Ynt: Bilimde Geçen Yılın 10 Önemli Keşfi
7) SIÇRAYAN SIVILARIN GİZİ ÇÖZÜLDÜ
Hollandalı fizikçiler, sıvıların, ilk kez 40 yıl önce dikkati çeken, ancak açıklanamayan atlama-zıplama şeklinde kendini gösteren gizemli davranışlarının ardındaki fiziksel olguyu çözmeyi başardılar.
İngiliz mühendis Arthur Kaye 1963 yılında, bir organik sıvı karışımı üzerinde deney yaparken bu tuhaf olgunun farkına vardı. Bu koyu kıvamlı sıvıyı bir yüzeyin üzerine döken Kaye, aşağı inmekte olan sıvının aniden bir fıskiye gibi püskürerek, ardından gelen sıvı ile birleştiğini gördü.
Bu etkinin ders kitaplarında kompleks sıvıların tuhaf özelliklerini göstermek için kullandığını belirten Hollanda'daki Twente Üniversitesi'nden Michel Versluis , bu tuhaf olgunun aslında çok sık görüldüğünü, banyo ve mutfaklarda sık sık meydana geldiğini söylüyor. Domates salçasından, yoğurda, boyalardan şampuana, çok çeşitli sıvılarda bu özelliği sergilendiğine dikkat çekiyor.
Kaye-etkisi adı verilen bu etkinin insanların gözünden kaçmasının nedeni çok kısa sürmesidir. Püskürmenin ortaya çıkışından, arkadan gelmekte olan akıntı ile birleşme anı arasında geçen süre tipik olarak 300 milisaniyedir. Bu süre o kadar kısadır ki çıplak gözle görülemez.
Vesluis bu etkinin incelme özelliği taşıyan tüm sıvılarda gözlenebileceğini söylüyor.Bu da, sıvı akarken viskositesinin (yapışkanlık özelliği) azaldığı ve sonuçta inceldiği anlamına geliyor. Viskositesi yüksek bir sıvıyı bir düzlemin üzerine dökerseniz, önce sarmal şeklinde bir yığın meydana getirir. Ancak bir noktadan sonra yığının bir yanından aşağı doğru kaymaya başlar. Yoğunluğu azalmış ince bir sıvı tabaka bu ikisi arasında "lubrikan-yağlayıcı" vazifesi görür ve karışmalarını önler. Daha sonra akan sıvı yığının yüzeyindeki bir çukurdan havaya doğru sıçrar. Bilim adamlarının video görüntülerinde, yüzeyden havaya sıçrayan bu U şeklindeki akıntıyı net bir şekilde görmek mümkün.
Önceleri bir yansıma olarak düşünülen Kaye etkisinin, aslında sıvının incelmesi sonucu ortaya çıkan yağlama etkisi olduğunu keşfeden Versluis ve meslektaşları, bu keşiflerini lazer ışını uygulamalarında kullanmayı planlıyorlar. Böylece ışığın sıvı optik fiberler yoluyla nakledilme olasılığı gerçek olabilecek.