Bediuzzaman ve Risale-i Nur Hizmeti-18-Kur'an Hattını Muhafaza

Zuhr

Talebe
Bismillâhirrahmânirrahîm,


18-Kur'an Hattını Muhafaza


Risale-i Nur hizmetinin ruhu ve esası kur'ana hizmettir. Hazreti Ustadın bu çerçevede son derece önem verdiği maksadlarından biride Kur'an hattına hizmet ve onu muhafaza etmek idi. O şöyle diyordu:

"Risale-i Nurun mühim bir vazifesi, alem-i İslamın ekseriyet-i mutlakasının yazısı ve hattı olan huruf-u arabiyeyi muhafaza etmektir."(osm.emirdağ lahikası 1 s.81)

Bediuzzaman Hazretleri "ahiret kardeşlerime mühim bir ihtar" başlıklı mektubunda nasıl Risale-i Nur talebesi olunabileceği hususunda şu sınırları çiziyordu:

"Risale-i Nura intisab eden zatın en ehemmiyetli vazifesi, onu yazmak ve yazdırmaktır ve intişarına yardım etmektir. Onu yazan veya yazdıran Risale-i Nur talebesi ünvanını alır. ve o ünvan altında her yirmi dört saatte benim lisanımla belki yüz defa bazan daha ziyade hayırlı dualarımda ve manevi kazanclarımda hissedar olmakla beraber benim gibi dua eden kıymettar binler kardaşların ve Risale-i Nur talebelerinin dualarına ve kazançlarına dahi hissedar olur" (osm.kastamonu lahikası s.35)

Ustad Hazretleri tarafından yapılan " nur talebesi" tarifindeki bu ayrıntıları, Hazret ali r.a. efendimiz de aynı paralelde farklı ifadelerle teyid ettiğini 18.lemadaki şu satırlarda görmekteyiz:

"Hazreti imam-ı Ali r.a. huruf-u ecnebiyi ( latin harflerini) İslamlar içinde kabul ettirmek hadisesi ile ulema-ı suin bid'alara yardımlarından teessufle bahs edib, o iki hadise ortasında irşadkarene bazılarından bahs ediyor ki o sekine olan ism-i azam ile ecnebi hurufuna karşı mukabele ediyor ve hem ulemayı suya karşı muhalefet ediyor. işte bu zamanda o adamlar Risale-i Nur şakirdleri ve naşirleri oldukları şübhesizdir. çünkü onlardırkii hattı kur'anı muhafaza ediyorlar ve bid'akar bir kısım ulemalara karşı mukavamet ediyorlar" (osm.s.tasdik-i gaybi s.137)

bir nur talebesi, bizzat Ustadı tarafından beyan edilen ve

" hattı Kur'anın tebdiline karşı, Kur'an şakirdlerinin bütün kuvvetleriyle hattı Kur'anı muhafazaya çalışması" (osm.mektubat s.278)

gerekdiğine işaret eden bu emsal ifadeleri, nazar-ı dikkat ve imtisalinden uzak tutabilirmi?
Hazret Ustadın hayatda olduğu sürece hiç aksamadan aynen devam etmiş olan yazı hizmetini ve hattı kur'anı muhafaza hedefini onun vefatından sonra bir ayrıntı ve hususi bir kemal gibi görmek.. münferid, ındi beyanlarla bu hizmeti bir kısım nur talebelerine mahsus güzel bir gayretkeşlik olarak göstermeye çalışmak doğru bir değerlendirme olabilirmi? halbuki Ustad, Risale-i Nurun ehl-i hakikate baki bir rehber ve layemut bir mürşid olduğunu beyan ederken talebelerine asıl muracaat kaynağı olarak Risale-i Nurları göstermekte

"benimle hakikat meşrebinde sohbet etmek ve görüşmek isteyen adam hangi risaleyi açsa benimle değil hadim-i Kur'an olan Ustadıyla görüşür ve hakaik-i imaniyeden zevkle bir ders alabilir" (osm.kastamonu lahikası s.36)

buyurmaktadır. Öyle ise sıhhatı muhakaşalı nakillerde mutlak referans Ustadın bizatihi kendi ifadeleri olmalı prensib itibariyle Risale-i Nurlarla tenakuza düşmeyen ifadeler makbulumuz olmalıdır. Kimsenin rivayeti asrın imamının kendi sözünden daha muteber değildir. Risale-i Nur gibi asrın hizmet proğramını muhtevi layemut bir eserde bahsi geçen her hangi bir mezu', gerekçesi ne olursa olsun asılsız bir maslahata binaen söylenmiş kabul edilirse, bu kabulun Hazret-i Ali r.a. efendimize nisbet edilen takiyye istadından hiç bir farkı yoktur. Böyle kahraman-ı İslam ve ehl-i imanın rehberi olan bir zatı, aslında kabul etmediği beyanlarla muttasıf görmek, ona muahbbet değildir o çeşit muhabbetten Hazret Ustadda teberri eder.

Halbuki Bediuzzaman Hazretleri huruf-u Kur'aniyeyi muhafaza hizmetini o kadar önemsiyorduki yazdığı mektubunda bile talebelerine
“esselamu aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü biadedi hurufat-ı rasailinnurilleti ketebtüm ve tektübüne” yani

"Risale-i Nurdan yazdığınız ve yazmakda oldğunuz harflerin sayısınca Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun"(osm.kastamonu lahikası s.98)

diye selam veriyor bu vesile ile dahi onları yazmaya teşvik ediyordu. işarat-ı kur'aniye bahsinde otuz uç ayetten bir olarak

"femsehu bivucuhiküm ve eydiküm cümlesinin iması ve remzi ile o menbaıdan gelen nura (Risale-i Nura) yüzünüz ile müteveccih olub mutalaa ve istifade ediniz. ve ellerinizde kalemlerle neşr edib halkları sukut-ı ahlakdan suuda ve terakkiye çıkmalarına çalışınız" (osm.s.tasdik-i gaybi s.92)

ifadeleri yazı hizmetinin hakikatte ne olduğuna nasıl anlaşılması lazım geldiğine gaybi bir tasdik sikkesidir.


سُبْحَانَكَلاَعِلْمَلَنَاۤاِلاَّمَاعَلَّمْتَنَااِنَّكَاَنْتَالْعَلِيمُالْحَكِيمُ

el Fatiha



 
Üst