Ana sayfa
Forumlar
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Blog
Neler yeni
Yeni mesajlar
Son aktiviteler
Giriş yap
Kayıt ol
Neler yeni
Ara
Ara
Sadece başlıkları ara
Kullanıcı:
Yeni mesajlar
Forumlarda ara
Menü
Giriş yap
Kayıt ol
Install the app
Yükle
Forumlar
Tasavvuf
Ehli Sünnet Tarikat ve Cemaatler
Beşinci Mektup
JavaScript devre dışı. Daha iyi bir deneyim için, önce lütfen tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya
alternatif bir tarayıcı
kullanmalısınız.
Konuya cevap cer
Mesaj
<blockquote data-quote="Ahmet.1" data-source="post: 520736" data-attributes="member: 1040028"><p><strong><em><p style="text-align: center"><span style="font-family: 'Times New Roman'"><span style="font-size: 22px">Beşinci Mektup</span></span></p><p></em></strong><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222">ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍِﻻَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ</span></span></span></p><p><u><span style="font-family: 'Arial'">Hertürlü noksan sıfattan uzak Allah'ın adıyla. - "Hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor olmasın." (İsrâ sûresi, 17/44)</span></u></p><p></p><p><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Silsile-i Nakşî'nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A) Mektubat'ında demiş ki:"Hakaik-i imaniyeden bir mes'elenin inkişafını, binler ezvak ve mevacid ve keramata tercih ederim."</span></span></em></strong></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Silsile-i Nakşî: Nakşi silsilesi, Nakşi tarikatı yolu.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İnkişaf: Açılma, meydana çıkma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Ezvak: Zevkler</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Mevacid: Kalbe zevk veren haller.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Keramat: Allah’ın(cc) veli(ermiş) kullarında görünen Allah vergisi olan harika ve</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Olağanüstü durumlar ve hareketler.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-size: 12px"><span style="font-family: 'Arial'">Hem demiş ki: "Bütün tarîklerin nokta-i müntehası, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır."</span></span></em></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Tarîk: yol.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Nokta-i münteha: Son nokta, en son nokta.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Vuzuh: Açıklık, anlaşılırlık, netlik.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">İnkişaf: Açılma, meydana çıkma.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem demiş ki: "Velayet üç kısımdır: Biri velayet-i suğra ki, meşhur velayettir. Biri velayet-i vustâ, biri velayet-i kübradır. Velayet-i kübra ise; veraset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikata yol açmaktır."</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Velayet: Velilik, ermişlik, dinde üstün derecede manevi olgunluk.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Velayet-i suğra: En küçük velilik(ermişlik) derecesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Velayet-i vustâ: Orta velilik(ermişlik) derecesi.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Velayet-i Kübra: En büyük ve yüksek velilik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Veraset-i nübüvvet: Peygamberlik varisliği(peygamberin gaye edindiği anlayış yaşayış biçimini benimseyip gaye edinme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tasavvuf: Kalbi dünyanın geçici işlerinden ayırıp Allah’a(cc) döndürmek, kötü ahlaklardan temizlenip güzel ahlakları kazanma ve din duygularını geliştirme yolu.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Hem demiş ki: "Tarîk-i Nakşî'de iki kanat ile sülûk edilir." Yani: Hakaik-i imaniyeye sağlam bir surette itikad etmek ve feraiz-i diniyeyi imtisal etmekle olur. Bu iki cenahta kusur varsa, o yolda gidilmez. Öyle ise tarîk-ı Nakşî'nin üç perdesi var:</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tarîk-i Nakşî: Nakşi tariki, nakşibendi denilen tarikat yolu.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Birisi ve en birincisi ve en büyüğü: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Doğrudan doğruya hakaik-i imaniyeye hizmettir ki, İmam-ı Rabbanî de (R.A.) âhir zamanında ona sülûk etmiştir.