus ikinci yıkımı yaşattı bu şehre.
Sonra Nasıra'da doğdu Mesih...Mesihiyetine izin vermedilerse de,
Derken Sasani kıyımı yaşandı...unuttun mu?

Anne ben bugün ölmedim ki,

Ben Anadolu'yum...ve
Bu Kudüs'ün vedasıdır...Büyük yüreklerin vedası
Son cümlesi hep benim payıma düşen
Gel haince vurulmadan ocaklar bir bakış da sen tak geceye
Rüzgari'nin dem'inden olsun

Mute, Tebük ve Yermük kavgasından sonra
Açıldı yolum sevgi medeniyetine Ömer'le.
Ömer'in şehre girişini görmeliydin anne,
Kuşlar bile hayrandı ona, dallar arasından gelişini kutladılar.
O zamana kadar kentin serçelerinin,
Böyle nazlı şarkılar söylediğini bilmezdim.
Altı yüz otuz sekiz senesini bir görmeliydin ah...bir görseydin
Kutlu misafirlerimle mutluydum anne.
Siz onlara Emevi, Abbasi dermişsiniz,
Harun Reşit'i görmeliymişsiniz.
Tulunoğulları, Fatımi, Cerrahi, ve Selçuki'ler içti suyumdan,
Aldılar huyumdan.

Güzel günler çabuk geçti anne,
İhanet ve haçlılar girdi kanıma.
Kolay değil, yetmiş bin can...yıl, bin doksan dokuz
Derler ki, haçlı süvari atları dizlerine kadar kana batmıştı.
Selahattin gelene kadar bir ihanetin bedelini ödedim anne
Kurbanın olayım, düşünsene
Selahattin bin yüz seksen yedide geldi anne.

Anne ben bugün ölmedim ki,

Ve vakit tamam olunca takvimlerde
yıl, bin beş yüz on altı, Kudüs Devlet-i Aliye'de
Bir Ömer'in şehre girişini görmeliydin anne,
Bir de kucaklaşırken şiir medeniyetiyle.
Bu türkü, dört yüz bir yıl sürdü anne.

Ben onların iki nurlu diyarından biri,
Onlarla onurlu onlarla diri.
Çünkü, onlar biliyordu bütün bilenler gibi,
Kainatın fahrı, alemin serveri,
Levlake levlak ufkunun sahibi,(*)
Bir gece hatırası bıraktı ellerime.
Semalar miraç dedi bu kutlu yürüyüşe.

'Esra bi abdihi leylen, minel mescidil harami, ilel mescidil aksa, ellezi barekna havlehu linuriyehum min ayatına''12
Gece yolculuğu yaptırdı kulunu, Hicaz'dan Kudüs'e, bir gecede o nurlu diyara, bazı kanunlarını göstermek için.

Gecelerin gündüzden intikam alır gibi,
Üstümüze abandığı bir devrede, sabrın tavsiye edildiği anlardı.

Gözümün takıldığı noktadaki silüet
Bir kuyruklu yıldızdı geldi geçti gecemden
Zaman durdurulmuştu menzilinde nihayet
Ve sonra usul usul güldü geçti gecemden
Şiirlerini çağır mısralarla hayal et
Gör bak hasretlerimi sildi geçti gecemden
..............
Yandıkca yazacak, yazdıkca açılacağım
Açıldıkca boğulacak, boğuldukca içerden konuşmayı öğreneceğim.
Öğrendikce yaşayacağım anne.
Beyaz yürekler bilmezki aşkın tarihçesini
Girse o sayfalara karıştırır kavramları anlamlarla
Düşse sevda vadisine maviye batar
Henüz büyümedi beyaz yürekler
Yapan bilecek bilen konuşacak elbet
Yaşayan çizecek resmini sevdanın
Beyaz yürekler bir gün hesap soracak
Vıcdansız ve kavramsız vatansızlardan.

