Konuya cevap cer

Gazali’nin düşünce sistemi 


     Gazâlî’nin düşünce sistemini analize başlamadan önce O’nun  bilgiye ulaşma yöntemi üzerinde kısaca durmakta fayda vardır.



     Gazâlî bilgiye ulaşırken ilk olarak incelenmesi gereken  kaynakları  her hangi bir rezerv koymadan incelemeyi önerir. Kendisi de metod   olarak bu ilkeyi uygular. İncelemeyi de sathi ve yüzeysel olarak değil,   derinliğine yapar. Ayrıca sadece belli bir bilimsel disiplini değil  tersine o  disiplinle ilişkili çok sayıda disiplini ayrıntılı bir  şekilde ele alır. Bu  konudaki yöntemini ünlü eseri el-Munkız’dan  izleyelim:



     “Evvelâ ilmi kelâma başladım. Onu lâyıkıyle öğrendim. Özüne  vâkıf  oldum. Bu ilimde “Muhakkik” sayılan kimselerin kitaplarını mütalâa  ettim.  Arzu ettiğim konulara dair kitap tasnif ettim. Gördüm ki bu ilim  kendi gayesini  temine kâfi geliyor. Fakat benim maksadımı temin  edemiyor.” (Gazâlî,199O,s.24)



     “...İlm-i Kelamı bitirdikten sonra felsefeye başladım. Şunu  kesin  olarak anladım ki bir ilme son haddine vâkıf olmıyan kimse o ilimdeki   bozukluğa vâkıf olamaz. O derece vâkıf olmalı ki o ilimde en büyük  sayılan  kimseye eşit olmakla kalmayıp onun derecesini geçmeli ve onun  kavrayamadığı  derin noktaları ve gaileleri kavramalıdır. Ancak o zaman o  ilmin fâsit olduğuna  dair iddiası doğru olabilir. Mütekel-limînin  kitaplarında felsefecileri  reddettikleri yerlerde onlardan aldıkları  sözlerin hep vuzuhsuz, perişan,  tenakuz ve fesatla dolu olduğunu  gördüm.



     “Anladım ki, bir mezhebi iyice anlamadan, özüne vâkıf olmadan   reddetmek karanlığa kubur sıkmak gibidir. Bu se-beple felsefe tahsiline   ciddiyetle sarıldım. Bu bapta yazılmış kitapları bir üstaddan yardım  görmeğe  muhtaç olmadan mütalaya koyuldum. Şer’î ilimleri tedris ve  tasnifinden boş  kaldığım saatlerde buna çalıştım. O sıralarda Bağdat’ta  üç yüz talebeye ders  veriyordum. Cenab-ı Hak, boş zamanlarımdaki bu  mütalâalarla iki seneden az bir  vakitte beni bu ilimlerin en son  haddine muttali kıldı. İlmi tamamiyle  anladıktan sonra bir sene kadar  da daimî surette onu düşündüm, tekrarladım,  derinliklerine daldım.  Nihâyet oradaki aldatmalara, tezvirlere, hakikat ve  hayallere şek ve  şüpheye mahal kalmıyacak surette vâkıf oldum.”  (Gazâlî,199O,s.25-26)



     Dikkat edileceği gibi Gazalî hem kelâm ilmini hem de felsefe   ilmini yeniden ele almakta bu konularda yüksek bir formasyon elde  etmektedir.  Zaten Ona göre bir doktrini eleştirebilmek için o doktrini  geliştiren veya  savunan düşünürler hatta onlardan daha fazla bilgi  sahibi olmak gerekir, bu  düzeyde bilgi sahibi olmadan herhangi bir  düşünceyi eleştirmeye kalkmak doğru  değildir.



     Düşünür gerçekten sadece hayatın belli alanlarına ilişkin  bilimsel  disiplinlerle ilgilenmemekte, psikolojiden felse-feye tüm insan   alanlarını kapsayacak bir çalışma içinde bulunmaktadır. Aynı şe-kilde  insanların  davranışları, inançları, gelenekleri gibi insanla ilgili  faaliyette bulunan her  yaklaşımı, görüşü ve doktrini derinlemesine  incelemektedir.



     “Yirmi yaşıma basmadan evvelki günlerimden beri (şimdi elli   yaşımın üzerindeyim) karşılaşmış olduğum her açık ve kesin fikri ve  inancı  araştırmakdan kendimi alamadım. İçeriğini araştırmadan  edemediğim hiçbir  batınilik kalmadı. Ana fikrini, özünü araştırmadan  edemediğim hiç bir edebî  eser, felsefesinin esasını araştırmadan  edemediğim hiç bir filozof, diyalektik  ve ilâhi-yatçılığının amacını  tahkik etmeden geçemediğim hiç bir ilâhiyatçı,  içindeki sırrı anlamadan  geçemediğim hiç bir sufi, ateizm ve zındıklığının  sebebini  araştırmadan edemediğim hiç bir ateist ve zındık kalmadı. İlk gençlik   yıllarımdan beri ruhumda sürdürülemeyen böyle bir araştırma arzusu  vardı. Bu  insiyak ve mizaç hiç bir tercihim (ihtiyarım) olmadan Allah  tarafından içime  sokulmuştu.” (Gazâlî, 1990, s. 14)



     Gerçekten Gazalî bilim ve düşünce adamının her türlü  yapaylıktan,  yüzeysellikten, önyargıdan, bağnazlıktan ve şartlanmışlıktan  kurtularak  objektif, re-zervsiz, belli bir ideolojinin şemalarına takılıp   kalmadan araştırma yapması gerektiğini önerir. Bu yöntem doğal olarak  çağları  aşan bir yöntemdir. Aynı şekilde önemli bir İslam düşünürünün  insanlığa değerli  bir armağanıdır.



     Gazalî geliştirdiği ilkeleri sadece spekülasyon düzeyinde  bırakmamış, bunları hayatında da uygulamaya koymuştur.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst