Konuya cevap cer

Bu mektubunuzdaki sual ile ve en son yazılmış olan Otuzikinci Söz ile münasebet ve müşabehet nevinden bu defaki arîza-i cevabiyem üç vakfeli oldu.


Demek oluyor ki, Risale-i Nur manevî bir güneş, her bir Söz muhtelif kadirlerden nuranî yıldızlar ve Otuzikinci Söz üç mevkıfı ile bu yıldızların hepsinin üstünde parlayan ve enzar-ı dikkati hâh-nâhâh üzerlerine celbeden hâlis nurdan vücuda gelmiş birinci kadirden pek nurlu, erbab-ı imana gülümseyen, ahzab-ı dalalete haşmetle bakan, gözlerini kör eden, erbab-ı gafleti uyandıran pek haşmetli, çok nurlu birinci kadirden bir kevkeb-i nevvardır. Ne yapayım talebenizin dili bu kadar dönüyor. Yoksa bu sönük ifade o mübarek Sözler için sarf edilmek lâyık olmadığını biliyorum.


Bizden Üçüncü Maksad'ın tesirini sual buyuruyorsunuz. Biz Hakkı Efendi ile ittifaken deriz ki: İçindeki hakikatlar cerhedilmez, içinde lüzumsuz bir şey yok, zararlı bir kayıd mutasavver değil. Dikkatle dinleyenler, Allah tevfik verirse, imanını kurtarabilirler. Bu hakaikle Avrupa ehl-i dalaletine de meydan okunur, fikrindeyiz. Bu kabîl dalalet ve gaflette olanlar ya mübarezeden mağlub olurlar, ya ulviyeti hissedip tegayyüb ederler, yahut Ebu Cehil gibi hakikatı kabul etmemekte inad ederler veya dehşetlerinden kulaklarını kapayıp kaçarlar, fikir ve kanaat ve imanındayız. Sözler'i dinleyenlerin bir sükût-u mestî göstermeleri, izhar-ı hayret eylemeleri, kudretleri derecesinde takdiratta bulunmaları her halde düşündüğümüze kuvvet verir bir keyfiyettir. Ümid ve tahminimizi tasdik ediyor.



Hulusi



Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst