Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Tabiun ve Tebe-i Tabiin
Ata İbn Rebah(r.a)
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="genc_kalem" data-source="post: 174096" data-attributes="member: 15919"><p><span style="font-size: 18px"><span style="color: red"><strong><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Times New Roman'">ATA İBN REBAH (r.a)</span></span></strong></span></span></p><p> </p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Şu üç kişinin dışında, itimle, Allah'ın rızasını arayan hiç kimse görmedim. Ata, Tavus ve Mücahid.<span style="color: #0000ff">(1)</span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Şimdi hicretin 97. senesi, zilhicce ayının son on günündeyiz... Beyt-i Atik, her taraftan, kimisi yaya, kimisi binitli, kimisi yaşlı, kimisi genç, kimisi erkek, kimisi kadın, kimisi siyah, kimisi beyaz, kimisi Arap, kimisi Acem, kimisi efendi, kimisi köle Allah'ın evine ziyarete gelen kimselerle kaynaşıyor...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Onların hepsi insanların meliki (hükümranı) olan Allah'a huşu içinde, emrine boyun eğerek ve umut içinde gelmişlerdi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">İşte müslümanların halifesi yeryüzünün hükümdarlarının en büyüğü Süleyman İbn Abdulmelik<span style="color: #0000ff">(2)</span> yalın ayak, başıaçık ihramli bir halde Beyt-i Atik'i tavaf etmektedir...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Onun hali, Allah rızası konusunda, kardeşleri sayılan halkının haline benzemekteydi...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Arkasında da iki oğlu vardı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Oğulları ay parçası ve gonca gül gibiydiler.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Tavafını bitirince hemen maiyetindekilerden birine:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«— Nerde arkadaşınız?» dedi. O adam: </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«— İşte orda namaz kılıyor» deyip Mescid-i Haram'ın batı köşesini gösterdi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Halife, arkasında duran iki oğluyla birlikte işaret edilen yere doğru yöneldi...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Muhafızları halifeye yol açmak ve onu sıkışıklıktan kurtarmak için peşinden gitmeye niyetlendiler, ama halife:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«Bu makam idarecilerle, idare edilenlerin eşit olduğu yerdir».</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Bu makamda birisinin diğerine üstünlüğü ancak kabul edilmek ve takva iledir.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Nice saçı başı dağınık ve toz toprak içinde olan kişiler Allah'ı huzuruna geldiler de Allah hükümdarları kabul etmediği halde onları kabul etti.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Daha sonra o adamın yanma gitti ve onun hâlâ namazda olduğunu gördü.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Halk onun arkasına, sağına ve soluna oturmuş vaziyetteydiler...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Onların en gerisine de o oturdu...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Kureyşli iki delikanlı müminlerin emirinin onun için geldiği ve namazını bitirmesini beklemek üzere halkla birlikte oturduğu bu adamı düşünmeye başladılar.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Gördüler ki o, siyah yüzlü, kıvırcık saçlı ve yassı burunlu, yaşlı bir Habeşliydi. Oturduğu zaman siyah bir karga gibi görünüyordu.' </span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Adam namazını bitince, Halife'nin bulunduğu tarafa döndü ve Süleyman İbn Abdulmelik onu selâmladı, o da Halife'nin selâmına karşılık verdi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Bu arada Halife ona yönelip tek tek hac ibadetinin yapılış şekillerini sormaya, o da her soruya cevap vermeye başladı.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Sözüne ilâve yapmayı gerektirmeyecek şekilde açık konuşuyordu. </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Söylediği her sözü Resûlüllah'a (s.a.v.) nisbet ediyordu. Halife sorularını bitirince, Allah senden razı olsun deyip oğullarına: . </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Kalkın, kalkın... Üçüncü sa'y bitti, kalanlara devam edelim, dedî</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Safa ile Merve arasındaki sa'ylarına devam ederlerken iki delikanlı birisinin şöyle seslendiğini duydular </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«Ey müslümanlar!</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">İnsanlara bu makamda ancak Ata İbn Rebah fetva verebilir... O bulunmazsa, Abdullah İbn Ebî Nuceyh». Çocuklardan birisi babasına dönüp:,Müminlerin emirinin görevlendirdiği kimse halka. Ata İbn Rebah ve arkadaşından başka hiç kimseden fetva soramıyacaklarını nasıl emrediyordu.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Sonra Halife'ye aldırış etmeyen ve ona gerekli saygıyı göstermeyen bu adamdan fetva sormaya geldik!.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Süleyman oğluna:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«Yavrum! Kendisini ve onun önünde bizim düşüklüğümüzü gördüğün bu adam; Mescid-i Haram'da fetva sahibi olan- Ata İbn Ebî Rebah-tır.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: red">O, bu büyük makamda Abdullah İbn Abbas'ın varisidir».</span></strong> Ondan sonra şöyle diyordu: <span style="color: red"><strong>«Yavrularım! İlim öğreniniz. Düşük, olan ilimle yükselir. Alçak olan onunla şeref sahibi olur.. Köleler onunla hükümdarların derecesine yükselir...»</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Süleyman İbn Abdülmelik, ilim hakkında oğluna söylediklerinde mübalâğa etmiyordu.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ata İbn Ebî Rebah, küçüklüğünde Mekkeli bir kadının kölesiydi.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ancak Aziz ve Celîl olan Allah habeşli köleye, çocukluğundan itibaren ayaklarını ilim yoluna koymayı lütfetmişti.