Son Şahitler'den Abdullah Yeğin anlatıyor:
(Bediüzzaman Said Nursi'nin) yanında, hizmetinde kaldığımız müddetçe otuz kuruş tayinat parasından başka da bir şey vermiyordu. Kimseden hediye kabul edemiyorduk. Bazan otuz kuruşa bir kilo un alır ve un çorbası yapardık.
Bir Kurban Bayramı'nda komşumuz Cafer Ağa kurban kesmişti. Israr etti, "Et getireceğim, kabul edin' diye.... Ben içimden "Üstad gücenir" diye kabul etmek istemedim. Fakat kalben "kabul etsem ne olur, bu bayramdır" diye düşünüyordum.
Bir müddet sonra Cafer Ağa, Üstad'ı gördü ve beni şikâyet etti. "Kurban payı veriyorum, almıyor" diye. Daha evvel Üstad, benim kalbimi okumuş ki, "Sana bayramda et kabul etmene müsaade ediyorum" demişti. Bu durum beni hem çok mahçup etmiş, hem de sevindirmişti.
VanAsyaNur
(Bediüzzaman Said Nursi'nin) yanında, hizmetinde kaldığımız müddetçe otuz kuruş tayinat parasından başka da bir şey vermiyordu. Kimseden hediye kabul edemiyorduk. Bazan otuz kuruşa bir kilo un alır ve un çorbası yapardık.
Bir Kurban Bayramı'nda komşumuz Cafer Ağa kurban kesmişti. Israr etti, "Et getireceğim, kabul edin' diye.... Ben içimden "Üstad gücenir" diye kabul etmek istemedim. Fakat kalben "kabul etsem ne olur, bu bayramdır" diye düşünüyordum.
Bir müddet sonra Cafer Ağa, Üstad'ı gördü ve beni şikâyet etti. "Kurban payı veriyorum, almıyor" diye. Daha evvel Üstad, benim kalbimi okumuş ki, "Sana bayramda et kabul etmene müsaade ediyorum" demişti. Bu durum beni hem çok mahçup etmiş, hem de sevindirmişti.
VanAsyaNur