Muvahhid1
Well-known member
İlahi takdirle bizim dünyaya gelmemize anne ve babamız vesile olmuştur. Onlara hürmet ve saygı göstermek hem dini hem de insani açıdan görevlerimizdendir. Bediüzzaman Hazretleri bu konuyu açıklarken şöyle demektedir:
“Mahlûkatın en mükerremi insan ve insanların en mükemmeli olan ehl-i iman ve ehl-i imanın en ziyade hürmete layık ihtiyarlar ve o hasta ihtiyarlar içinde şefkat ve hizmete ve muhabbete en ziyade layık ve müstehak bulunan akrabalar ve akrabalar içinde dahi en hakiki dost ve en sadık anne ve baba ihtiyarlık halinde bir hanede bulunda ne derece berekete vesile ve rahmete vasıta olur, hatta “beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa idi belalar sel gibi üstünüze dökülecekti” (Keşfül Hafa s.163) hadisinin hakikati gereğince onlara merhamet ve şefkatle davranmak musibetlerin define sebeptir.
“İşte ey insan! Aklını başına al, sen ölmezsen ihtiyar olacaksın. – her amel kendi cinsinden bir şeyle karşılık görür- sırrıyla sen anne babana hürmet etmezsen senin evladın dahi sana hizmet etmeyecektir. Eğer ahiretini seversen işte sana mühim bir define, onlara hizmet et rızıklarını tahsil eyle. Eğer dünyayı seversen yine onların yüzünden hayatın rahatlı ve rızkın bereketli geçsin. Yoksa onları istiskal etmek ölümlerini temenni etmek ve onların nazik çabuk üzülen kalplerini rencide etmek ile – “O dünyada da ahirette de hüsrana uğramıştır- sırına mazhar olursun.” (Mektubat s.252) Evet rahmeti isteyen Rahman’ın emanetlerine iyilikle rahmet etmeli.
Maddi kaygılar ve diğer sebeplerle anne ve babanın ihmal edilmesi, sahipsiz bırakılması doğru değildir. Birçok ailelerde bazı evlatlar dışlanmış olabilir, hakir görülmüş olabilir. Bazı maddi meselelerden mahrum edilmiş olabilir. Haksızlığa uğratılmış olabilir. Böyle durumlarda bile evlat olarak onlara küsmek, onları terk edip yalnız bırakmak yanlış bir harekettir. Evlatlar yine de onlara saygıda kusur etmemeleri gerekir. Evlat olarak bizler ilişkilerimizi koparmayacağız. Onları arayıp hal-hatırlarını soracağız. Bir ihtiyaçları varsa onlara yardımcı olmaya çalışacağız.
Üç günlük fani dünyada basit sebeplerden dolayı anne babalarımızı yanlış hareket edip onların duasından mahrum kalmamalıyız. Onlardan bir şeyler beklemeden rızıklarını ve hayır dualarını almaya çalışmalıyız. Onların bizlere yanlış davranmalarına karşı küsmeden kırılmadan onlar için dua etmeye devam etmeliyiz.
Enes radyallahu anh bildirmiştir: “Peygamber efendimiz buyurdu ki; anne ve babasını razı eden Allah’ı razı etmiştir. Anne ve babasını kızdıran Allah’ı kızdırmıştır.” (Camiüs Sağir 3:3553)
Mehmet ERBAŞ
“Mahlûkatın en mükerremi insan ve insanların en mükemmeli olan ehl-i iman ve ehl-i imanın en ziyade hürmete layık ihtiyarlar ve o hasta ihtiyarlar içinde şefkat ve hizmete ve muhabbete en ziyade layık ve müstehak bulunan akrabalar ve akrabalar içinde dahi en hakiki dost ve en sadık anne ve baba ihtiyarlık halinde bir hanede bulunda ne derece berekete vesile ve rahmete vasıta olur, hatta “beli bükülmüş ihtiyarlarınız olmasa idi belalar sel gibi üstünüze dökülecekti” (Keşfül Hafa s.163) hadisinin hakikati gereğince onlara merhamet ve şefkatle davranmak musibetlerin define sebeptir.
“İşte ey insan! Aklını başına al, sen ölmezsen ihtiyar olacaksın. – her amel kendi cinsinden bir şeyle karşılık görür- sırrıyla sen anne babana hürmet etmezsen senin evladın dahi sana hizmet etmeyecektir. Eğer ahiretini seversen işte sana mühim bir define, onlara hizmet et rızıklarını tahsil eyle. Eğer dünyayı seversen yine onların yüzünden hayatın rahatlı ve rızkın bereketli geçsin. Yoksa onları istiskal etmek ölümlerini temenni etmek ve onların nazik çabuk üzülen kalplerini rencide etmek ile – “O dünyada da ahirette de hüsrana uğramıştır- sırına mazhar olursun.” (Mektubat s.252) Evet rahmeti isteyen Rahman’ın emanetlerine iyilikle rahmet etmeli.
Maddi kaygılar ve diğer sebeplerle anne ve babanın ihmal edilmesi, sahipsiz bırakılması doğru değildir. Birçok ailelerde bazı evlatlar dışlanmış olabilir, hakir görülmüş olabilir. Bazı maddi meselelerden mahrum edilmiş olabilir. Haksızlığa uğratılmış olabilir. Böyle durumlarda bile evlat olarak onlara küsmek, onları terk edip yalnız bırakmak yanlış bir harekettir. Evlatlar yine de onlara saygıda kusur etmemeleri gerekir. Evlat olarak bizler ilişkilerimizi koparmayacağız. Onları arayıp hal-hatırlarını soracağız. Bir ihtiyaçları varsa onlara yardımcı olmaya çalışacağız.
Üç günlük fani dünyada basit sebeplerden dolayı anne babalarımızı yanlış hareket edip onların duasından mahrum kalmamalıyız. Onlardan bir şeyler beklemeden rızıklarını ve hayır dualarını almaya çalışmalıyız. Onların bizlere yanlış davranmalarına karşı küsmeden kırılmadan onlar için dua etmeye devam etmeliyiz.
Enes radyallahu anh bildirmiştir: “Peygamber efendimiz buyurdu ki; anne ve babasını razı eden Allah’ı razı etmiştir. Anne ve babasını kızdıran Allah’ı kızdırmıştır.” (Camiüs Sağir 3:3553)
Mehmet ERBAŞ