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>O vaktini üçe ayırmıştı:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Bir kısmını sahibesine ayırmıştı ki en güzel şekilde ona hizmet ediyor, en mükemmel şekilde ona olan borcunu ödüyordu.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Bir kısmını Rabbine ayırmıştı ki en temiz ve en ihlaslı ibadeti yapıyordu.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Bir kısmını da ilim tahsiline ayırmıştı ki, Resûlüllah'ın (s.a.v.) ashabının hayatta kalanlarına gider ve onun gür ve temiz kaynaklarından devamlı alırdı...</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ebu Hureyre, Abdullah İbn Ömer, Abdullah İbn Abbas, Abdullah Îbnu'z-Zübeyr ve diğer sahabîlerden aldı, Öyle ki göğsü, ilim fıkıh ve Resûlüllah'tan (s.a.v.) rivayet edilen hadislerle doldu.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Mekkeîi hanımefendi, kölesinin kendini Allah'a sattığını... Hayatını ilim tahsiline vakfettiğini görünce... onun üzerindeki-hakkından vazgeçip belki Allah onu İslâm'a ve müsfümanlara faydalı kılar diye Allah rızası için kölesini azat etti.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">O günden itibaren Ata İbn Ebî Rebah Beyt-i Haram'i kendine makam yaptı...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Onu kendisine sığınak... İçinde tahsil yaptığı okul, içinde takva ve ibadetle Allah'a yaklaştığı namazgah yaptı,</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Hatta tarihçiler şöyle demişlerdir: «Mescid yirmi yıla yakm Ata İbn Ebî Rebah'ın yatağı olmuştur...»</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Yüce tabiî Ata İbn Rebah ilimdeki mertebesine ulaşınca bütün takdirlerin üstüne çıktı... </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Çağdaşlarından pek az kişinin ulaştığı bir mertebeye yükseldi..</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Rivayet edilmiştir ki; Abdullah İbn Ömer. umre yapmak için Mekke'ye gelmişti...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Halk soru sormak ve fetva istemek üzere ona geldi. Bunun üzerine </span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Abdullah şöyle dedi:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«Ey Mekkeliler! Ben size şaşıyorum..</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Aranızda Ata îbn Ebî Rebah varken, bana sormak için soruları biriktiriyorsunuz?!.»</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Ata İbn Ebî Rebah, dinde ve ilimde ulaştığı dereceye şu iki özellikle kavuşmuştu:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Birincisi, nefsine karşı tam bir otorite kurmasıydı, faydasız şeylerden zevk almaya hiçbir yol bırakmamıştı...</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>İkincisi, vaktine karşı tam bir otorite kurmasıydı. Onu lüzumsuz söz ve işlerde harcamazdı... </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Muhammed İbn Suka <span style="color: blue">(3</span><span style="color: blue">)</span> bir grup ziyaretçisine şöyle anlattı:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>«Bana faydalı olduğu gibi, belki size de faydalı olacak bir sözü söyleyeyim mi?» </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Onlar: <strong><span style="color: red">«Tabîî, söyle,»</span></strong> dediler.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">O şöyle dedi:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>«Ata İbn Ebî Rebah, bir gün bana şu nasihati yaptı:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Ey kardeşimin oğlu! Bizden öncekiler, lüzumsuz konuşmayı sevmezlerdi».</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ben de dedim ki:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>«Onlara göre lüzumsuz konuşmak neydi?»</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">O şöyle dedi:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>«Onlar Allah'ın kitabının dışında her sözün okunmasını ve anlaşılmasını...</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Resûlüllah'ın (s.a.v.) hadisinden başka her sözün rivayet edilip anlaşılmasını yahut bir emr-i maruftan ve nehy-i ani'l-münkerden başka veya kendisiyle Allah Te'âlâ'ya yaklaşılan ilimden başka ya da sana mutlaka lâzım olan ihtiyacını ve geçimini konuşmandan başka her sözü lüzumsuz saymışlardır...</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Daha sonra gözlerini bana dikip: «Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemekte... (4)</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>«Herbirinizin sağında ve solunda iki meleğin oturmakta olduğunu, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptettiğini» (5)inkâr mı ediyorsunuz» dedi.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Arkasından da şunları söyledi: <span style="color: red"><strong>«Bizden birisi, günün başlangıcında yazdığı sayfası kendisine açılıp da içinde daha çok dinle ve dünyayla ilgisi olmayan şeyleri bulursa utanmayacak mı?»</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Allah Ta'âlâ, Ata İbn Ebî Rebah'ın ilmiyle halktan birçok kimseyi faydalandırmıştır:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Onlardan bir kısmı ilimde mütehassıs olanlardır. Bir kısmı çeşitli sanatları meslek olarak seçenlerdir. Diğerleri de bunların dışında kalanlardır...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>İmam Ebu Hanife en-Numan kendisi hakkında şunları anlatmıştır:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>«Mekke'de hac ibadetinin yapılış usullerinden beş konuda yanıldım. Bunları bana bir berber öğretti... Bu şöyle oldu: İhramdan çıkmak için traş olmak istedim ve bir berbere gidip şöyle dedim:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>— Başımı kaça traş edeceksin? Berber:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>— Allah seni doğru yoldan ayırmasın.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><strong><span style="color: red">İbadette şart koşulmaz [pazarlık yapılmaz), otur ve gönlünden na kopuyorsa onu ver,</span></strong> dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Utana utana oturdum.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Ancak kıbleye karşı değil de yan olarak oturdum.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Berber, kıbleye karşı durmamı işaret etti. İşaret ettiğini yaptım.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Daha çok utandım.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Daha sonra, traş etmesi için başımı ona sol taraftan verdim.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Bana</strong></span>:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">—<span style="color: red"><strong> Sağ tarafını çevir</strong></span>, dedi. Ben de çevirdim.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Şaşkın ve sessiz bir şekilde ona bakarken, o başımı traş etmeye başladı ve bana:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>— Niçin sessiz duruyorsun? Tekbir getirsene...</strong></span> dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Gitmek için ayağa kalkıncaya kadar tekbir getirdim.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>— Nereye gitmek istiyorsun? dedi.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>— Hayvanımın yanına gitmek istiyorum, dedim.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>— İki rekat namaz kıl, ondan sonra istediğin yere git, dedi.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>İki rekat namaz kıldım ve şöyle düşündüm:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>İlim sahibi olan böyle birisine berberlik yakışmaz.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Bunun üzerine ona </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>— İbadet konusunda bana söylediklerini nereden öğrendin? dedim. </strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal"><strong>Bana şöyle cevap verdi:</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— <span style="color: red"><strong>Allah iyiliğini versin.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Ata İbn Ebî Rebah'ın böyle yaptığını gördüm ve ondan böylece aldım. Halka da böyle yapmalarını söylüyorum.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Dünya Ata İbn Ebî Rebah'a güldü ama o dünyadan şiddetle yüz çevirdi. Ona hiç meyletmedi... Bütün ömrünü fiyatı beş dirhemi geçmeyen bir gömlekle geçirdi.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Halifeler onu sohbetlerine çağırdılar ama o, dini için dünyasından korktuğu için onların davetlerine icabet etmedi. Fakat buna rağmen bunda müslümanlar için bir fayda, İslâm için bir hayır görüyorsa onların yanına gidiyordu.</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Osman İbn Ata el-Horasanî'nin anlattığı bu konuda bir örnektir:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«— Babamla birlikte Hişam İbn Abdulmelik'i aramaya çıktık. Şam'ın yakınına geldiğimizde, siyah bir eşeğe binmiş, sırtında, kaba dokuma bir gömlek ve eski bir cübbe, başında kötü bir sarık bulunan üzengisi tahtadan olan bir ihtiyarla karşılaştık. Onun bu haline güldüm ve babama:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— Bu kim baba? dedim, O da:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— Sus, bu Hicaz fakihlerinin efendisi Ata İbn Ebî Rebah'tır, diye cevap verdi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">O bize yaklaşınca, babam katırından, o da eşeğinden inip kucaklaştılar ve birbirlerine soru sormaya başladılar. Daha sonra hayvanlarına binip Hişam İbn Abdulmelik'in sarayının kapısında duruncaya kadar birlikte gittiler.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Kendilerine müsaade edilmeden oradakiler oturmadılar. Babam dışarı çıktığında sordum:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— Yaptıklarınızı ve onları bana anlatır mısın? dedim. Babam:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— «Hişam, Ata İbn Ebî Rebah'ın kapıda olduğunu öğrenince hemen içeri girmesine izin verdi. Vallahi ben ancak onun sebebiyle içeri </span></span><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">girmiştim,</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Hişam onu görünce:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Hoş geldin, hoş geldin...</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Buraya... Buraya... dedi. Ona devamlı:</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Buraya... Buraya... diyordu.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Nihayet onu, yanına, kendi minderinin üzerine oturttu ve dizini onun dizinin dibine koydu...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Oturanlar halkın eşrafındandı. Sohbet ediyorlardı ama sohbetlerini kestiler...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Daha sonra Hişam ona:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— Ey Ebu Muhammed (Ata) ihtiyacın nedir? dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">O da şöyle cevap verdi:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— Ey Emirulmüminin, Haremeynin halkı (Mekke ile Medine'nin halkı], Allah'ın halkı ve onun elçisinin komşuları demektir. Onların erzak ve maaşlarını sen dağıtıyorsun, değil mi?...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Hişam:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— Evet...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Kâtip! Mekke ile Medine halkının maaşlarını ve bir yıllık yiyeceklerini yaz, dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Daha sonra da:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Başka bir ihtiyacın var mı, Ebu Muhammed? dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Cevabı şöyle oldu:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">« Evet, Emirülmüminin, Hicazlılar ve Necîdliler Arapların aslı ve İslâm'ın liderleridirler. Sen onlar için sadakaların arta kalanlarını kabul etmiyeceksin...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Hişam emretti:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Kâtip! Onlar için sadakalarının artıklarının kabul edilmiyeceği-</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Bundan başka bir ihtiyacın var mı Ebu Muhammed? dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">O da:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Evet, var, ey müminlerin emiri!