'' Bende aşık olmak istiyorum ...'' diyen tüm nefislere bu yazıya kulak kabartmalarını tavsiye ediyorum .
...Eğer aşk sadece bir başkasını sevmek ise , neden aşıklar sevilip sevilmediklerinden endişe duyuyorlar ? Ya da diğerini ilgisinin azaldığında aşkın şiddeti neden düşüyor.
Aşık olan insan , aşık olduğu kişi için '' beni bugün arayacak mı acaba ? '' diye endişeleniyorsa , kimse , aşk, ötekisini çılgınca sevmektir diye iddia edemez. Karşılıksız sevmek sadece anne-babalara özgüdür ve bunun adı da zaten aşk değil , şefkattir.Aşkı besleyen karşılık bulmasıdır.
Peki insan neden aşık olur ?
İnsanı en çok inciten , ruhunu daraltan temel acının , insanın kendisini değersiz hissetmesi olduğu kanaatindeyim . Aşk da tam burada dervreye giriyor . Kişiler kendilerini değerli hissetmek için , zamanımızda en çok aşka sığınıyor ve aşkı kurtarıcı olarak görüyor.İlginç bir şekilde bir kuratarıcı gibi sarılınan aşk , kendisinden bekleneni veremediğinden ve kesinlikle veremeyeceğinden , temel bir insani acıya dönüşüyor.Özellikle terkedilen insanlar yada aşklarına karşılık bulamayan insanlar yada kendilerine kimsenin aşık olmadığına inanan insanlar kendilerini değersiz hissetmeye başlıyorlar .
Aşık olan kimse , aşık olduğu kişiye veya aşık olmak potansiyeli olan kişiye bağımlı hale gelir . Kişi kendisini değerli kılmak için öteki insana bağımlıdır.Kişi kendisini kutsayan seslerin olmadığı bir yerde yaşayamaz.Bugün Amerika'da ve bir bütün olarak Batı da insanların özgür ve bireyci oldukları iddiası , psokolojik anlamda bir yalandır.Ben onları daha ziyade '' yanlız yaşayan fakat pskolojik açıdan ötekine bağımlı insanlar '' olarak görüyorum.Çünkü narsistleşen benlikler varolabilmek için ötekinin takdirine , ilgisine, hoş sözlerine muhtaçtır.Kişiler kendi büyüklenmeci benliklerini başkalarının aynasında dev görüntüleri olduğunda ancak kendilerini var hissedebilmektedirler.
Demek insanın değerli olduğunu hissetmeye ve değer verilmeye , sevilmeye ihtiyacı var . hemde mutlak surette . Bunu , kendisi gibi sonsuz sevilme ihtiyacı olan başka insanlar üzerinden karşılamaya çalışmak ise bir çelişkidir ve nafile bir çabadır.
Mustafa Ulusoy'un bir röportajından alıntıdır.
İnsan ancak Mutlak bir varlık tarafından sevildiğinin farkına vararak bu ihtiyacını karşılayabilir.
Peki böyle bir ilgi/sevgi varmıdır .?
İnsan madem kainatta var olmayan birşeye muhtaç olamaz. Demek ki mutlak manada ilgi-sevgi gibi ihtriyaçlarımızın vücudu bize Mutlak manada ilgi-sevgi gösterildiğinin bir delilidir.
...Eğer aşk sadece bir başkasını sevmek ise , neden aşıklar sevilip sevilmediklerinden endişe duyuyorlar ? Ya da diğerini ilgisinin azaldığında aşkın şiddeti neden düşüyor.
Aşık olan insan , aşık olduğu kişi için '' beni bugün arayacak mı acaba ? '' diye endişeleniyorsa , kimse , aşk, ötekisini çılgınca sevmektir diye iddia edemez. Karşılıksız sevmek sadece anne-babalara özgüdür ve bunun adı da zaten aşk değil , şefkattir.Aşkı besleyen karşılık bulmasıdır.
Peki insan neden aşık olur ?
İnsanı en çok inciten , ruhunu daraltan temel acının , insanın kendisini değersiz hissetmesi olduğu kanaatindeyim . Aşk da tam burada dervreye giriyor . Kişiler kendilerini değerli hissetmek için , zamanımızda en çok aşka sığınıyor ve aşkı kurtarıcı olarak görüyor.İlginç bir şekilde bir kuratarıcı gibi sarılınan aşk , kendisinden bekleneni veremediğinden ve kesinlikle veremeyeceğinden , temel bir insani acıya dönüşüyor.Özellikle terkedilen insanlar yada aşklarına karşılık bulamayan insanlar yada kendilerine kimsenin aşık olmadığına inanan insanlar kendilerini değersiz hissetmeye başlıyorlar .
Aşık olan kimse , aşık olduğu kişiye veya aşık olmak potansiyeli olan kişiye bağımlı hale gelir . Kişi kendisini değerli kılmak için öteki insana bağımlıdır.Kişi kendisini kutsayan seslerin olmadığı bir yerde yaşayamaz.Bugün Amerika'da ve bir bütün olarak Batı da insanların özgür ve bireyci oldukları iddiası , psokolojik anlamda bir yalandır.Ben onları daha ziyade '' yanlız yaşayan fakat pskolojik açıdan ötekine bağımlı insanlar '' olarak görüyorum.Çünkü narsistleşen benlikler varolabilmek için ötekinin takdirine , ilgisine, hoş sözlerine muhtaçtır.Kişiler kendi büyüklenmeci benliklerini başkalarının aynasında dev görüntüleri olduğunda ancak kendilerini var hissedebilmektedirler.
Demek insanın değerli olduğunu hissetmeye ve değer verilmeye , sevilmeye ihtiyacı var . hemde mutlak surette . Bunu , kendisi gibi sonsuz sevilme ihtiyacı olan başka insanlar üzerinden karşılamaya çalışmak ise bir çelişkidir ve nafile bir çabadır.
Mustafa Ulusoy'un bir röportajından alıntıdır.
İnsan ancak Mutlak bir varlık tarafından sevildiğinin farkına vararak bu ihtiyacını karşılayabilir.
Peki böyle bir ilgi/sevgi varmıdır .?
İnsan madem kainatta var olmayan birşeye muhtaç olamaz. Demek ki mutlak manada ilgi-sevgi gibi ihtriyaçlarımızın vücudu bize Mutlak manada ilgi-sevgi gösterildiğinin bir delilidir.