baban 2 kilic kullanirdi

Eyvàh!

Well-known member
Haber verilmiştir ki; Geylan vilâyetinde Nasırî isminde bir seyyid yaşıyordu. Seyyid
Nasırî hacca gitmeye niyetlendi, hazırlıklarını yaparak yola çıktı. Yolculuğu esnasında
Bağdat'a uğradı. Bağdat'a uğramışken Cüneyd–i Bağdâdî Hazretlerini de
ziyaret etmişti. Cüneyd–i Bağdâdî Hazretleri sordu:
"Seyyid nerelisin?"
"Geylan'danım."
"Kimin soyundansın?"
"Emir'ül–mü'minîn Hazreti Ali'nin soyundanım."
"Baban iki kılıç kullanırdı. Birini düşmanlarına karşı, diğerini de nefsine karşı kullanırdı. Sen söyle bakalım ey seyyid! Onun evladı olarak, sen bu iki kılıçtan hangisini kullanıyorsun?"
Cüneyd–i Bağdâdî'yi sessizce dinleyen seyyid Nasırî, duydukları karşında kendinden geçti, ağlamaya başladı ve şöyle dedi:
"Ey şeyh! Bana Allah'a giden yolu göster!"
Cüneyd–i Bağdâdî Hazretleri şöyle buyurdu:
"Senin sinen Allah Celle Celaluhu'nun haremidir. Gücün yettiği nispette hiçbir namahremin bu haremine girmesine izin verme!"
Seyyid Nasırî bu söze teslim olduğunu tek kelime ile beyan eder:
"Tamam."
Bu hâdiseden çıkaracağımız ders şudur:
Kalp, bir mü'min için çok önemli mekândır. Her şeyin başında kalbî duygular gelmektedir, nefis ise, kalbi mâsiva ile doldurmak ister. Mü'minin yapması gereken; kalbi mâsivadan korumaktır. Kalbin, nefsinin arzuları ile dolu olduğu hâlde hacca niyetlensen, amaca ulaşamazsın, önce kalbi temizlemen gerekir…
Cüneyd–i Bağdâdî buyurdu ki:
"Ulu ve Yüce Allah, kullarının iki şeyi bilmelerini ister: Bunlardan biri, ubudiyetle, diğeri rububiyetle ilgili bilgilere sahip olmaktır. Bunun dışında kalan her şey, nefsin payından ibarettir."
 
Üst