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sülûk: Girip izleme.* Manevi olarak ilerleyip yükselme.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>İkincisi: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Feraiz-i diniyeye ve Sünnet-i Seniyeye tarîkat perdesi altında hizmettir.</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Feraiz-i diniye: Dinin farzları, İslam dinindeki farz(kesin) emirler.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sünnet-i Seniye: Peygamberimizin(asm) yüksek ve değerli sünneti</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tarîkat: Yol, manevi terbiye yolu.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px"><strong>Üçüncüsü: </strong></span></span></em></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Tasavvuf yoluyla emraz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalb ayağıyla sülûk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vâcib, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir. </span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tasavvuf: Kalbi dünyanın geçici işlerinden ayırıp Allah’a(cc) döndürmek, kötü ahlaklardan temizlenip güzel ahlakları kazanma ve din duygularını geliştirme yolu.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Emraz-ı kalb: Kalb hastalıkları.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İzale: Giderme, ortadan kaldırma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Sülûk: Girip izleme.* Manevi olarak ilerleyip yükselme.</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">Madem hakikat böyledir; ben tahmin ediyorum ki: Eğer Şeyh Abdülkadir-i Geylanî (R.A.) ve Şah-ı Nakşibend (R.A.) ve İmam-ı Rabbanî (R.A.) gibi zâtlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarfedeceklerdi. Çünki saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız Cennet'e gidemez, fakat tasavvufsuz Cennet'e giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır. Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise Cenab-ı Hakk'ın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaika çıkılacak bir yol bulunsa; o yola karşı lâkayd kalmak, elbette kâr-ı akıl değil...</span></span></em></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Himmet: Gayret, çalışma, çaba.* Yardım.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Akaid-i İslâmiye: İslam dinindeki iman esasları.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Saadet-i ebediye: Bitmez ve tükenmez sonsuz mutluluk.</span></span></p><p><span style="font-family: 'Arial'"><span style="color: #008000">Medar: Sebep, vesile.* Yörünge</span></span></p><p></p><p><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 12px">İşte otuzüç aded Sözler, böyle Kur'anî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar. Madem hakikat budur; esrar-ı Kur'aniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasib bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi' bir nur ve dalalet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım. Bilirsiniz ki: Eğer dalalet cehaletten gelse izalesi kolaydır. Fakat dalalet, fenden ve ilimden gelse, izalesi müşkildir. Eski zamanda ikinci kısım, binde bir bulunuyordu. Bulunanlardan ancak binden biri irşad ile yola gelebilirdi. Çünki öyleler kendilerini beğeniyorlar; hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar. Cenab-ı Hak şu zamanda, i'caz-ı Kur'anın manevî lemaatından olan malûm Sözler'i, şu dalalet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım(düşüncesindeyim).</span></span></em></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hakikat: Gerçek.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Esrar-ı Kur'aniye: Kur’ana ait sırlar, Kuranın derin ve gizli gerçekleri.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zulümat: Karanlıklar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tehacümat: Hücum etmeler, saldırmalar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Maruz: Uğrayan, uğramış, hedef.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Heyet-i İslâmiye: Müslümanlar topluluğu.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Nâfi': Menfaatli, faydalı, yararlı.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İtikad: inanmak, inanç, gönülden iman.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Dalalet: Sapıtma,doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Cehalet: Cahillik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İzale: Giderme, ortadan kaldırma.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Müşkil: Zor, güç.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">İrşad: doğru yolu gösterme.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">i'caz-ı Kur'an: Kur’anın mucizeliği.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Lemaat: Parıltılar.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Malum: Bilinen, belli olan.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Dalalet: Sapıtma,doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Zındıka: Dinsizlik, kafirlik.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Tiryak: Panzehir, hemen şifa verici kuvvetli ilaç.</span></span></p><p><span style="color: #008000"><span style="font-family: 'Arial'">Hâsiyet: Özellik, etkileyicilik, fayda, kuvvet.</span></span></p><p></p><p style="text-align: right"><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 18px"><span style="color: #B22222">ﺍَﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ</span></span></span></p> <p style="text-align: right"><strong><em><span style="font-family: 'Arial'"><span style="font-size: 15px">Said Nursî</span></span></em></strong></p></blockquote><p></p>
[QUOTE="Ahmet.1, post: 520736, member: 1040028"] [B][I][CENTER][FONT=Times New Roman][SIZE=6]Beşinci Mektup[/SIZE][/FONT][/CENTER][/I][/B] [FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#B22222"]ﺑِﺎﺳْﻤِﻪِ ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻪُ ﻭَﺍِﻥْ ﻣِﻦْ ﺷَﻲْﺀٍ ﺍِﻻَّ ﻳُﺴَﺒِّﺢُ ﺑِﺤَﻤْﺪِﻩِ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [U][FONT=Arial]Hertürlü noksan sıfattan uzak Allah'ın adıyla. - "Hiçbir şey yoktur ki, O'nu hamd ile beraber tesbih (tenzih) ediyor olmasın." (İsrâ sûresi, 17/44)[/FONT][/U] [B][I][FONT=Arial][SIZE=3]Silsile-i Nakşî'nin kahramanı ve bir güneşi olan İmam-ı Rabbanî (R.A) Mektubat'ında demiş ki:"Hakaik-i imaniyeden bir mes'elenin inkişafını, binler ezvak ve mevacid ve keramata tercih ederim."[/SIZE][/FONT][/I][/B] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Silsile-i Nakşî: Nakşi silsilesi, Nakşi tarikatı yolu. Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler. İnkişaf: Açılma, meydana çıkma. Ezvak: Zevkler Mevacid: Kalbe zevk veren haller. Keramat: Allah’ın(cc) veli(ermiş) kullarında görünen Allah vergisi olan harika ve Olağanüstü durumlar ve hareketler.[/FONT][/COLOR] [I][SIZE=3][FONT=Arial]Hem demiş ki: "Bütün tarîklerin nokta-i müntehası, hakaik-i imaniyenin vuzuh ve inkişafıdır."[/FONT][/SIZE][/I] [FONT=Arial][COLOR="#008000"]Tarîk: yol. Nokta-i münteha: Son nokta, en son nokta. Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler. Vuzuh: Açıklık, anlaşılırlık, netlik. İnkişaf: Açılma, meydana çıkma.[/COLOR][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Hem demiş ki: "Velayet üç kısımdır: Biri velayet-i suğra ki, meşhur velayettir. Biri velayet-i vustâ, biri velayet-i kübradır. Velayet-i kübra ise; veraset-i nübüvvet yoluyla, tasavvuf berzahına girmeden, doğrudan doğruya hakikata yol açmaktır."[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Velayet: Velilik, ermişlik, dinde üstün derecede manevi olgunluk. Velayet-i suğra: En küçük velilik(ermişlik) derecesi. Velayet-i vustâ: Orta velilik(ermişlik) derecesi. Velayet-i Kübra: En büyük ve yüksek velilik. Veraset-i nübüvvet: Peygamberlik varisliği(peygamberin gaye edindiği anlayış yaşayış biçimini benimseyip gaye edinme. Tasavvuf: Kalbi dünyanın geçici işlerinden ayırıp Allah’a(cc) döndürmek, kötü ahlaklardan temizlenip güzel ahlakları kazanma ve din duygularını geliştirme yolu.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Hem demiş ki: "Tarîk-i Nakşî'de iki kanat ile sülûk edilir." Yani: Hakaik-i imaniyeye sağlam bir surette itikad etmek ve feraiz-i diniyeyi imtisal etmekle olur. Bu iki cenahta kusur varsa, o yolda gidilmez. Öyle ise tarîk-ı Nakşî'nin üç perdesi var:[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Tarîk-i Nakşî: Nakşi tariki, nakşibendi denilen tarikat yolu.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Birisi ve en birincisi ve en büyüğü: [/B] Doğrudan doğruya hakaik-i imaniyeye hizmettir ki, İmam-ı Rabbanî de (R.A.) âhir zamanında ona sülûk etmiştir.