genc_kalem
Okumak,Yaþamaktýr
BAYRAM
-----------------------------------
Âfâk bütün hande, cihan başka
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!
Bayramda güler çehre-i ma'sûm-i sabâvet,
-----------------------------------
Âfâk bütün hande, cihan başka
Bayram ne kadar hoş, ne şetâretli zamandır!
Bayramda güler çehre-i ma'sûm-i sabâvet,
Ümmîd çocuk sûret-i sâfında iyandır
Her cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda;
Her dîdede bir rûh demâ-dem cevelândır.
Âlâm-ı hayâtın iki kat büktüğü ecsâd
Feyzindeki te'sîr ile âsûde revandır.
Ferdâ yı sükûn perveridir sâl-i cidâlin,,
Nevmîd düşen kalbe ümîd-âver-i candır.
Her cebhede bir nûr-i mücerred lemeânda;
Her dîdede bir rûh demâ-dem cevelândır.
Âlâm-ı hayâtın iki kat büktüğü ecsâd
Feyzindeki te'sîr ile âsûde revandır.
Ferdâ yı sükûn perveridir sâl-i cidâlin,,
Nevmîd düşen kalbe ümîd-âver-i candır.
Heycâ yı maîşetteki feryâd-ı mehîbin
Dünyâda biraz dindiği an varsa bu andır.
Subhunda bahârın şu sabâhat bulunur mu?
Bak çehre-i gabrâya:
Nasıl şen, ne civandır!
Her sînede bir kalb-i meserret darabanda,
Dünyâda biraz dindiği an varsa bu andır.
Subhunda bahârın şu sabâhat bulunur mu?
Bak çehre-i gabrâya:
Nasıl şen, ne civandır!
Her sînede bir kalb-i meserret darabanda,
Her kalbde bir âlem-i eşvâk nihandır.
Raksân oluyor cünbüş-i dûşiyle anâsır,
Gûya ki bütün sadr-ı zemin pür-galeyandır.
Raksân oluyor cünbüş-i dûşiyle anâsır,
Gûya ki bütün sadr-ı zemin pür-galeyandır.
Eşbahı da cûşân ediyor feyz-i mübîni,
Yâ Rab bu nasıl rûh-i avâlim-sereyandır!
Bayramda gelir yâ da ne hoş hâtıralar ki:
Bin ömre verilmez, o kadar kadri girandır,
Yâ Rab bu nasıl rûh-i avâlim-sereyandır!
Bayramda gelir yâ da ne hoş hâtıralar ki:
Bin ömre verilmez, o kadar kadri girandır,
Iydin bana dâim görünür levh-i kerîmi:
Mâzî-i tufûliyyetimin yâd-ı besîmi.
Birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi;
İkinci gün açılıp, sonra pek güzel gitti.
Mâzî-i tufûliyyetimin yâd-ı besîmi.
Birinci gün hava bir parça nâ-müsâiddi;
İkinci gün açılıp, sonra pek güzel gitti.
Dedim ki: "Fâtih'e çıksam yavaşça,
bir yanda Durup o âlemi seyreylesem de meydanda,
Ziyâret etsem ehibbâyı sonradan... Hoş olur.
Bütün gün evde oturmak ne olsa pek boştur.
"Bu arzû-yi tenezzüh gelince, artık ben Durur muyum?
Ne gezer! Fırladım hemen evden.
bir yanda Durup o âlemi seyreylesem de meydanda,
Ziyâret etsem ehibbâyı sonradan... Hoş olur.
Bütün gün evde oturmak ne olsa pek boştur.
"Bu arzû-yi tenezzüh gelince, artık ben Durur muyum?
Ne gezer! Fırladım hemen evden.
Gelin de bayramı Fâtih'te seyredin,
zîrâ Hayâle, hâtıra sığmaz o herc ü merc-i safâ,
Kucakta gezdirilen bir karış çocuklardan
Tutun da, tâ dedemiz demlerinden arta kalan,
Asırlar ölçüsü boy boy asâlı nesle kadar,
zîrâ Hayâle, hâtıra sığmaz o herc ü merc-i safâ,
Kucakta gezdirilen bir karış çocuklardan
Tutun da, tâ dedemiz demlerinden arta kalan,
Asırlar ölçüsü boy boy asâlı nesle kadar,
Büyük küçük bütün efrâd-ı belde, hepsi de var!
Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,
İçinde darbuka, deflerle zilli şakşaklar:
Biraz gidin: Kocaman bir çadır...
Önünde bütün,Çoluk çocuk birer onluk verip de girmek için
Nöbetle bekleşiyorlar.
Acep içinde ne var?"Caponya'dan gelen, insan suratlı bir canavar!"
Adım başında kurulmuş beşik salıncaklar,
İçinde darbuka, deflerle zilli şakşaklar:
Biraz gidin: Kocaman bir çadır...
Önünde bütün,Çoluk çocuk birer onluk verip de girmek için
Nöbetle bekleşiyorlar.
Acep içinde ne var?"Caponya'dan gelen, insan suratlı bir canavar!"
Geçin: Sırayla çadırlar. Önünde her birininDiyor:
"Kuzum, girecek varsa, durmasın girsin.
"Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir i'lân.
"Alın gözüm, buna derler... " sadâsı her yandan.
Alettirikçilerin keyfi pek yolunda hele:
Gelen yapışmada bir mutlaka o saplı tele.
Terâzilerden adam eksik olmuyor;
birisi İnince binmede artık onun da hemşerisi:
"Kuzum, girecek varsa, durmasın girsin.
"Bağırmadan sesi bitmiş ayaklı bir i'lân.
"Alın gözüm, buna derler... " sadâsı her yandan.
Alettirikçilerin keyfi pek yolunda hele:
Gelen yapışmada bir mutlaka o saplı tele.
Terâzilerden adam eksik olmuyor;
birisi İnince binmede artık onun da hemşerisi:
"Hak okka çünkü bu kantar...
Firenk icâdı gıramDeğil!
Diremleri dört yüz, hesapta şaşmaz adam.
"-Muhallebim ne de kaymak!
-Şifâlıdır ma'cun!Simid mi istedin ağa?
-Yokmuş onluğum, dursun.O başta:
Kuskunu kopmuş eyerli düldüller,
Bu başta: Paldımı düşmüş semerli bülbüller!
Firenk icâdı gıramDeğil!
Diremleri dört yüz, hesapta şaşmaz adam.
"-Muhallebim ne de kaymak!
-Şifâlıdır ma'cun!Simid mi istedin ağa?
-Yokmuş onluğum, dursun.O başta:
Kuskunu kopmuş eyerli düldüller,
Bu başta: Paldımı düşmüş semerli bülbüller!
Baloncular, hacıyatmazcılar, fırıldaklar,
Horoz şekerleri, civ civ öten oyuncaklar;
Sağında atlıkarınca, solunda tahtırevan;
Önünde bir sürü çekçek, tepende çiftekolan.
Öbek öbek yere çökmüş kömür çeken develer...
Ferâğ-ı bâl ile birden geviş getirmedeler.
Koşan, gezen, oturan, mâniler düzüp çağıran,
Horoz şekerleri, civ civ öten oyuncaklar;
Sağında atlıkarınca, solunda tahtırevan;
Önünde bir sürü çekçek, tepende çiftekolan.
Öbek öbek yere çökmüş kömür çeken develer...
Ferâğ-ı bâl ile birden geviş getirmedeler.
Koşan, gezen, oturan, mâniler düzüp çağıran,
Davullu zurnalı "dans!" eyleyen, coşup bağıran
Bu kâinât-ı sürûrun içinde gezdikçe,
Çocukların tarafındaydı en çok eğlence.
Güzelce süslenerek dest-i nâz-ı mâderle;
Birer çiçek gibi nevvâr olan bebeklerle
Gelirdi safa-i mevvâc-ı ıyde başka hayat...
Bu kâinât-ı sürûrun içinde gezdikçe,
Çocukların tarafındaydı en çok eğlence.
Güzelce süslenerek dest-i nâz-ı mâderle;
Birer çiçek gibi nevvâr olan bebeklerle
Gelirdi safa-i mevvâc-ı ıyde başka hayat...
Bütün sürûr ü şetâretti gördüğüm harekât!
Onar parayla biraz sallanırdılar...
Derken,Dururdu "Yandı!" sadâsıyle türküler birden.
-Ayol, demin daha yanmıştı â!
Onar parayla biraz sallanırdılar...
Derken,Dururdu "Yandı!" sadâsıyle türküler birden.
-Ayol, demin daha yanmıştı â!
Herif sen de...
-Peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de.
"Deniz dalgasız olmazGönül sevdasız olmaz,
Yâri güzel olanınBaşı belâsız olmaz!
-Peki kızım, azıcık fazla sallarım ben de.
"Deniz dalgasız olmazGönül sevdasız olmaz,
Yâri güzel olanınBaşı belâsız olmaz!
Haydindi mini mini mâşallahKavuşuruz inşallah... "
Fakat bu levha-i handâna karşı, pek yaşlı
Bir ihtiyar kadının koltuğunda, gür kaşlı,
Uzunca saçlı güzel bir kız ağlayıp duruyor.
Gelen geçen, bu niçin ağlıyor? diyor, soruyor.
Fakat bu levha-i handâna karşı, pek yaşlı
Bir ihtiyar kadının koltuğunda, gür kaşlı,
Uzunca saçlı güzel bir kız ağlayıp duruyor.
Gelen geçen, bu niçin ağlıyor? diyor, soruyor.
-Yetim ayol... Bana evlâd belâsıdır bu acı.
Çocuk değil mi?
"Salıncak!" diyor...
Kuzum, biraz bu da binsin...
Ne var sevâbına say...
Yetim sevindirenin ömrü çok olur...
Çocuk değil mi?
"Salıncak!" diyor...
Kuzum, biraz bu da binsin...
Ne var sevâbına say...
Yetim sevindirenin ömrü çok olur...
Hemen o kız da salıncakçının mürüvvetine,
Katıldı ağlamayan kızların, şetâretine.
Katıldı ağlamayan kızların, şetâretine.
Mehmet Akif Ersoy