Bünyamin Duran
Prof. Dr., Dumlupınar Üniversitesi, Bilecik İİB Fakültesi Öğretim Üyesi
Cemaatin varyantlarından birinin “bin Muhakemat okuma” seferberliği başlattığını duydum. Bunu bana anlatan bir yakınım kendi oğlunun da bu seferberliğe iştirak ettiğini, gece gündüz Muhakemat okuduğunu, bu yolla zamanın müdakkik bir âlimi olmayı düşündüğünü birazda kızarak anlatıyordu. Aynı yakınım bu cemaatte son derece rafine “şakirtler”in katıldığı “çok özel” Muhakemat derslerinin yapıldığını da anlattı. Yıllarca “Risaleleri” okumasına rağmen bu olayın mantığını anlayamadığını vurguluyor, “böyle saçma şey olmaz” diye olaya kendince kızıyordu.
Bana göre bu olay son derece normaldi. Çünkü Nur Talebeleri sıradan bireylerin standardının çok üzerinde duygu ve eğilime sahip insanlardı. Bin Muhakemat da onbin Muhakemat da okuyabilirdi. Ancak bu yöntem ne kadar “hikmet”e uygundu. Üstadın arzu ettiği “şakird” bu tip bir şakirt mi idi? Tartışılması gereken konu olayın bu cephesidir.
Burada hemen şunu vurgulamalıyım ki, bu “fart fıtrat”a ve hissiyata sahip insanları “normal” bilgi düzeyleriyle tatmin etmek mümkün değildir. Risaleleri on defa, yirmi defa okumuş, mesela otuz senedir yaklaşık her gün sohbetlere iştirak etmiş, duyguları, muhakeme gücü, olaylara bakış açısı alabildiğine gelişmiş bir insanın sıradanın dışında çok farklı şeylere ihtiyacı olmalıdır. Entellektüel merak ve tecessüsü alabildiğine canlı ve duyarlı olmalıdır. Böyle bir formasyona sahip insanlar ise sürekli “farklı” ve “orijinal”in peşinde olacaktır. Bu orijinalliği veya farklılığı bulamadığı zaman kendi kendine orijinallikler ve farklılıklar geliştirme arayışına girecektir. Bana göre bu farklılık arayışı söz konusu cemaatta “bin Muhakemat okuma” veya iç bünyede yepyeni “ritüeller” (şahsa özel Muhakemat dersi gibi) geliştirmede aranmaktadır.
Gerçekten yıllar yılı kitap okuya okuya, çok farklı insanların sohbetini dinleye dinleye insanların (şakirtler) zihinlerinde önemli bir birikim oluşmakta, beyinde çok sayıda “dosya açılmakta”dır. Aynı bilgilerin tekrarı durumunda dosyalar birçoğu doldurulamamakta, belli ölçüde boş kalmaktadır. Bunun doldurulması için de hikmete uygun olmayan yollara başvurabilmektedir.
Beyinlerdeki boş dosyaların doldurulabilmesi ve bu yolla daha faydalı bilgilerin üretilebilmesi için benim önerim Risalelerden diğer külliyatlara kanallar açmaktır. İman ve ahlak konularında da-ha da derinleşmek isteyenler Gazali’nin İhya’sına, el-İktisad fi’l-İ’tikad’ına; tasavvuf konusunda derinleşmek isteyenler İmam-ı Rabbanî’nin Mektubatı’na, İbn-i Arabî’nin Füsus’una; kelami konularda derinleşmek isteyenler Eş’ari’nin, Şehristani’nin, Cüveyni’nin, Gazali’nin, Fahreddin-i Razi’nin, Cürcani’nin , Taftazani’nin kitaplarına; felsefi konuda derinleşmek isteyenler de İbn-i Sina ve İbn-i Rüşd gibi filozofların külliyatına yönelmelidir. Risaleleri eksen alıp, diğer külliyatı da incelediğinde hem boş dosyaların doldurulması, hem de önemli bir birikimi yeniden değerlendirme söz konusu olacaktır. Elinizdeki bu çalışma bu düşünce istikametinde gerçekleştiril-miş bir başlangıç sayılmalıdır. Bediüzza-man’ın Risalelerinden sadece Gazali’nin Külliyatına bir kanal açma denemesidir. İnşaallah bu konuda daha ayrıntılı çalışmalar yapma niyetindeyiz.