Gönlüm ne haldedir halim nicedir
Var git o zalime sor da gel hele
Sözüm ne demektir kalim nicedir
Var git o zalime sor da gel hele

Şayet derse bırak delinin biri
Sen de ki ama o İrfan'ın eri
Böyle duracak mı Yesi neferi
Var git o zalime sor da gel hele
...............
Ben Rüzgari'yim...ve
Bu kudüs'ün nidasıdır...Büyük yüreklerin nidası
Son cümlesi hep benim payıma düşen
Gel haince vurulmadan ocaklar bir bakış da sen ak geceye
Rüzgari'nin dem'inden olsun.

Abdülhamit,'toprak değil ceset taksim edilir.' derken
İsminden utanmayan bir adam, adının önünde şerif nişanı,
Sattı beni çok çizgili bayrağa.
Bir avuç kum tepesine şah olmaktı muradı
Şerif Hüseyin şimdi ihanetin markası
Tercih ettiğin tarafta rahat mısın hey....?
Sattığın Al-i Osman değil kendi halkındı hey....çölün ağası.

Şimdi Ebu Hureyrenin kabrine müze diyorlar
Tamim Ed Dari mezarını ahır sanıyorlar
Torunların Sekine'nin kabrinde alkolle sulanıyorlar
Arada canlı müzik eşliğinde
Ya güddükleri dava neyin davası...?

Anayı atayı karıştıranlar
Hak ile batılı barıştıranlar
Kanın üzerinde kırıştıranlar
Sen söyle Rüzgari kimlerdir dersin

Bir milletin kaderiyle oynayan
Nağmertlerin kazanında kaynayan
Her devirde sabırları sınayan
Sen söyle Rüzgari kimlerdir dersin

Meydanı boş bulup caka satanlar
Kendine kendinden şöhret katanlar
Senin benim vicdanımda yatanlar
Sen söyle Rüzgari kimlerdir dersin

Onlar da biliyor kim nerde neci
Talihi küskündür tarihi feci
Aklına ipotek koyan tefeci
Sen söyle Rüzgari kimlerdir dersin.
....................
'Ar'un aleykum'...Utanın.
Evet utanmalıdır toprağında kalmışsa kemiklerin
Utanmalıdır Filistin.
Utanmalıdır bedevi enaniyeti.
Utanmalıdır, kendileri ölemediği için ölen çocukların babaları
Ve utanmalıdır sözümona Arap liderleri
O masum çocuklar topraklarının tapusu oldu yıllar yılı
Geride kalanlar utanmalıdır.
Anadolu'nun kavgasına bakıp utanmalı
Toprağımdaki imzalara bakıp utanmalı pek çoğu
İzzetle ölümü, zilletle yaşamaya tercih edemeyenler utanmalı
Utanmalıdır Ortadoğu.
Utanmalıdır, uluslar arası güç dengelerinin piyonları.
Ve siyah altın koyunları
Utanın ve bozun şu oyunları......Zira,

Sultanın dizinde dizimiz vardır
Zamanlı zamansız nazımız vardır
Çokların içinde azımız vardır
Ahir ahirinde yazımız vardır.

Anne ben bugün ölmedim ki.

Kader hükmünü icra ediyor
Noktayı koyacağı anı da çok iyi biliyor.
Asil ve necip bir millete kanıyla abdest aldıran
Ve onun karşılığında
Velayet, şehadet, gazilik ve umumi rıza veren Zat,
Neylerse güzel eyliyor.
Dilim varmıyor ama beşeriyeti eliyor.
Beyaz yürekleri bileyliyor.
Büyük zaferler büyük bedellerden sonra geliyor.

Aldırma geç diyor Rüzgari burdan
Sancak inmediki henüz bu surdan
Takılmam itlere anlamam hırdan
Yeryüzü benimdir diyen hiçler var.

