Konuya cevap cer

En yararlı olanı yapmak (aslah) Allah’a vacip değildir 


        Mu’tezile ve Felasife’nin üzerinde durduğu önemli bir konu da   Allah’ın en yararlı ve hayırlı olan şeyi yapmak zorunda olduğu  doktriniydi.  Gazalî diğer Eş’ari ve Marturidî düşünürler gibi bu  yaklaşımın doğru olmayacağı  inancındaydı. O’na göre Allah kulları  hakkında dilediğini yapardı. Kullar için  menfaatlı olanı yapmak da  dâhil hiçbir şey Allah’a vacip değildi. Çünkü Allah  hakkında zorunluluk  (vücub) düşünülemezdi. Allah, yaptığından sorumlu olamazdı.   Yaptığından sorumlu olan sadece yaratıklardı.



        Gazalî bu konuda son derece çarpıcı bir örnek veriri:  “Farzedelim  ki, müslüman olarak ölen bir çocuk ile bâliğ bir kimse arasında,   âhirette bir münazara ve münakaşa vâki olsun. Bâliğin derecesi çocuğa  nazaran  daha yüksektir. Zira baliğ, bülûğa erdikten sonra iman etmiş,  ibadetleri yerine  getirmek hususunda pek çok zahmete katlanmıştır.  Mu’tezileye göre, bâliğe, daha  yüksek bir derecenin verilmesi Allah’a  vaciptir. Bunun üze-rine çocuk ‘Yâ Rabbi!  Bunun derecesini neden  benimkinden daha yüce yaptın?’ der. Karşılık olarak  ‘Baliğ oldu,  ibadetlerde bulundu da ondan’ denilir. O zaman çocuk şunları söyler   ‘Beni küçükken öldüren sensin. Madem ki, kulların için (Mu`tezile’nin  inancına  göre) en yararlı olanı yapmak sana düşen bir vazifedir; o  halde neden hayatım  baliğ olup çalışabileceğim bir müddete kadar  uzatmadın? Uzun ömür vermek  suretiyle bu faziletleri baliğe ihsan ettin  de benden esirgedin? Bu, adalete  aykırı düşmez mi?’ Allah Teâlâ’da  şöyle buyurur: `Ben senin bâliğ olduğunda bana  ortak koşup isyan  edeceğini biliyordum. Bu yüzden de senin için en faydalı olan  daha  çocukken ölmendi.”



        “Bu, Mu`tezile’nin Allah namına beyan ettiği özürdür. Fakat,  Allah  bu—haşâ—özrü beyan buyurduğu zaman, kâfirler cehennemin en alt   tabakalarından bağrışmaya başlayarak şöyle derler: ‘Ey rabbimiz! Acaba  baliğ  olduğumuz zaman sana şirk ve ortak koşacağımızı bilmez miydin?  Neden bizi,  küçükken öldürmedin? Biz şimdi müslüman çocuktan çok daha  aşağı derecelere  razıyız. Bizi buradan çıkar!” (Gazalî, c.I, s. 348).



        Mu’tezilenin iddia ettiği gibi Allah’ın en iyiyi yaratma  konusunda  zorunlu olduğu söylenemez, ancak Allah Kur’an’da kendisini “hakîm”   olarak tanıtmakta, yaptığı işleri hikmetle yapmaktadır. Buna göre İlahî  fiiller  en güzel ve en faydalı fiiller olmaktadır. Bu iki yaklaşım  arasında önemli bir  fark mevcuttur. Daha sonra modern filozoflardan  Descartes, Leibniz ve Bayle gibi  düşünürleri de önemli ölçüde meşgul  eden bu konu ilave çalışmalara muhtaçtır.  Müstakil bir çalışmada  ayrıntılı bir şekilde bu konu üzerinde durma  niyetindeyiz.


Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Üst