</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Sınırlardaki nöbetçi erler düşmanlarınıza karşı durup müslümanlara kötülük yapmak isteyen kimseleri öldürüyorlar. Sen onlara yiyeceklerini hemen göndereceksin... Çünkü onlar ölürlerse sınırlar ortadan kalkar, kaybolur... dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Hişam:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Evet, kâtip! Onlara yiyeceklerinin gönderilmesini yaz.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">— Başka bir ihtiyacın var mı? dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ata İbn Rebah:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«Evet, ehl-i zimmetinize (<span style="color: blue">6</span>)</span><span style="font-size: 12px"> güçlerinin yetmiyeceği şeyleri yüklüyorsunuz. Onlardan aldığınız haraçlar, sizin için düşmanınıza karşı destektir» dedi.</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Hişam:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">«Katip! Ehl-i zimmete güçlerinin yetmiyeceği şeylerin yüklenmemesini yaz».</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ebu Muhammedi Başka bir ihtiyacın var mı?» dedi,</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Atâ:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Evet... Emirulmüminin! Nefsin konusunda Allah'tan kork.</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Tek başına yaratıldığını...</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Tek başına öleceğini...</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Mahşerde tek başına diriltileceğim...</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Tek basma hesaba çekileceğini... Yanında gördüğün ve tanıdığın kimselerden hiç birinin olmayacağını bil...</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Hişam ağlayarak kendini yere attı... Ata kalktı, ben de kalktım.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Kapıya vardığımızda, içinde ne olduğunu bilmediğim bir keseyle bir adamı onun peşinden geldi ve ona şöyle dedi:</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Müminlerin emîri sana şunu gönderdi...</span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px">Ata da şu cevabı verdi: <strong><span style="color: red">— Ne yazık ki bunu kabul edemem...</span><span style="color: red"> «Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak âlemlerin Rabbine aittir»,</span></strong> <span style="color: blue">(7)</span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong>Vallahi o, Halife'nin yanına girdikten sonra, çıkıncaya kadar bir damla su bile içmemişti...</strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong><em>Ata İbn Ebi Rebah uzun bir ömür sürmüş, yüz yaşma kadar yaşamıştı...</em></strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong><em>O uzun ömrü ilim ve amelle Allah'a itaat ve takva ile doldurmuştu...</em></strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong><em>İnsanların sahip olduğu şeylerden uzak durmak, Allah'ın katında olanlara rağbet etmek suretiyle o uzun ömrü temiz bir şekilde geçirmişti...</em></strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong><em>Ölüm ona geldiğinde, onun dünyalık yüklerini hafif, ahiretle ilgili azıklarını fazla olarak bulmuştu...</em></strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 12px"><span style="color: red"><strong><em>Bunlardan başka onun yetmiş tane haccı vardı.. Bu yetmiş hacc esnasında yetmiş defa Arafat'ta durmuştu. Hem de Allah Te'âlâ'dan rızasını ve cenneti isteyerek... Öfkesinden ve Cehennemden ona sığınarak... (8)</em></strong></span></span></span></p><p> </p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="color: blue"><u>Dipnotlar</u></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(1)</span> Seleme İbn Kuheyl—</strong></span></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(2)</span> Süleyman İbn Abdulmelik, Emevî halifelerinin en büyüklerinden biri. Halifeliği kendi çocuklarına vermeyip Zahid halife Ömer ibn Abdulaziz'e devretmiştir</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(3)</span> Muhammed ibn Suka: Küfe alim ve abidierinden biri</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(4)</span> İnfitar sûresi, 10-12</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(5)</span> Kaf sûresi, 17-18</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(6)</span> Ehl-i zimmet: Müslümanların, kendilerini korumak üzere anlaştığı Yahudi, Hris-îiyon ve benzeri kimseler</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(7)</span> Şuara suresi, 109.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong><span style="color: #0000ff">(8)</span> Ata İbn Rebah hakkında fazla bilgi edinmek için şu eserlere bakınız</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>1. İbn Sa'd, et-Tabakatu'l-Kübra, il/386.,</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>2. Ebu Nuaym, Hılyetu'l-evliya, 111/310.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>3. İbnu'l-Cevzî, Sıfetu's-Safve U/211</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>4. Gureru'l-Hasais, s. 117.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>5. İbn Hallikan, Vefeyatu'l-a'yan, 111/261.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>6. Tabakatu'ş-Şîrazî, Varak 17.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>7. Nuketu'l-Hemeyan, s. 199.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>8. Mizanu'l-İ'tİdal, ît/197.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>9. Tezkiratu'l-Huffaz, 1/92.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>10. Tehzîbu't-Tehzib, VII/199.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>11. Nezhetu'l-Havatir, I/85.</strong></span></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 9px"><strong>Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Uysal Kitabevi: 2/124-133.