Tükürükle boğdum onu kaç kere
İsmi varsa dua etsin Enver'e
Sen şairim yorma beni boş yere
Kanıma göz dikmiş nice açlar var.
..............
Anne ben bugün ölmedim ki,

Hatırla, Viyana'dan Sakarya'ya bir ümmet ric'atte,
Hatırla, Balkan, cihan ve cihana denk Çanakkalede
Hatırla, milli var oluş destanını tarihde.
Hatırla, yokluklara kanat açmış bir milletin rüyasını.
Velileri silah başı nazda,
Erenleri kılınçlarıyla niyazda,
Kadınları cephe yollarında, erkekleri mevzi mevzi duada.

Kundağında ölemeyip serhat boylarında,
Cephe yollarında, kağnı üzerinde donmuşsa bebekler,
Helal olsun.
Bacılarım, ninelerim, kağnı çekti öküzünün yerine,
Vardı ya da varamadı menziline,
Helal olsun.
Yiğitlerim ne yiğitti, giden daha dönmedi,
Helal olsun.
Bu gün olsa yine yaparım diyen,
Aziziye kahramanı, Nine Hatun yirmi iki yaşındadır hala,
Helal olsun.
Bilge dedikodusu değil bu, talih
Son kale, son karakol, Anadulu'nun bu tarih.

Güneşi gözlere takar yüreğim
Bilinen diyara akar yüreğim
Her şehid ardından bakar yüreğim
Kalk erenler seni kınar sevdiğim.

Kim götürür kimler yazar bilemem
Tuğra ondan mühür kavi silemem
İsterse gelirim yoksa gelemem
O rasul de beni anar sevdiğim.
.....................
Bir ses ki, yankılanır semada, yıldızlar ağlar,
İsmine devirlerin kıyam ettiği dağlar,
Ebu Kubeys, Arafat, Uhut, Pamir,
Tur, Ağrı ve Toroslar.

Anne ben bugün ölmedim ki,

Ey, Mescid-i Aksa...
Bilirsin yüce dağlar neden karlıdır hep neden dumanlı
Bostanına düşürüldüm bir bilinen diyardan
Bir nefes kıl bir nazar et selam ol bana yardan

Rüzgari'ce çık sokağa şimdi,
Sibirya soğukları almasın gözlerine
O gözler benim,
Benim gözlerim üşümemeli.


'Elem yesiru fil arzi fe yenzuru keyfe kane akibetulleziyne min kablihim, dammerallahu aleyhim velil kafiriyne emsaluh.''13
Onlar yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin akıbetinin ne olduğuna bakmadılar mı hiç.?
Allah onların kökünü kazımıştı, bu misaller o zalimler içindir.

'Ve zalike bi ennellahe mevlelleziyne amenu, ve ennel kafiriyne la mevlalehum''14
Bu, Allah'ın iman edenlerin dostu olmasındandır, inanmayanların öyle bir dostu yoktur.

'Ve ka eyyin min kuvvetin hiya eşeddu kuvveten min karyetikelletiy ehrecetke ehleknahum fela nasira lehum.''15
Seni yurdundan çıkaran şehirden, daha kuvvetli nice şehirler vardı ki, biz onları helak ettik,
Onlara bir yardım eden de çıkmadı.

Tasalanmayın gevşeklik göstermeyin, mü'min iseniz üstün geleceksiniz.

Ve sen ey zalim
Girdin bu meydana seyran edersin
Buyur bir hele de bizde göreyim.
Kendini kendine hayran edersin
Gel beni kurşıına diz de göreyim.
..................
Allah Vekil,

Ben Semerkant rüzgarıyım...ve
Bu Kudüs'ün merhabasıdır...Büyük yüreklerin merhabası
Son cümlesi hep benim bayıma düşen
Gel haince vurulmadan ocaklar bir bakış da sen çak geceye
Rüzgari'nin dem'inden olsun

Anne ben bugün ölmedim ki,

Ve anne,
Bu hikaye bana yetmez.

Bu şiir burada bitmez.
 
Üst