Ayağa Kalkış Birlikte Olacak!
Bediüzzaman karıncalara da saygı gösterirdi
28 Kasım 2011 / 18:19
Öztürk bugünkü yazısında hayat sahibi varlıkların canlarına saygı ve özen göstermek üzerine örnekler verdi
Risale Haber-Haber Merkezi
Yeni Akit Gazetesi yazarı Hüseyin Öztürk bugünkü yazısında hayat sahibi varlıkların canlarına saygı ve özen göstermek üzerine örnekler verdi.
Öztürk "Karınca Hakkını Arayınca" başlıklı yazısında Bediüzzaman Hazretlerinin karıncaların yuvasının olduğu yere ev yapılmasına müsade etmemesini de örnek gösterdi.
İşte o yazının ilgili kısmı:
"Temiz bir vicdan ve temiz bir ruh sahibi insan odur ki, kendi canı başta olmak üzere, bütün canlıların insana bir emanet olduğunu bilir ve öyle hareket eder.
İşte Osmanlı döneminde karıncalar bile bu topraklarda yaşamaktan mutludur. Bilirler ki, hak aradıklarında hakları verilecektir.
İzleyenler görmüşlerdir, “Allah’ın Sadık Kulu” filminde de Bediüzzaman Hazretleri, karıncaların yuva yaptığı yere ev yapılmasına müsaade etmemiştir."
www.risalehaber.com
Cenâb-ı Hak buyuruyor: “Rabbinin rahmetini onlar mı taksim ediyorlar? Dünya hayâtında onların maîşetlerini aralarında Biz taksim ettik; birbirlerine iş gördürmeleri için kimini kimine derecelerle üstün kıldık. Rabbinin rahmeti, onların biriktirdikleri şeylerden daha hayırlıdır.” (Zuhruf, 32) |
Rasûlullah (sav) buyurdular: “Bir kimse, bir mü’minden dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyâmet gününde o mü’minin sıkıntılarından birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah Teâlâ da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir. Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter. Mü’min kul, din kardeşinin yardımında olduğu müddetçe, Allah Teâlâ da o kulun yardımındadır….” (Müslim, Zikr, 38; İbn-i Mâce, Mukaddime, 17) |
Muhacirler Medine’ye ilk geldikleri gün Ensâr, onları evlerinde ağırlamak için birbirleri ile yarışa girmişlerdi. Hattâ bu misafirleri paylaşamayarak aralarında kur’a çekmek zorunda kalmışlardı. Bu kardeşlik, her şeylerini Mekke’de bırakıp hayata sıfırdan başlamak üzere Medine’ye hicret eden Müslümanlarla, onlara kucak açan Ensâr’ın maddi ve manevi yardımlaşmalarını esas alıyordu. Muhacirlerin gariplik ve mahzunluğunu gidermeyi, onları Medine’ye ısındırarak Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik kuruldu. Ülkemizin doğusunda geçtiğimiz aylar da deprem oldu. Erciş Depremi hepimiz için bir imtihan vesilesidir. Kardeşlerimize gönüllerimizi ne kadar açabildik? Hiç düşündük mü? Muhacirler Medine’ye geldiklerinde Ensâr onlara gönül kapılarını açtılar. Ya biz kardeşlerimize gönül kapılarımızı açabildik mi? Onların dertleriyle dertlenebildik mi? Onlarla beraber üşüdük mü? Açlığımızı bastırabildik mi? Mevlana’nın Şems’ten öğrendiği gibi. Dünyada üşüyen bir insan varsa üşüyeceğiz, aç kalan varsa açlığı hissedeceğiz. Akşam olunca en çok çocuklar üşüyor. Evleri yıkılmış, çadırların içerisinde ısınmaya çalışan ama ısınamayan çocuklar! Onlar bizim kardeşlerimiz. Kardeşlerimizle ilgilenmek için birbirimizle yarışalım. Maddi ve manevi yardımlaşmalarımızı ihmal etmeyelim. Onların gariplik ve mahzunluğunu giderelim. Onları ısındıracak olan birlik ve beraberliğimizi sağlayalım. Gönül kapılarımızı sonuna kadar açalım. Gün bugündür. Görmemiz gerekeni görelim, almamız gerekeni alalım ve vermemiz gerekeni de verelim artık. (Editör, İki Gün Bir Değil) |
Her Güne Bir Esma-ül Hüsna (Allah’ın En Güzel İsimleri) el-Mü’min: Emniyet ve güven veren, inanan kullarını korku ve endişelerden emin kılan demektir. |
Kısa Günün Kârı Unutmayalım ki mü’min, hayır işlemeye doymaz ve bir hayrın şerefi de, geciktirilmeden, hemen yapılmasındadır. |
Lügatçe maîşet: Geçim. |
Bediüzzaman karıncalara da saygı gösterirdi
28 Kasım 2011 / 18:19
Öztürk bugünkü yazısında hayat sahibi varlıkların canlarına saygı ve özen göstermek üzerine örnekler verdi
Risale Haber-Haber Merkezi
Yeni Akit Gazetesi yazarı Hüseyin Öztürk bugünkü yazısında hayat sahibi varlıkların canlarına saygı ve özen göstermek üzerine örnekler verdi.
Öztürk "Karınca Hakkını Arayınca" başlıklı yazısında Bediüzzaman Hazretlerinin karıncaların yuvasının olduğu yere ev yapılmasına müsade etmemesini de örnek gösterdi.
İşte o yazının ilgili kısmı:
"Temiz bir vicdan ve temiz bir ruh sahibi insan odur ki, kendi canı başta olmak üzere, bütün canlıların insana bir emanet olduğunu bilir ve öyle hareket eder.
İşte Osmanlı döneminde karıncalar bile bu topraklarda yaşamaktan mutludur. Bilirler ki, hak aradıklarında hakları verilecektir.
İzleyenler görmüşlerdir, “Allah’ın Sadık Kulu” filminde de Bediüzzaman Hazretleri, karıncaların yuva yaptığı yere ev yapılmasına müsaade etmemiştir."
www.risalehaber.com