</strong></span></span></p><p> <span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="font-size: 12px"><span style="color: teal">*Tabiin'in Hayatından Tablolar/Dr. Abdurrahman Re'fet El-Başa</span></span></strong></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"><strong><span style="color: teal"> (Cenab-ı Hakk kendilerinden razı olsun)</span></strong></span></p><p> <span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></p><p><span style="font-family: 'Times New Roman'"></span></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="genc_kalem, post: 174096, member: 15919"] [SIZE=5][COLOR=red][B][FONT=Times New Roman][FONT=Times New Roman]ATA İBN REBAH (r.a)[/FONT][/FONT][/B][/COLOR][/SIZE] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Şu üç kişinin dışında, itimle, Allah'ın rızasını arayan hiç kimse görmedim. Ata, Tavus ve Mücahid.[COLOR=#0000ff](1)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Şimdi hicretin 97. senesi, zilhicce ayının son on günündeyiz... Beyt-i Atik, her taraftan, kimisi yaya, kimisi binitli, kimisi yaşlı, kimisi genç, kimisi erkek, kimisi kadın, kimisi siyah, kimisi beyaz, kimisi Arap, kimisi Acem, kimisi efendi, kimisi köle Allah'ın evine ziyarete gelen kimselerle kaynaşıyor...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Onların hepsi insanların meliki (hükümranı) olan Allah'a huşu içinde, emrine boyun eğerek ve umut içinde gelmişlerdi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]İşte müslümanların halifesi yeryüzünün hükümdarlarının en büyüğü Süleyman İbn Abdulmelik[COLOR=#0000ff](2)[/COLOR] yalın ayak, başıaçık ihramli bir halde Beyt-i Atik'i tavaf etmektedir...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Onun hali, Allah rızası konusunda, kardeşleri sayılan halkının haline benzemekteydi...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Arkasında da iki oğlu vardı.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Oğulları ay parçası ve gonca gül gibiydiler.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Tavafını bitirince hemen maiyetindekilerden birine:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«— Nerde arkadaşınız?» dedi. O adam: [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«— İşte orda namaz kılıyor» deyip Mescid-i Haram'ın batı köşesini gösterdi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Halife, arkasında duran iki oğluyla birlikte işaret edilen yere doğru yöneldi...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Muhafızları halifeye yol açmak ve onu sıkışıklıktan kurtarmak için peşinden gitmeye niyetlendiler, ama halife:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«Bu makam idarecilerle, idare edilenlerin eşit olduğu yerdir».[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bu makamda birisinin diğerine üstünlüğü ancak kabul edilmek ve takva iledir.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Nice saçı başı dağınık ve toz toprak içinde olan kişiler Allah'ı huzuruna geldiler de Allah hükümdarları kabul etmediği halde onları kabul etti.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Daha sonra o adamın yanma gitti ve onun hâlâ namazda olduğunu gördü.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Halk onun arkasına, sağına ve soluna oturmuş vaziyetteydiler...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Onların en gerisine de o oturdu...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kureyşli iki delikanlı müminlerin emirinin onun için geldiği ve namazını bitirmesini beklemek üzere halkla birlikte oturduğu bu adamı düşünmeye başladılar.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Gördüler ki o, siyah yüzlü, kıvırcık saçlı ve yassı burunlu, yaşlı bir Habeşliydi. Oturduğu zaman siyah bir karga gibi görünüyordu.' [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Adam namazını bitince, Halife'nin bulunduğu tarafa döndü ve Süleyman İbn Abdulmelik onu selâmladı, o da Halife'nin selâmına karşılık verdi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bu arada Halife ona yönelip tek tek hac ibadetinin yapılış şekillerini sormaya, o da her soruya cevap vermeye başladı.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sözüne ilâve yapmayı gerektirmeyecek şekilde açık konuşuyordu. [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Söylediği her sözü Resûlüllah'a (s.a.v.) nisbet ediyordu. Halife sorularını bitirince, Allah senden razı olsun deyip oğullarına: . [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kalkın, kalkın... Üçüncü sa'y bitti, kalanlara devam edelim, dedî[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Safa ile Merve arasındaki sa'ylarına devam ederlerken iki delikanlı birisinin şöyle seslendiğini duydular [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«Ey müslümanlar![/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]İnsanlara bu makamda ancak Ata İbn Rebah fetva verebilir... O bulunmazsa, Abdullah İbn Ebî Nuceyh». Çocuklardan birisi babasına dönüp:,Müminlerin emirinin görevlendirdiği kimse halka. Ata İbn Rebah ve arkadaşından başka hiç kimseden fetva soramıyacaklarını nasıl emrediyordu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sonra Halife'ye aldırış etmeyen ve ona gerekli saygıyı göstermeyen bu adamdan fetva sormaya geldik!.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Süleyman oğluna:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«Yavrum! Kendisini ve onun önünde bizim düşüklüğümüzü gördüğün bu adam; Mescid-i Haram'da fetva sahibi olan- Ata İbn Ebî Rebah-tır.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][B][COLOR=red]O, bu büyük makamda Abdullah İbn Abbas'ın varisidir».[/COLOR][/B] Ondan sonra şöyle diyordu: [COLOR=red][B]«Yavrularım! İlim öğreniniz. Düşük, olan ilimle yükselir. Alçak olan onunla şeref sahibi olur.. Köleler onunla hükümdarların derecesine yükselir...»[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Süleyman İbn Abdülmelik, ilim hakkında oğluna söylediklerinde mübalâğa etmiyordu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ata İbn Ebî Rebah, küçüklüğünde Mekkeli bir kadının kölesiydi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ancak Aziz ve Celîl olan Allah habeşli köleye, çocukluğundan itibaren ayaklarını ilim yoluna koymayı lütfetmişti.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]O vaktini üçe ayırmıştı:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Bir kısmını sahibesine ayırmıştı ki en güzel şekilde ona hizmet ediyor, en mükemmel şekilde ona olan borcunu ödüyordu.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Bir kısmını Rabbine ayırmıştı ki en temiz ve en ihlaslı ibadeti yapıyordu.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Bir kısmını da ilim tahsiline ayırmıştı ki, Resûlüllah'ın (s.a.v.) ashabının hayatta kalanlarına gider ve onun gür ve temiz kaynaklarından devamlı alırdı...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ebu Hureyre, Abdullah İbn Ömer, Abdullah İbn Abbas, Abdullah Îbnu'z-Zübeyr ve diğer sahabîlerden aldı, Öyle ki göğsü, ilim fıkıh ve Resûlüllah'tan (s.a.v.) rivayet edilen hadislerle doldu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Mekkeîi hanımefendi, kölesinin kendini Allah'a sattığını... Hayatını ilim tahsiline vakfettiğini görünce... onun üzerindeki-hakkından vazgeçip belki Allah onu İslâm'a ve müsfümanlara faydalı kılar diye Allah rızası için kölesini azat etti.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]O günden itibaren Ata İbn Ebî Rebah Beyt-i Haram'i kendine makam yaptı...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Onu kendisine sığınak... İçinde tahsil yaptığı okul, içinde takva ve ibadetle Allah'a yaklaştığı namazgah yaptı,[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Hatta tarihçiler şöyle demişlerdir: «Mescid yirmi yıla yakm Ata İbn Ebî Rebah'ın yatağı olmuştur...»[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Yüce tabiî Ata İbn Rebah ilimdeki mertebesine ulaşınca bütün takdirlerin üstüne çıktı... [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Çağdaşlarından pek az kişinin ulaştığı bir mertebeye yükseldi..[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Rivayet edilmiştir ki; Abdullah İbn Ömer. umre yapmak için Mekke'ye gelmişti...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Halk soru sormak ve fetva istemek üzere ona geldi. Bunun üzerine [/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Abdullah şöyle dedi:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«Ey Mekkeliler! Ben size şaşıyorum..[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Aranızda Ata îbn Ebî Rebah varken, bana sormak için soruları biriktiriyorsunuz?!.»[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Ata İbn Ebî Rebah, dinde ve ilimde ulaştığı dereceye şu iki özellikle kavuşmuştu:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Birincisi, nefsine karşı tam bir otorite kurmasıydı, faydasız şeylerden zevk almaya hiçbir yol bırakmamıştı...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]İkincisi, vaktine karşı tam bir otorite kurmasıydı. Onu lüzumsuz söz ve işlerde harcamazdı... [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Muhammed İbn Suka [COLOR=blue](3[/COLOR][COLOR=blue])[/COLOR] bir grup ziyaretçisine şöyle anlattı:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]«Bana faydalı olduğu gibi, belki size de faydalı olacak bir sözü söyleyeyim mi?» [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Onlar: [B][COLOR=red]«Tabîî, söyle,»[/COLOR][/B] dediler.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]O şöyle dedi:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]«Ata İbn Ebî Rebah, bir gün bana şu nasihati yaptı:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Ey kardeşimin oğlu! Bizden öncekiler, lüzumsuz konuşmayı sevmezlerdi».[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ben de dedim ki:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]«Onlara göre lüzumsuz konuşmak neydi?»[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]O şöyle dedi:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]«Onlar Allah'ın kitabının dışında her sözün okunmasını ve anlaşılmasını...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Resûlüllah'ın (s.a.v.) hadisinden başka her sözün rivayet edilip anlaşılmasını yahut bir emr-i maruftan ve nehy-i ani'l-münkerden başka veya kendisiyle Allah Te'âlâ'ya yaklaşılan ilimden başka ya da sana mutlaka lâzım olan ihtiyacını ve geçimini konuşmandan başka her sözü lüzumsuz saymışlardır...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Daha sonra gözlerini bana dikip: «Oysa, yaptıklarınızı bilen değerli yazıcılar sizi gözetlemekte... (4)[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]«Herbirinizin sağında ve solunda iki meleğin oturmakta olduğunu, yanında hazır birer gözcü olarak söylediği her sözü zaptettiğini» (5)inkâr mı ediyorsunuz» dedi.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Arkasından da şunları söyledi: [COLOR=red][B]«Bizden birisi, günün başlangıcında yazdığı sayfası kendisine açılıp da içinde daha çok dinle ve dünyayla ilgisi olmayan şeyleri bulursa utanmayacak mı?»[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Allah Ta'âlâ, Ata İbn Ebî Rebah'ın ilmiyle halktan birçok kimseyi faydalandırmıştır:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Onlardan bir kısmı ilimde mütehassıs olanlardır. Bir kısmı çeşitli sanatları meslek olarak seçenlerdir. Diğerleri de bunların dışında kalanlardır...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]İmam Ebu Hanife en-Numan kendisi hakkında şunları anlatmıştır:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]«Mekke'de hac ibadetinin yapılış usullerinden beş konuda yanıldım. Bunları bana bir berber öğretti... Bu şöyle oldu: İhramdan çıkmak için traş olmak istedim ve bir berbere gidip şöyle dedim:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]— Başımı kaça traş edeceksin? Berber:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]— Allah seni doğru yoldan ayırmasın.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][B][COLOR=red]İbadette şart koşulmaz [pazarlık yapılmaz), otur ve gönlünden na kopuyorsa onu ver,[/COLOR][/B] dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Utana utana oturdum.