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler. Sülûk: Girip izleme.* Manevi olarak ilerleyip yükselme.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]İkincisi: [/B] Feraiz-i diniyeye ve Sünnet-i Seniyeye tarîkat perdesi altında hizmettir.[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Feraiz-i diniye: Dinin farzları, İslam dinindeki farz(kesin) emirler. Sünnet-i Seniye: Peygamberimizin(asm) yüksek ve değerli sünneti Tarîkat: Yol, manevi terbiye yolu.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3][B]Üçüncüsü: [/B] Tasavvuf yoluyla emraz-ı kalbiyenin izalesine çalışmak, kalb ayağıyla sülûk etmektir. Birincisi farz, ikincisi vâcib, bu üçüncüsü ise sünnet hükmündedir. [/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Tasavvuf: Kalbi dünyanın geçici işlerinden ayırıp Allah’a(cc) döndürmek, kötü ahlaklardan temizlenip güzel ahlakları kazanma ve din duygularını geliştirme yolu. Emraz-ı kalb: Kalb hastalıkları. İzale: Giderme, ortadan kaldırma. Sülûk: Girip izleme.* Manevi olarak ilerleyip yükselme.[/FONT][/COLOR] [I][FONT=Arial][SIZE=3]Madem hakikat böyledir; ben tahmin ediyorum ki: Eğer Şeyh Abdülkadir-i Geylanî (R.A.) ve Şah-ı Nakşibend (R.A.) ve İmam-ı Rabbanî (R.A.) gibi zâtlar bu zamanda olsaydılar, bütün himmetlerini, hakaik-i imaniyenin ve akaid-i İslâmiyenin takviyesine sarfedeceklerdi. Çünki saadet-i ebediyenin medarı onlardır. Onlarda kusur edilse, şekavet-i ebediyeye sebebiyet verir. İmansız Cennet'e gidemez, fakat tasavvufsuz Cennet'e giden pek çoktur. Ekmeksiz insan yaşayamaz, fakat meyvesiz yaşayabilir. Tasavvuf meyvedir, hakaik-i İslâmiye gıdadır. Eskiden kırk günden tut, tâ kırk seneye kadar bir seyr ü sülûk ile bazı hakaik-i imaniyeye ancak çıkılabilirdi. Şimdi ise Cenab-ı Hakk'ın rahmetiyle, kırk dakikada o hakaika çıkılacak bir yol bulunsa; o yola karşı lâkayd kalmak, elbette kâr-ı akıl değil...[/SIZE][/FONT][/I] [FONT=Arial][COLOR="#008000"]Himmet: Gayret, çalışma, çaba.* Yardım. Hakaik-i imaniye: İmana ait hakikatlar, inançla ilgili gerçekler. Akaid-i İslâmiye: İslam dinindeki iman esasları. Saadet-i ebediye: Bitmez ve tükenmez sonsuz mutluluk. Medar: Sebep, vesile.* Yörünge[/COLOR][/FONT] [I][FONT=Arial][SIZE=3]İşte otuzüç aded Sözler, böyle Kur'anî bir yolu açtığını, dikkatle okuyanlar hükmediyorlar. Madem hakikat budur; esrar-ı Kur'aniyeye ait yazılan Sözler, şu zamanın yaralarına en münasib bir ilâç, bir merhem ve zulümatın tehacümatına maruz heyet-i İslâmiyeye en nâfi' bir nur ve dalalet vâdilerinde hayrete düşenler için en doğru bir rehber olduğu itikadındayım. Bilirsiniz ki: Eğer dalalet cehaletten gelse izalesi kolaydır. Fakat dalalet, fenden ve ilimden gelse, izalesi müşkildir. Eski zamanda ikinci kısım, binde bir bulunuyordu. Bulunanlardan ancak binden biri irşad ile yola gelebilirdi. Çünki öyleler kendilerini beğeniyorlar; hem bilmiyorlar, hem kendilerini bilir zannediyorlar. Cenab-ı Hak şu zamanda, i'caz-ı Kur'anın manevî lemaatından olan malûm Sözler'i, şu dalalet zındıkasına bir tiryak hâsiyetini vermiş tasavvurundayım(düşüncesindeyim).[/SIZE][/FONT][/I] [COLOR="#008000"][FONT=Arial]Hakikat: Gerçek. Esrar-ı Kur'aniye: Kur’ana ait sırlar, Kuranın derin ve gizli gerçekleri. Zulümat: Karanlıklar. Tehacümat: Hücum etmeler, saldırmalar. Maruz: Uğrayan, uğramış, hedef. Heyet-i İslâmiye: Müslümanlar topluluğu. Nâfi': Menfaatli, faydalı, yararlı. İtikad: inanmak, inanç, gönülden iman. Dalalet: Sapıtma,doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak. Cehalet: Cahillik. İzale: Giderme, ortadan kaldırma. Müşkil: Zor, güç. İrşad: doğru yolu gösterme. i'caz-ı Kur'an: Kur’anın mucizeliği. Lemaat: Parıltılar. Malum: Bilinen, belli olan. Dalalet: Sapıtma,doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak. Zındıka: Dinsizlik, kafirlik. Tiryak: Panzehir, hemen şifa verici kuvvetli ilaç. Hâsiyet: Özellik, etkileyicilik, fayda, kuvvet.[/FONT][/COLOR] [RIGHT][FONT=Arial][SIZE=5][COLOR="#B22222"]ﺍَﻟْﺒَﺎﻗِﻰ ﻫُﻮَ ﺍﻟْﺒَﺎﻗِﻰ[/COLOR][/SIZE][/FONT] [B][I][FONT=Arial][SIZE=4]Said Nursî[/SIZE][/FONT][/I][/B][/RIGHT] [/QUOTE]
Adı
İnsan doğrulaması
Peygamber Efendimiz a.s.v.'ın kabri nerededir? (Sadece şehir adını küçük harfler ile giriniz)
Cevap yaz
Forumlar
Tasavvuf
Ehli Sünnet Tarikat ve Cemaatler
Beşinci Mektup
Bu site çerezler kullanır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.
Accept
Daha fazla bilgi edin.…
Üst