“Ben senin kayıp parçanım, Sense benim evim.”

NİSANUR

Well-known member
[h=6] [/h][h=6].[/h][h=6]Bir adamın kemalini görmek isterseniz, etrafındaki kadınlara bakın. Onlara nasıl muamele ediyor? Onlarla uyumu nasıl? Onları ne kadar dinliyor, ne kadar anlıyor, ne kadar seviyor, değer veriyor? Bunun için sadece eşi olmaları şartı da yoktur. Bir erkek etrafında bulunan, hayatına temas eden, akrabası olsun-olmasın tüm kadınlara karşı hayırlı ise, Peygamberi’nin sünnetini yerine getiriyor demektir. Çünkü o “En hayırlınız kadınlarına karşı hayırlı olanınızdır” demiştir. Burada nisa kelimesi kullanılmış, ezvac kelimesi kullanılmamıştır. Bu da gösterir ki, kasıt sadece eşler değildir. Üstelik hayırdan murat, sureta bir iyilik de değildir. Hakiki bir marifet ve muhabbettir. Bir erkek karşısındaki kadının eksikliğini gördüğü nispette, kendi eksikliğini de görmelidir. Onlar ancak birbirlerinin eksiklerini tekmil ederek kamil olabilirler. Bunun için Kitap’ta “Mümin erkekler ve mümin kadınlar birbirlerinin velisidir” denilmiştir. Burada da anlam eşler denilerek sınırlandırılmamış, ayrıca velilik sıfatı, koruma kollama, gözetme, yol gösterme sadece kadına, yahut sadece erkeğe atfedilmemiştir.[/h][h=6][/h][h=6]Kadınlar acizdir, zayıftır, kırılgandır. Doğa da öyle. Kadın doğurgandır. Doğa da öyle. Kadın güzeldir, doğa da öyle. Modern dönemde insanın doğayla savaşı, kadınla savaşına paralel gitmiştir. İnsan doğayı ele geçirmek istemiş ve onu zorlamıştır. Kadını da öyle. Doğa insana kısmen boyun eğmiş kısmen de felaketlerle ona cevap vermiştir. Kadın da öyledir. Kadın da doğa gibi cebbarlardan sessiz-sakin intikam alır. Kadın da doğa da ele geçirilmeye gelmez, küser, sırlarını göstermez. O ikisiyle de barış ve selamla yaşanmalıdır.[/h][h=6][/h][h=6]Erkek kadını iki şekilde sever dedik. İlki kadında Onu müşahede ile, ki bu aşkla sevmeyi netice verir. Bu sevgi yukarıya doğrudur. Zira görülen O’dur. Ona layık sevgi de aşktır, incizaptır. Bu aşk tecelligaha yönelerek kendini izhar eder. İkincisi ise Hakk’ın insanı sevmesi gibidir ki, bu da şefkattir. Bu aşağıya doğrudur. Erkek bu durumda kadını kendi parçası gibi görür. Sevdiği kadın kendisinin uzantısı, kayıp parçası gibi gördüğü kadındır. Ona zulüm kendine zulümdür. Bu yüzden kadın erkek ilişkisinde şefkat, erkeğe düşen paydır. Aşk, şefkat burcunda tezahür eder.[/h][h=6]. [/h][h=6]Kadın da erkeği iki şekilde sever, biri onun vatanıdır, aslıdır. Bu yüzden kadın, kimin yanında en çok kendi gibi olabiliyorsa onu sever. Erkek kadının evidir. İçinde yanında her hal ve şartta rahat ettiğidir. Bu insanın Hakk’a olan sevgisine benzer. O zaman kadın aşıktır. Çünkü bu aşağıdan yukarıya bir sevgidir. Bir incizaptır. Zira görülen O’dur. Burada kadın görünenin yani erkeğin ardına, hakikate bakmaktadır. İkincisi yine aşağıdan yukarıya bir sevgidir, zira erkek kadının üzerine yağan rahmetin, emniyetin, rububiyetin bir aynasıdır. Bu durumda kadın erkeği vefa ile sever. Kadın erkek ilişkisinde kadının payına düşen şey vefadır. Aşk, vefa burcunda tezahür eder. Bu durumda kadın görünene, sebebe, yani erkeğe bakmaktadır.[/h][h=6].[/h][h=6]Mona İslam[/h]
 
Üst