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Ancak kıbleye karşı değil de yan olarak oturdum.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Berber, kıbleye karşı durmamı işaret etti. İşaret ettiğini yaptım.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Daha çok utandım.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Daha sonra, traş etmesi için başımı ona sol taraftan verdim.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Bana[/B][/COLOR]:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]—[COLOR=red][B] Sağ tarafını çevir[/B][/COLOR], dedi. Ben de çevirdim.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Şaşkın ve sessiz bir şekilde ona bakarken, o başımı traş etmeye başladı ve bana:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]— Niçin sessiz duruyorsun? Tekbir getirsene...[/B][/COLOR] dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Gitmek için ayağa kalkıncaya kadar tekbir getirdim.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]— Nereye gitmek istiyorsun? dedi.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]— Hayvanımın yanına gitmek istiyorum, dedim.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]— İki rekat namaz kıl, ondan sonra istediğin yere git, dedi.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]İki rekat namaz kıldım ve şöyle düşündüm:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]İlim sahibi olan böyle birisine berberlik yakışmaz.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Bunun üzerine ona [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]— İbadet konusunda bana söylediklerini nereden öğrendin? dedim. [/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=teal][B]Bana şöyle cevap verdi:[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— [COLOR=red][B]Allah iyiliğini versin.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Ata İbn Ebî Rebah'ın böyle yaptığını gördüm ve ondan böylece aldım. Halka da böyle yapmalarını söylüyorum.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Dünya Ata İbn Ebî Rebah'a güldü ama o dünyadan şiddetle yüz çevirdi. Ona hiç meyletmedi... Bütün ömrünü fiyatı beş dirhemi geçmeyen bir gömlekle geçirdi.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Halifeler onu sohbetlerine çağırdılar ama o, dini için dünyasından korktuğu için onların davetlerine icabet etmedi. Fakat buna rağmen bunda müslümanlar için bir fayda, İslâm için bir hayır görüyorsa onların yanına gidiyordu.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Osman İbn Ata el-Horasanî'nin anlattığı bu konuda bir örnektir:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«— Babamla birlikte Hişam İbn Abdulmelik'i aramaya çıktık. Şam'ın yakınına geldiğimizde, siyah bir eşeğe binmiş, sırtında, kaba dokuma bir gömlek ve eski bir cübbe, başında kötü bir sarık bulunan üzengisi tahtadan olan bir ihtiyarla karşılaştık. Onun bu haline güldüm ve babama:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— Bu kim baba? dedim, O da:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— Sus, bu Hicaz fakihlerinin efendisi Ata İbn Ebî Rebah'tır, diye cevap verdi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]O bize yaklaşınca, babam katırından, o da eşeğinden inip kucaklaştılar ve birbirlerine soru sormaya başladılar. Daha sonra hayvanlarına binip Hişam İbn Abdulmelik'in sarayının kapısında duruncaya kadar birlikte gittiler.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kendilerine müsaade edilmeden oradakiler oturmadılar. Babam dışarı çıktığında sordum:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— Yaptıklarınızı ve onları bana anlatır mısın? dedim. Babam:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— «Hişam, Ata İbn Ebî Rebah'ın kapıda olduğunu öğrenince hemen içeri girmesine izin verdi. Vallahi ben ancak onun sebebiyle içeri [/SIZE][/FONT][FONT=Times New Roman][SIZE=3]girmiştim,[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hişam onu görünce:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hoş geldin, hoş geldin...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Buraya... Buraya... dedi. Ona devamlı:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Buraya... Buraya... diyordu.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Nihayet onu, yanına, kendi minderinin üzerine oturttu ve dizini onun dizinin dibine koydu...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Oturanlar halkın eşrafındandı. Sohbet ediyorlardı ama sohbetlerini kestiler...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Daha sonra Hişam ona:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— Ey Ebu Muhammed (Ata) ihtiyacın nedir? dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]O da şöyle cevap verdi:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— Ey Emirulmüminin, Haremeynin halkı (Mekke ile Medine'nin halkı], Allah'ın halkı ve onun elçisinin komşuları demektir. Onların erzak ve maaşlarını sen dağıtıyorsun, değil mi?...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hişam:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— Evet...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kâtip! Mekke ile Medine halkının maaşlarını ve bir yıllık yiyeceklerini yaz, dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Daha sonra da:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Başka bir ihtiyacın var mı, Ebu Muhammed? dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Cevabı şöyle oldu:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]« Evet, Emirülmüminin, Hicazlılar ve Necîdliler Arapların aslı ve İslâm'ın liderleridirler. Sen onlar için sadakaların arta kalanlarını kabul etmiyeceksin...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hişam emretti:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kâtip! Onlar için sadakalarının artıklarının kabul edilmiyeceği-[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Bundan başka bir ihtiyacın var mı Ebu Muhammed? dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]O da:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Evet, var, ey müminlerin emiri![/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Sınırlardaki nöbetçi erler düşmanlarınıza karşı durup müslümanlara kötülük yapmak isteyen kimseleri öldürüyorlar. Sen onlara yiyeceklerini hemen göndereceksin... Çünkü onlar ölürlerse sınırlar ortadan kalkar, kaybolur... dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hişam:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Evet, kâtip! Onlara yiyeceklerinin gönderilmesini yaz.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]— Başka bir ihtiyacın var mı? dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ata İbn Rebah:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«Evet, ehl-i zimmetinize ([COLOR=blue]6[/COLOR])[/SIZE][SIZE=3] güçlerinin yetmiyeceği şeyleri yüklüyorsunuz. Onlardan aldığınız haraçlar, sizin için düşmanınıza karşı destektir» dedi.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hişam:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]«Katip! Ehl-i zimmete güçlerinin yetmiyeceği şeylerin yüklenmemesini yaz».[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ebu Muhammedi Başka bir ihtiyacın var mı?» dedi,[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Atâ:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Evet... Emirulmüminin! Nefsin konusunda Allah'tan kork.[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Tek başına yaratıldığını...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Tek başına öleceğini...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Mahşerde tek başına diriltileceğim...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Tek basma hesaba çekileceğini... Yanında gördüğün ve tanıdığın kimselerden hiç birinin olmayacağını bil...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Hişam ağlayarak kendini yere attı... Ata kalktı, ben de kalktım.[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Kapıya vardığımızda, içinde ne olduğunu bilmediğim bir keseyle bir adamı onun peşinden geldi ve ona şöyle dedi:[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Müminlerin emîri sana şunu gönderdi...[/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3]Ata da şu cevabı verdi: [B][COLOR=red]— Ne yazık ki bunu kabul edemem...[/COLOR][COLOR=red] «Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ecrim ancak âlemlerin Rabbine aittir»,[/COLOR][/B] [COLOR=blue](7)[/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B]Vallahi o, Halife'nin yanına girdikten sonra, çıkıncaya kadar bir damla su bile içmemişti...[/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B][I]Ata İbn Ebi Rebah uzun bir ömür sürmüş, yüz yaşma kadar yaşamıştı...[/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B][I]O uzun ömrü ilim ve amelle Allah'a itaat ve takva ile doldurmuştu...[/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B][I]İnsanların sahip olduğu şeylerden uzak durmak, Allah'ın katında olanlara rağbet etmek suretiyle o uzun ömrü temiz bir şekilde geçirmişti...[/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B][I]Ölüm ona geldiğinde, onun dünyalık yüklerini hafif, ahiretle ilgili azıklarını fazla olarak bulmuştu...[/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][SIZE=3][COLOR=red][B][I]Bunlardan başka onun yetmiş tane haccı vardı.. Bu yetmiş hacc esnasında yetmiş defa Arafat'ta durmuştu. Hem de Allah Te'âlâ'dan rızasını ve cenneti isteyerek... Öfkesinden ve Cehennemden ona sığınarak... (8)[/I][/B][/COLOR][/SIZE][/FONT] [FONT=Times New Roman][B][COLOR=blue][U]Dipnotlar[/U][/COLOR][/B][/FONT] [FONT=Times New Roman][FONT=Times New Roman][SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](1)[/COLOR] Seleme İbn Kuheyl—[/B][/SIZE][/FONT] [SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](2)[/COLOR] Süleyman İbn Abdulmelik, Emevî halifelerinin en büyüklerinden biri. Halifeliği kendi çocuklarına vermeyip Zahid halife Ömer ibn Abdulaziz'e devretmiştir[/B][/SIZE] [SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](3)[/COLOR] Muhammed ibn Suka: Küfe alim ve abidierinden biri[/B][/SIZE] [SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](4)[/COLOR] İnfitar sûresi, 10-12[/B][/SIZE] [SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](5)[/COLOR] Kaf sûresi, 17-18[/B][/SIZE] [SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](6)[/COLOR] Ehl-i zimmet: Müslümanların, kendilerini korumak üzere anlaştığı Yahudi, Hris-îiyon ve benzeri kimseler[/B][/SIZE] [SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](7)[/COLOR] Şuara suresi, 109.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B][COLOR=#0000ff](8)[/COLOR] Ata İbn Rebah hakkında fazla bilgi edinmek için şu eserlere bakınız[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]1. İbn Sa'd, et-Tabakatu'l-Kübra, il/386.,[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]2. Ebu Nuaym, Hılyetu'l-evliya, 111/310.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]3. İbnu'l-Cevzî, Sıfetu's-Safve U/211[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]4. Gureru'l-Hasais, s. 117.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]5. İbn Hallikan, Vefeyatu'l-a'yan, 111/261.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]6. Tabakatu'ş-Şîrazî, Varak 17.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]7. Nuketu'l-Hemeyan, s. 199.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]8. Mizanu'l-İ'tİdal, ît/197.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]9. Tezkiratu'l-Huffaz, 1/92.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]10. Tehzîbu't-Tehzib, VII/199.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]11. Nezhetu'l-Havatir, I/85.[/B][/SIZE] [SIZE=1][B]Dr. Abdurrahman Re’fet el-Bâşâ, Sahabe Hayatından Tablolar, Uysal Kitabevi: 2/124-133.[/B][/SIZE] [B][SIZE=3][COLOR=teal]*Tabiin'in Hayatından Tablolar/Dr. Abdurrahman Re'fet El-Başa[/COLOR][/SIZE][/B] [B][COLOR=teal] (Cenab-ı Hakk kendilerinden razı olsun)[/COLOR][/B] [/FONT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
İslamiyet
Sahabe-i Kiram
Tabiun ve Tebe-i Tabiin
Ata İbn Rebah(r.a)
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst